Güncelleme Tarihi:
Ankara Resim ve Heykel Müzesi, ülkemizin en zengin resim koleksiyonlarından birine sahip. Şeker Ahmet Paşa, Hoca Ali Rıza gibi erken dönem ressamların eserlerinden başlayarak günümüze kadar uzanan bir kronoloji ile Türk resim sanatının başyapıtları, müze içindeki 15 farklı odada sergileniyor. Osman Hamdi Bey, İbrahim Çallı, Fikret Mualla, Abidin Dino, Turgut Zaim, Adnan Çoker, Adnan Turani, Komet gibi isimlerin eserleri, ziyaretçileri karşılıyor. Günümüzde müze olan bu tarihi yapı, inşa edildiği günden itibaren farklı fonksiyonlar için de kullanıldı. Türk Ocakları Genel Merkezi olarak inşa edilen yapının tarihçesini ve ilklerini Ankara Resim ve Heykel Müzesi Müdürü Murat Yıldırım anlattı.
YENİ BAŞKENT KENDİNİ BULUYOR
“Arif Hikmet Koyunoğlu, 1. Ulusal Mimarlık Dönemi’ne damga vuran isimlerden. 1. Ulusal Mimarlık Akımı, 1900’lerin başından 1930’a kadar sürüyor. Giulio Mongeri ve Alexandre Vallaury gibi çok önemli yabancı isimlerin yanı sıra Mimar Kemalettin, Mimar Muzaffer, Vedat Tek gibi Türk mimarlar var. Bu süreçte birçok yeni bina yapılıyor. Ankara, yeni başkent ve bu mimari ile kendini buluyor. Başkent olmasıyla birlikte bir yapılanma sürecine giriyor. Yeni şehrin birçok yeni ihtiyacı oluyor. Bu ihtiyaçlara göre de yeni binalar yapılıyor. Ankara, 1. Ulusal Mimari Dönemi’nin en iyi temsil edildiği şehir. Arif Hikmet, özellikle Ankara’daki diğer mimarlara göre çok öne çıkıyor, çünkü Ankara’da çok fazla eseri var. Türk Ocağı Genel Merkezi olarak planlanan bu bina için 1926 yılında proje süreci başlatılıyor. Arif Hikmet de proje veriyor ama çok mutlu değil, çünkü yarışmaya hocaları da katılıyor ama Atatürk, Arif Hikmet’in projesini çok beğeniyor ve hayata geçirilmesi talimatını veriyor. 1927-1930 yılları arasında inşa ediliyor. Burası Arif Hikmet’in Ankara’daki son eseri. Ankara’da 10’un üzerinde eseri var, onların en önemlisi. Arif Hikmet, eserleri arasında burayı ‘taç’ olarak niteliyor. Ankara Garı’nda bu yöne doğru gelirken, bu bina gerçekten taç görünümünde. Burası yapılmadan önce buraya gelen seyyahlar Ankara Kalesi için de ‘Bozkır bir ova içinde taç görünümünde’ demişler, ama Resim ve Heykel Müzesi, ‘taç’ benzetmesini daha çok hak ediyor.
İLKLERE EV SAHİPLİĞİ YAPTI
Bu bina, birçok ilke ev sahipliği yapmış. Cumhuriyet’in ilk kültür ve sanat kurumu diyebiliriz. Türk Tarih Kongresi’nin ilkine ev sahipliği yapıyor, 10. Yıl Marşı’nın ilk seslendirilişi, Dil Kongresi’nin ilki de yine burada yapılıyor. Özsoy Operası ilk opera olarak burada sahneleniyor. ‘Ankara’da betonarme olarak yapılan ilk anıtsal bina burası’ diyebiliriz. Resim ve Heykel Müzesi olması da ilklerden. Ankara taşı da kullanılmış ama üst katlar betonarme. Çok güçlü bir koleksiyona sahibiz. Bina, çok fazla kurum, kuruluş, vakıf, dernek tarafından kullanılmış. Türk Ocağı Genel Merkezi olarak açılmış ama bir yıl sonra kapanmış. Sonrasında Halk Evleri’ne devredilmiş. 1975 yılının Aralık ayında resmen Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne Resim ve Heykel Müzesi olarak kullanılmak üzere tahsis edildikten sonra binanın mimarı Arif Hikmet Koyunoğlu’nun nezaretinde aslına ve yeni amacına uygun bir şekilde restore ediliyor. 2 Nisan 1980 tarihinde de törenle müze olarak hizmete açılıyor. 1976 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’ndan alınan Osman Hamdi Bey’in ‘Silah Taciri’, V. Vereshchagin’in ‘Timur’un Mezarı Başında’, Zonaro’nun ‘Genç Kız Portresi’ ve Emel Cimcoz'un (Korutürk) ‘Türk Çocuğunun Atatürk’e Şükranı’ eserleri, müze koleksiyonunun ilk dört parçasını oluşturuyor. Yıllar içinde diğer kurum ve kuruluşlardan devirler, bağışlar, satın almalar, sergilenen eserlerle müze koleksiyonu genişliyor. Şu an üç bin 681 eserimiz var. Teşhirde 296 eserimiz bulunuyor. Teşhir seçkisi Kıymet Giray tarafından oluşturuldu. Kıymet Giray, bu seçki için ‘Başyapıtlar Seçkisi’ ifadesini kullanıyor. Ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği ve önünde fotoğraf çektirdiği eser olarak Osman Hamdi Bey’in ‘Silah Taciri’ eserini söyleyebiliriz. Eser, Osman Hamdi Bey’in en önemli birkaç eserinden biri olarak biliniyor. Büyüklüğü nedeniyle neredeyse müzede yeri değiştirilmeyen tek eser olan V. Vereshchagin’in ‘Timur’un Mezarı Başında’ ve ‘Ergenekon’ tabloları da, koleksiyonunun önemli eserleri arasında yer alıyor. Müzedeki koleksiyon, yaklaşık olarak bir kronoloji ile sergileniyor.”
ATATÜRK: ‘BURADAN AYRILMAYI İSTEMİYORUM YAPAN ELLER SAĞ OLSUN’
Ankara Resim ve Heykel Müzesi, geleneksel motiflerle bezeli 400 kişilik görkemli bir konser salonu, dönemsel sergilerin açıldığı Mihri Müşfik ve Arif Hikmet Koyunoğlu sergi salonları, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Buradan ayrılmayı istemiyorum. Yapan eller sağ olsun” diyerek bahsettiği Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun bizzat kendi elleriyle yaptığı süslemelerle bezeli Türk Salonu ve koleksiyonun bir kısmının sergilendiği müze bölümünden oluşuyor. Konser salonundaki koltuklar gül ağacından özel bir bükme tekniği ile yapılmış. Sahnenin üstünde Türklük sembolü olan kurt başı işlenmiş.
* Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’nun projesinin taslak hali, ‘Cepheden Cumhuriyet’e Yüzyılımız’ isimli sergi kapsamında sergileniyor.
* Rus ressam V. Vereshchagin’in ‘Timur’un Mezarı Başında’ isimli tablosu, büyüklüğü ve teknik şartlar nedeniyle müzede yeri değiştirilemeyen tek eser.
* Türk Ocağı Salonu’ndaki Şeref Locası, Mustafa Kemal Atatürk’ün eserleri izlediği yer olarak biliniyor.
* Osman Hamdi Bey’in ‘Silah Taciri’ isimli eseri, müzenin en çok ilgi gören eserleri arasında yer alıyor.