Güncelleme Tarihi:
Adem YAZICI/ANKARA, (DHA)- TÜRK Nöroloji Derneği Genel Sekreteri ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer, ülkemizde 65 yaş üstü 130 bin kadar Parkinson hastası olduğunu belirterek, "Ancak bu kişilerin yarısı hastalığının bilincinde ve hekime ulaşabiliyor. Diğer yarısı hastalığın belirtilerini tanımadıkları için hareket kısıtlılığını yaşlılık, aşırı kilo, eklem sorunları gibi nedenlere bağlıyorlar. Dolayısıyla tedavisiz ve günlük yaşamda başkalarına bağımlı hale geliyorlar. Bu yüzden de hastalık hakkında farkındalığın arttırılması büyük önem taşıyor" dedi.
ALZHEİMER'DEN SONRA EN SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIK
Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer, Parkinson'un sessiz başlangıçlı, yavaş seyirli Ve Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen sinir hücre harabiyeti sonucunda gelişen bir hastalık olduğunu belirtti. Bora, "Parkinson hastalığının görülme sıklığı 55-60 yaş üzerindeki nüfusta yüzde 1'dir. Bu oran oldukça sabit olmasına karşın, yaşam süresinin uzaması dolayısıyla toplumda yaşlı nüfusunun artması Parkinson hastalarının sayısında da artışa neden olmaktadır" dedi.
PARKİNSON SADECE YAŞLILIK HASTALIĞI DEĞİL
Parkinson hastalığının ender olarak, 20’li ve 30’lu yaşlarda da görülebildiğini kaydeden Prof. Dr. Tokçaer, "Bu genç vakalar tüm Parkinsonluların yüzde 5-10 kadarıdır. Genellikle bu yaş grubundaki Parkinson hastalığı kalıtsaldır ve akraba evlilikleri genç hastaların artmasına neden olabilir. Kalıtsal Parkinson hastalığı çok genç yaşlarda hareket yavaşlığı, titreme gibi belirtilerle başlayabilir. Önemli olan erken teşhis ve doğru tedavi yöntemiyle hastalık belirtilerinin önemli ölçüde kontrol altına alınabilmesidir. Böylelikle yaşam kalitesi yükseltilir. Birey iş ve sosyal yaşamını daha rahat sürdürebilir. Bu nedenle, 11 Nisan’ın Dünya Parkinson Gününün toplumda farkındalığı artırmak açısından oldukça önemli bir yeri var" dedi.
PARKİNSON'UN BAŞLICA BELİRTİLERİ
Parkinson hastalığının temel belirtisinin hareketlerde yavaşlama olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tokçaer, "Buna ek olarak eklem hareketlerinde katılık, titreme erken dönemde ortaya çıkan başlıca belirtilerdir. Hastalığın ileri dönemlerinde denge bozukluğu da tabloya eklenir. Parkinson hastalığında bu motor bulgulardan başka motor dışı belirti ve bulgular da izlenir. Motor dışı belirtiler kabızlık, pozisyon değişikliği ile kan basıncının düşmesi, depresyon, anksiyete, uyku bölünmeleri, huzursuz bacak sendromudur" dedi.
PARKİNSON HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Hastalığın tedavisinde yer alan ilaçların, hastalığı durduramadığını belirten Prof. Dr. Tokçaer, "Ancak belirtileri hafifleterek hastanın günlük yaşam faaliyetlerini rahat sürdürebilmesine yardım etmektedirler. Yirmi yıl kadar önce Parkinson hastalığı tanısı koyduğumuzda hastaya günlük işlerini görebildiği sürece ilaç başlamaz, tedaviyi ertelerdik. Günümüzde bu yaklaşım kabul görmemektedir. Çünkü hastalığın erken evresinde tedaviye başlandığında dopamin eksikliğinin beyinde oluşturacağı diğer işlev bozuklukları geciktirilebilmektedir" dedi.
PARKİNSON HASTALARINA ÖNERİLER
Parkinson hastalığı ile mücadele etmede erken teşhis, fizyoterapi ve egzersiz, uygun ilaçlarla doğru tedavi seçiminin uzmanlarca yapılmasının çok önemli olduğu vurgulandı. Prof. Dr. Tokçaer, "Böylece hastalık önemli ölçüde kontrol altına alınabilir. Parkinson hastaları için egzersiz ve hareket, özellikle ilaçların pek etki edemediği yürüyüş ve denge bozukluklarının kontrolünde çok önemli. Egzersiz sadece yürüyüş, denge, duruşu düzeltmekle kalmaz, Parkinson hastalığının depresyon, durgunluk, yorgunluk ve kabızlık gibi diğer belirtilerini de olumlu etkiler. Hareketsizliğin davet edeceği kalp damar hastalıkları ve kemik erimesine karşı da koruyucu işlev görür.
Parkinson hastası günü programlı yaşamalı ve mutlaka egzersize zaman ayırmalıdır. Bununla beraber günde en az bir istirahat dönemi olmalıdır. Bir işe başlarken veya işin bitiminde ya da her ikisinde dinlenebilirler. İlaç tedavisini aksatmamak ve ilaçları aniden kesmemek gerekir. İlaçlar başka bir sağlık sorunu nedeniyle bir süre kullanılamayacaksa nöroloji doktorunun önereceği takvime göre azaltılıp kesilmelidir.
Parkinson hastalığının başlangıç tedavisi ilaçlardır. Cerrahi tedavi hastalığın orta evrelerinde, ilaçlar belirtileri kontrol ettiği halde, ilaca bağlı istemsiz hareketler ve ilaç aralarında aşırı yavaşlama gibi sorunların ortaya çıktığı durumlarda uygulanabilir. Demansı, denge bozukluğu olan veya sık düşen Parkinson hastalarında cerrahi tedavi yapılmamaktadır.
Parkinson hastalığı yaşam boyu bireye eşlik edeceğinden ona teslim olmamak, onu yönetmek gerekir. Tedaviye uyan ve yaşam biçimini uyarlayabilen hastalar Parkinson'la dik bir yokuşu hızla inmek yerine, hafif eğimli bir rampada ılımlı seyirli bir hastalıkla yolculuk ederler" dedi.
FOTOĞRAFLI