Saça ucuz boya yaptırıp sağlığınızı riske atmayın

Güncelleme Tarihi:

Saça ucuz boya yaptırıp sağlığınızı riske atmayın
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2007 00:00

Kuaför olunmaz, kuaför doğulur, ama eğitim ve görgü şart diyen ünlü Paris Kuaför’ün sahibi Hakkı Kutlugün, Ankara Hürriyet’e konuk oldu. "Erkek berberi" kavramını "erkek kuaförü" ile değiştiren, meslekte 55’inci yılını dolduran Kutlugün’le hizmet verdiği ünlüleri, meslek sırlarını, iyi boyanın ve fönün inceliklerini, sektörün sıkıntılarını, 50 yılda nelerin değiştiğini konuştuk.

ÜNÜ Ankara sınırlarını aşan, alanında Türkiye’nin en tecrübeli ve başarılı isimlerinin başında gelen Paris Kuaför’ün sahibi Hakkı Kütlugün, beş şube ve 250 çalışanıyla faliyet gösterdiği sektör ve kendisiyle ilgili samimi açıklamalarda bulundu. O birçok Ankaralı sosyetik kadın ve erkeğin yanı sıra, 55 yıl boyunca Özal ve Çiller gibi birbirinden ünlü siyasetçilerin, eşlerinin ve sanatçıların saçlarını teslim ettiği, ismiyle marka olan bir kuaför. Ünlü moda kulüplerinden Haute Coiffeur Francaise’in başkanlığını yapmış olan, 1956’da Kızılay’da Ortadoğunun en şatafatlı kuaför dükkanını açan, 55 yılda 3 bine yakın eleman yetiştiren Paris Kuaför’ün sahibi Kutlugün, Ankara Hürriyet’e konuştu. "Sektörde hepimiz çok kompleksliyiz" diye söze başlayan, "Boya kuaförlüğün en önemli unsurlarından biri" diye devam eden, "Birlikte sektörü yüceltmeliyiz" diye konuşmayı sonlandıren Kutlugün, şunları anlattı:

KIZILAY YENİ GELİŞİYORDU Paris Kuaför 50. yılını doldururken, ben de meslekte 55. yılımı doldurdum. İlk dükkanı 1956’da İzmir Caddesi ile Sümer Sokak’ın kesiştiği yerde açtım. O zaman Kızılay çok farklıydı. 1950’lerde Ulus, şimdinin Arjantin Caddesi, Gaziosmanpaşa’sıyken, daha sonra bayrağı Kızılay’a devretti. Ben Kızılay’daki kuaförü açtığımda semt yeni yeni gelişiyordu. Birkaç binayla otelden başka birşey yoktu. 1970’lerde Ortadoğu’nun en büyük kuaför salonuyduk. Altın varakların ahşap dekorasyonun ağırlıklı olduğu çok şık bir salondu. Zamanla Paris Kuaförü farklı yerlere, gelişen yerlere taşıdım. 1983’de Tunalı Hilmi’ye geldiğimde de bu bölge yeni gelişiyordu. Paris Kuaför açıldıktan sonra bir sürü marka geldi. Şu an Ankara’da beş şube ve toplam 250 kişiyle hizmet veriyoruz.

’HAYIR’ KELİMESİ KULLANMADIMMesleğimde "hayır" kelimesini hiç kullanmadım. Böyle bir lüksüm olmadı. Kolay bir meslek değil. Biz, 7.30-21.00 arası çalışırız. Paris Kuaför’ün mantalitesi iyi saç yapmak dışında, kaliteli ve yenilikçi bir dekorasyonla da öne çıkmaktır. Kuaförlük modayla el ele yürüyen bir sektördür ve kendinizi yenilerken mekanınızı da yenilemeniz gerekir. Başka türlü sektörde uzun ömürlü olamazsınız. Benim 35 senelik, artık dostum haline gelen müşterilerim var. İlk geldiğinde genç kız olan, şimdi torunları olan müşterilerim var. Adnan Menderes’den Demirel’e, İnönü’den Özal’a birçok gelen siyasi lidere hizmet ettim. Ama, yeni hükümetle birlikte siyasetçilerin hanımları pek gelmemeye başladı. Bu da beni üzüyor tabi. Bir dönemler neredeyse bütün siyasetçilerin hanımlarının saçlarını ben yapardım.

FİYATLARI ANLAMAKTA ZORLANIYORUM Boya, kuaförlükte en önemli unsurlardan biri. Türkiye’de ortalama maliyeti 25 YTL, ama bazı kuaförler 25-30 YTL’ye boya yapıyor. Ben, 55 yıldır bu işi yapıyorum hala bunun nasıl olduğunu anlamadım. 2.5 milyona boya tüpü nasıl oluyor? Bu nasıl bir boyadır? Kalitesiz boyalar daha sonra insanlarda alerjik reaksiyona neden olabilir, saçlar kopup, dökülebilir, çabuk beyazlayabilir. Kaliteli firmaların sattığı boyaların fiyatları belli. Ortalama bir saça 1-1.5 tüp boya gider. Bakıyorum bazı kuaförler pankart asıyor: "20 YTL’ye boya", "30 YTL’ye röfle" diye. Röflenin maliyeti zaten 70-80 YTL. Sağlık Bakanalığı’nın denetim yapması, bu yazıları asan dükkana girip, boyaları toplayıp tahlil etmesi lazım.

HEPİMİZ ÇOK KOMPLEKSLİYİZ Sektörde hepimiz çok kompleksliyiz. Çok fazla küçük salon açılıyor. "Bir salon açıp 2-2.5 milyar kazansam çok iyi" diye düşünüp dükkan açanların bazıları tutunuyor, bazıları yok olup gidiyor. Elektirğini, suyunu ödemeyen salonlar var. Büyük salonları beldiye, maliye ve sağlık bakanlığı denetlerken, küçüklerin aynı şekilde kontrolünün yapıldığına inanmıyorum. Küçük salonlara giden müşteri dikkat etmeli ne boya kullanıldığına. Boya, müşterinin gözü önünde sıkılmalı. Hijyene de ayrıca dikkat edilmeli. Fırçası, havlusu temiz olmalı. Yeri gelir bir müşteriye 5-6 tane havlu kullandığımız olur. Bunların temizliği çok önemlidir. bazı kuaförler dükkanın dışına havlular asar. Böyle birşey olamaz. Bu, hem görüntü kirliliği yaratır, hem de dışarıda kurutulan havlular mikrop yuvasıdır.

YAŞ ORTALAMASI 35-40 Bana gelen müşterinin büyük çoğunluğunun yaş ortalaması 35-40 civarındadır. Erkekler kuaför konusunda bayanlardan daha tutucu. 20-30 senedir bana gelen erkek müşteri çoktur. Ama genel anlamda müşteri profili son 15-20 senedir çok değişti, bir yere bağımlılığını kopardı, farklı salonlara gitmeye başladı. Genelde bayanlar çok özel dönemlerde özel kuaförleri tercih ediyor, gündelik yaşamında ise ise mahalle kuaförüne gidiyor. Kuaför alışkanlığı olan müşteri bilinçli müşteridir, herşeyi bilir, kuaförsüz yapamaz ve dünyayı takip eden salonlara giderler. Bu tip müşteriye farklı şeyi kabul ettirmek zordur. Kuaförler olarak sektörde kalıcılığı sağlamak için kendimizi sürekli yenilemeliyiz. Bu amaçla üç sene önce önemli bir atılım yaptık. Bütün salonları yıkıp yeniledik. Tunalı Hilmi’deki merkezi buraya taşıdık. Özellikle Galleria Alışveriş merkezindeki salonumuz ambiansıyla, dekorasyonuyla çok farklı ve güzel oldu. Bütün olay yenilik.

Kuaförün kültürlü ve görgülü olması gerekir

Kuaförlerİn, bu meslekle uğraşan kişilerin mutlaka belli bir kültüre, dünya görüşüne sahip olması gerekir. Haftada 1-2 kere tiyatroya, sinemaya gitmesi, farklı yaşamları, kültürleri görmesi lazım. Kültür ve görgü çok farklı birşey. Ben de hep çalışanlarıma kendilerini geliştirmelerini, kültür ve görgülerini artırmalarını tavsiye ederim.

Bu bir yaşam şekli olmalı. Eskisi gibi eti senin kemiği benim diye kuaförlüğe çok küçük yaştan başlanmıyor. 18 yaş ve üstü okullu gençler alınıyor. Biz, Paris kuaför olarak 15 yaş ve üstü talebeleri alıyoruz. En önemli sorunlarımızdan biri, bir kuaför açılınca diğer bir salonda çalışan çocuğu müşterisiyle beraber alan kuaförler.

Doğal sevimli saçlar moda

ÇOK farklı, gösterişli topuzlar yapılıyor. Televizyonda görüyorum bazen, kaskatı saçlar yapılıyor. Oysa güzel olanı daha doğal, sevimli yumuşak saçlardır. Bu sene çok daha yumuşak, natürel topuzlar var. Kısa ve uzun saçın keyfi kaynak ve postijlerle aynı anda yaşanabiliyor. Eskiden peruklar vardı, şimdi çok daha doğal duran yöntemler var. Bir gün uzun, ertesi gün kısa saça sahip olabiliyorsunuz. Saç bakımı içinse profesyonel ürünler var. Firmalar bunun için büyük emek ve para harcıyor. Kötü hava şartlarında insanların saçına bakması gereken özeni göstermesi için antibiyotik gibi ürünler var. Bayanların yaptığı en büyük hatalardan biri üstü üste saça işlem yaptırmak. Örneğin önce röfle yaptırıp, koyuya boyatıp, sonra tekrar açtırmak saça büyük zarar verir. Yarım saat boyunca çekiştire çekiştire fön yapmak da saça büyük zarar veri. Fön çekmek bir sanattır. Yumuşak yapılmalıdır.

Eskiden balolar davetler olurdu

Eskİden ayakkabı boyacısından tamircisine kadar piyasada bir para sirkülasyonu vardı. Bu artık yok oldu. Sık sık bürokratların, siyasetçilerin katıldığı balolar, davetler, operalar, tiyatrolar olurdu. Bunlar kalmadığı için sektör de zarar gördü. Bu sektörde zannedildiği gibi çok büyük kar marjları yoktur. Yaklaşık yüzde 10’luk bir kar marjı vardır. Çok büyük paralar kazanılmıyor, kim çok kazanıyorum diyorsa gelsin karşıma. Kar demek akşama kadar kasaya giren para demek değildir. Birlikte bu sektörü yüceltmeliyiz. Bu sektörden en az 5 milyon insan ekmek yiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!