Güncelleme Tarihi:
PİYASAYA nakit para pompalanmadıkça sıkıntıların devam edeceğinin altını çizen Polatlar Lafen İnşaat İş Ortaklığı Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Yücelik, "Piyasaya muhakkak para girmesi gerekiyor. Bu da en iyi yatırımla olur" dedi.
İnşaat sektörünün temel taş olduğunu ifade eden Yücelik, sektörün sıkıntılarını Ankara Hürriyet’e anlattı. Yücelik şunları söyledi:
"İçinde bulunduğumuz ekonomik durumdan her sektör etkilendi. İnşaat sektörü temel taştır. İnşaat sektörü etkilendiği zaman bütün sektörler etkilenir. Krizin konut sektörü üzerinden gelmiş olması, inşaat sektörü için daha büyük olumsuzluk doğurdu. Sektör 2005’te tavan yapmış durumdaydı. 2008’in özellikle son çeyreğinde ise ciddi anlamda düşüş yaşadı. Banka kredilerinin artması, talebin daralması her inşaat firmasını etkiledi. Bir projenin tamamlanmasını ortalama üç sene olarak düşünüyoruz. 2007’deki aşağı doğru iniş 2008 ve 2009’u da kapsayacak şekilde olacağından, firmalar bu dönemden çok ciddi etkilendiler. Bir inşaat firmasının etkilenmesi demek, yaklaşık 250 ayrı dalın etkilenmesi demek. Bir işçiyi işten çıkarttığınız zaman bir yerlerden mutlaka kısar, o zaman da kıstığı sektörler zor durumda kalır. İnşaat sektörünün çok ciddi anlamda desteklenmesi, ayakta tutulması lazım. Bir çok firma kampanyalar yapıyor. Bu, satış olmadığından, piyasayı hareketlendirmek için yapılıyor.
Belirsizlik korkutuyor
İnsanlar belirsizlik ortamında yatırım yapmaktan korkarlar. Bankalarda yaşanan olaylar kişilerin bankalara olan güvenini de sarstı. Kredi faizlerinin yükselmesiyle beraber bir de güvensizlik ortaya çıkınca kredi kullanım oranları neredeyse yüzde 80 düştü. Müşterilerde kredi kullanmak konusunda bazı soru işaretleri var. Sabit faiz sistemi olmasına rağmen bir güvensizlik var. Son dönemlerde daha çok peşin satış yaptık. Güven ortamının oluşturulması ve belirsizliğin giderilmesi gerekiyor. Sektörde yaklaşık yüzde 4’lük bir düşüş var. Genel toplamda yapılan üretime baktığınız zaman yüzde 4 ciddi bir rakam. Firmaların birbiri hakkında ’Batıyormuş, zor duruma girmiş’ gibi cümleler kurması ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Firmaları dedikodu yoluyla batırmaktansa, daha da güçlendirmemiz lazım. Bu kadar firma batarsa tekrar geri gelmeleri en az 15 sene sürer. Tüccarı, sanayiciyi ayakta tutmamız gerekiyor. Bir firma kapandığında bin 500 kişi birden işsiz kalabiliyor. İşsizlik artarsa sıkıntı çok daha ciddi boyutlara ulaşır. Bu yüzden firmalarla ilgili dedikodulara kulak kabartmamalı, kulak kapatmalıyız. Firmalar kapanırsa işsizlik artar. İşsizlik artarsa cinnet, hırsızlık artar, suç oranı artar. Bunlar sadece ekonomik olarak değil, sosyal olarak da çöküntüye götüren, birbiriyle çok bağlantılı şeyler.
Yatırım için doğru zaman
Konut yatırımı için şu anda çok uygun bir dönem. Ev fiyatları aşağı doğru inmeye başladı. Müşteriler, bu düşüşten ciddi anlamda yararlanacaklar. Bizim için değil ama müşteriler için tam bir fırsat zamanı. Firmalar olarak ’kriz’ kelimesini çok fazla kullanıyoruz. Bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Özellikle reklam konusunda çok doğru hareket etmek zorundayız. Tamamen toz pembe bir tablo çizmeyelim ama insanlığı karanlık bir ortama sokacak şekilde de davranmayalım. Müşteriye, ’Kriz var, gel benden ev al’ diyemezsiniz. Bu cümleden müşterinin aklında sadece ’kriz’ kelimesi kalır. Daha pozitif mesajlar vermek gerektiğine inanıyorum. Toplumsal hassasiyet çok önemli. Firma olarak reklamlarımıza, insanlara sunduğumuz şeylere çok dikkat etmemiz gerekiyor. Eskiden tekdüze binalar vardı. Artık öyle değil. Teknolojinin tüm nimetlerini kullanmalı ve daha fazla hizmet vererek insanların hayatını kolaylaştırmalısınız. Ankara’da yeşil alan çok önemli."
Çayyolu’nun Ada’sı
ÇAYYOLU’nun öneminin ve ciddi anlamda gelişen bir bölge olduğunun farkındayız. Bu bölgede 2006 yılında başladığımız Ada isimli proje de Ankara’daki çalışmalarımıza prestijli bir işle başlamak adına güzel ve doğru bir adımdı. Projemizin büyüklüğü 164 bin metrekare. Bu alanda ayrı ayrı altı tane ada var. Şu an bir adamızı teslim etmeye başladık. Ada’nın en büyük özelliğiyse kendisine ait çok geniş bir yeşil alana sahip olması. Tamamen kendine ait 22 bin metrekarelik bir yeşil alan var. Alanımıza aynı bloklardan üç tane daha yerleştirebilirsiniz ama biz bu üç blokluk alanı yeşil alan olarak kullandık. Sitemizdeki yürüyüş yollarının hepsi, tekerlekli sandalye kullanan insanların rahat hareket edebileceği eğimde yapıldı. Yaşam standardı olarak yapılan yerle oturan insanın birbirine uyum sağlaması gerekiyor. Bu uyum Ada’da çok iyi bir şekilde sağlandı.