Güncelleme Tarihi:
CumhurbaŞkanlarInIn, yabancı devlet adamlarının huzurunda söyleyen sanatçı İsmet Kurt, 1963’te "La Boheme" operasında ünlü tenor Luciano Pavarotti ile aynı rolü üstlendi. Kurt, 16 kez sahne alırken, o dönemde 28 yaşında olan Pavarotti sadece 1 defa sahneye çıkabildi ve birkaç hafta içinde de ülkesine döndü.
LA BOHEME’DE ROL DAĞILIMI
Bugüne kadar çeşitli vesilelerle aktarılan, Pavarotti’nin "konuk sanatçı" olarak Türkiye’ye gelişi, 1963-1964 sanat sezonunda gerçekleşti. Bu sezon Başkent sahnelerinde seyirciyle buluşan, Giacomo Puccini’nin ünlü yapıtı "La Boheme"in rol dağıtımında başrol Rodolfo için öncelikli sahneye çıkacak birinci kast olarak o dönemin ünlü sanatçısı İsmet Kurt seçildi.
PAVO 3. KAST OLABİLDİ
Rıdvan Yücel’in ikinci kast olduğu eserde, o zamanlar 28 yaşında olan Luciano Pavarotti de üçüncü kast olarak yerini aldı. Rodolfo’nun sevgilisi Mimi’yi "Kaynanalar" dizisindeki "Tijen" rolüyle de tanınan ünlü sanatçı Sevda Aydan’ın canlandırdığı eserde, "çiçeği burnunda tenor" Luciano Pavarotti, sadece bir kez sahneye çıkabildi ve birkaç hafta içinde de eşyalarını toplayarak ülkesi İtalya’ya geri döndü.
O zaman acemiydi şimdi ise muhteşem
Sanatçı İsmet Kurt, 1956 ve 1963 yıllarında "La Boheme" operasında sahne aldığını söyledi. 1963-64 sanat sezonunda tiyatro ve operanın aynı müdürlükte toplandığını ve opera-bale bölümünden de Cüneyt Gökçer’in sorumlu olduğunu anlatan sanatçı, "İlk La Boheme’i Muhsin Ertuğrul döneminde oynadım. Daha sonra yine 1963’te aynı eser sahnelendiğinde Pavarotti geldi" dedi. Ünlü tenorun o zamanlar tecrübesiz olduğunu ifade eden İsmet Kurt, Pavarotti’nin bugün dünyanın en büyük tenoru olduğunu vurguladı.
Mütevazı bir yıldız
Türkiye Cumhuriyeti’nin üç cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Celal Bayar ve Turgut Özal’ın huzurunda sahne aldığını, yabancı devlet başkanlarının da kendisini izlediğini anlatan Kurt, "İran Şahı Rıza Pehlevi’nin huzurunda sahneye çıktım ve büyük beğeni aldım" diye konuştu.
Milletvekilleri bile bizden az maaş alırdı
Dönemlerİnde opera sanatına büyük ilginin olduğunu, opera binasının kapısında biletler çıktığında 200-300 metre kuyruk oluştuğunu ve biletlerin hemen bittiğini anlatan Kurt, "Biz milletvekilinden, en üst bürokrattan çok maaş alırdık" dedi. "En şaşalı dönemlerimizi yaşadık, o zamanlar sanat baş tacı edilirdi" diyen Kurt, bugün de çok yetenekli sanatçıların bulunduğunu söyledi.
BİZ DE ÇOK İYİYİZ
Operanın İtalya’da doğan bir sanat olduğunu, ancak Türk sanatçılarının da opera konusunda büyük yeteneklerinin bulunduğunu ifade eden Kurt, "Ancak, bizim tek eksiğimiz opera sanatında kendi rejisörlerimizi yetiştirmemek. Bu alanda dışarıya bağımlı gibi görünüyoruz" eleştirisini yöneltti.