Güncelleme Tarihi:
ANKARA (DHA) -SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'nin ilaç üretimine ilişkin, "Biz ülkemizin sadece klasik kimyasal ilaçların üretildiği veya ambalajlandığı bir ülke konumunda kalmasını istemiyoruz. Yeni teknolojiye sahip ilaçların ve biyolojik ürünlerin üretilebildiği, yüksek teknolojili tıbbi cihazların imal edilebildiği bir ülke olmayı hedefliyoruz. İlaçta yüzde 54 oranında, ileri teknolojiye sahip tıbbi ekipmanlarda ise neredeyse yüzde 100’e yakın dış ülkelere bağımlılığımız var. Bizim taraftan bakıldığında bu tarz bir dış bağımlılık sürdürülebilir gözükmemektedir. Bu teknolojilere sahip ülkelerle stratejik işbirliği içinde olmak istiyoruz" dedi.
Sağlık Bakanı Koca, ABD Ticaret Odası ve ABD-Türkiye İş Konseyi temsilcilerini kabulünde teknoloji transferi ve yerlileştirme çalışmaları hakkında bilgi verdi. Dünya üzerinde 3 milyon şirketi temsil eden ABD Ticaret Odası Genel Müdürü Jeniffer Miel başkanlığındaki 15 kişilik heyette; uluslararası teknoloji, ilaç ve tıbbi malzeme firmalarının temsilcileri de yer aldı.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: "Türkiye jeopolitik konumu sebebiyle dünya nüfusunun neredeyse üçte birinin merkezi konumunda bulunmaktadır. Hava yolu dikkate alındığında pek çok ülkeye birkaç saatlik uçuş mesafesindedir. Deniz yolu ile Avrupa, Rusya Federasyonu bölgesi, Körfez ülkeleri, Kuzey ve Doğu Afrika’ya kolay ulaşım sağlanabilecek limanlara sahiptir. Kara yolu taşımacılığı ile Avrupa’nın tamamı ve Orta Doğu ülkelerine erişim mesafesindedir.
ÜLKEMİZ BULUNDUĞU COĞRAFYANIN EN İSTİKRARLI ÜLKESİDİR
Sadece lojistik nedenler dikkate alındığında bile Türkiye’nin üretim tesisleri açısından ne kadar ideal bir konuma sahip olduğu görülebilecektir. Az önce söylediğim gibi A.B.D.’nin de dahil olduğu pek çok ülkenin, Türkiye’de üretim tesisleri ve yatırımları vardır. Bu tesislerde üretilen ürünler sadece Türkiye içinde değil, bahsettiğim coğrafya içinde de tüketilmektedir. Bahsettiğim pazarlar gelişen pazarlardır ve önümüzdeki yıllarda ticaret kapasitesi daha da artacaktır. Türkiye’nin ve bahsettiğim bu ülkelerin pazarları dikkate alındığında yatırımcılar açısından çok cazip bir pazar olduğu, bu pazar içinse ülkemizin ideal bir üretim merkezi olabileceği görülecektir. Ülkemiz bulunduğu coğrafyanın en istikrarlı ülkesidir. Yakınımızdaki ülkelerin tamamı gelişme potansiyeli olan ülkelerdir ve pazarın kapasitesi de bu potansiyel sayesinde genişlemeye adaydır.
YÜZDE 100'E YAKIN DIŞ ÜLKELERE BAĞIMLILIĞIMIZ VAR
Sağlık endüstrileri dikkate alındığında, biz ülkemizin sadece klasik kimyasal ilaçların üretildiği veya ambalajlandığı bir ülke konumunda kalmasını istemiyoruz. Yeni teknolojiye sahip ilaçların ve biyolojik ürünlerin üretilebildiği, yüksek teknolojili tıbbi cihazların imal edilebildiği bir ülke olmayı hedefliyoruz. Bu hususta yerelleşme anlamında kendimize koyduğumuz bir hedef vardır. İlaçta yüzde 54 oranında, ileri teknolojiye sahip tıbbi ekipmanlarda ise neredeyse yüzde 100’e yakın dış ülkelere bağımlılığımız var. Bizim taraftan bakıldığında bu tarz bir dış bağımlılık sürdürülebilir gözükmemektedir. Biz bu ilaçların, bu tıbbi cihazların ülkemizde üretilebilmesini hedefliyoruz. Bu yönde de bu teknolojilere sahip ülkelerle stratejik işbirliği içinde olmak istiyoruz. Stratejik işbirliği içinde, üretim tesislerinin ülkemiz sınırları içinde kurulmasını, iç pazarımızın ve civarımızdaki dış pazarların ihtiyaçlarının bu tesislerden karşılanmasını hedefliyoruz. Ancak bu üretim hatlarının sadece fason üretim yapan, mevcut bir ürünün kopyalarını üreten tesisler olmasını da istemiyoruz. Bu tesisler teknoloji transferi ile "know-how"ın aktarıldığı, Araştırma ve Geliştirme çalışmalarının yapıldığı, yeni ve daha gelişmiş ürünlerin tasarlandığı ve üretildiği tesisler olmalıdır. Bu tesislerde üretilen kaliteli ve uygun maliyetli ürünlerin bahsetmiş olduğum gelişen pazarlara satılması ile her iki tarafın da kazançlı çıkacağı bir modelde iş ortaklığı yapmanın daha doğru olacağı inancındayım."
(FOTOĞRAF)