Parkinson Günü'nde hasta-hekim dayanışması

Güncelleme Tarihi:

Parkinson Gününde hasta-hekim dayanışması
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2016 09:57

Parkinson Günü'nde hasta-hekim dayanışması

Haberin Devamı

Adem YAZICI/ANKARA, (DHA)- TÜRKİYE Parkinson Hastalığı Derneği Dünya Parkinson Günü'nü, Ankara'da Türk Nöroloji Derneği ve Gazi Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen etkinlikle gerçekleştirdi. Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi 75. Yıl Konferans Salonu'nda hekimler, fizyoterapi uzmanları, Parkinson hastaları ve hasta yakınları bir araya geldi.
Açılış konuşmalarının ardından hasta ve hasta yakınlarına Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer, Prof. Dr. Bülent Elibol, Prof. Dr. Cenk Akbostancı nöroloji açısından, Prof. Dr. Behçet Coşar psikiyatri açısından ve Doç. Dr. Arzu Güçlü Gündüz fizik tedavi açısından hastalıkla ilgili bilgiler verdiler.
Hastalara ilaç kullanımından, evlerini nasıl düzenleyeceklerine kadar birçok konuda bizzat uzmanlar tarafından bilgi aktarımı gerçekleştirildi. Hasta ve hasta yakınlarının tüm sorularının da cevaplanmasının ardından hasta ve hekimlerin el ele, el birliği ile Parkinson farkındalığı için çalıştıklarının bir simgesi olarak 'El Ele El Birliği İle' panosuna el baskısı etkinliği düzenlendi. Tüm hastaların ilgisini çeken bu etkinlikle Parkinson hastalığına karşı hasta ve hekim işbirliği bir kez daha vurgulanmış oldu.
Türkiye Parkinson Derneği ve Türk Nöroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ayşe Bora Tokçaer Parkinson hastalığı ilgili merak edilenleri yanıtladı. Hastalığa farkındalık yaratmak amacıyla bu etkinlikleri önce sadece basın ve medya yolu ile yapıyorduk. Ancak 2014 yılından itibaren basının yanı sıra hasta- hekim buluşmaları da gerçekleştirmekteyiz. Hasta-hekim buluşmalarının ilkini İstanbul'da büyük bir katılımla gerçekleştirdikten sonra 2015 yılında 6 ilde aynı anda düzenledik. Hastaların geniş ilgilisi nedeni ile bu yıl etkinliğimiz 7 ile yayıldı ve 11 Nisan Dünya Parkinson Günü'nü geniş bir hasta kitlesi ile hekimler, hastalar ve sağlıkçılar bir arada kutluyor. Gelecek yıllarda da yaygın bir şekilde farkındalık etkinliklerinin gerçekleştirilmesini diliyorum.
Parkinson hastalığının tanı konulduktan sonra durmaksızın ilerleyen bir hastalık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayşe Bora, "Ancak, hastalıkla yaşamak iyi bir işbirliği ile olur. Bu da; hekim, fizyoterapist, psikolog, hasta, hasta yakını, hemşire olmak üzere tüm ilgililerin elbirliği ile olacak bir şey. Hastaların hastalıktan korkup kaçmaması, hastalığı bilmeleri ve isteyerek kurallara uyarak hastalığı yönetebilmeleri gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki Parkinson ile doğru tedavi, zamanında tedavi ve egzersizlerle beraber günlük yaşam aktivitelerini bozmadan uzun zaman yaşamak mümkün. Bizim bugünkü amacımız da hastalara, Parkinson hastalığı ile mücadelelerinde yalnız olmadıklarını, tüm ilgili uzmanlarla el ele, el birliği ile büyük farklılıklar yaşayabileceklerini vurgulamaktır" dedi.
TÜRKİYE'DE HASTALIĞIN GÖRÜLME SIKLIĞI
65 yaş üzerinde yüzde 1 sıklıkla görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Bora, "80 yaş üzerinde bu oran yüzde 4-5'lere ulaşıyor. Ülkemizde 65 yaş üstüne baktığımızda 130 bin kadar Parkinson hastası olması lazım ama bunun ancak yarısı hastalığının bilincinde ve hekime ulaşabiliyor" dedi.
Parkinson hastalığının beyinde hangi mekanizmaların bozukluğundan kaynaklandığını anladıkça buna yönelik tedavilerin de geliştirilmeye çalışıldığını kaydeden Bora, "Dünyanın çok büyük araştırma laboratuvarlarında Parkinson hastalığı ile ilgili tedavi yöntemleri geliştiriliyor. Zannederim ki 10 yıl sonra bunlar hastalar üzerinde uygulanabilir hale gelecektir" dedi.
Bugün dünyada ve Türkiye'de de hastalığın belirtilerini hafifletmeye yönelik tedaviler yaptıklarını belirten Prof. Bora, "Ülkemize bu yönden aslında Sosyal Güvenlik Kurumu'na da teşekkür etmek lazım. Dünyada bulabileceğimiz her ilaç ülkemizde de var. Toplumda 'pil cerrahisi' diye bilinen 'Derin Beyin Uyarımı' dediğimiz cerrahi yöntem, ileri evre hastalarda karın cildi veya mide-barsak tüpü aracılığı ile ilaç uygulamaları pahalı uygulamalar olmalarına rağmen bizim ülkemizde de uygulanıyor. Dünyada sahip olunan tüm yöntem ve tedavilere bugün için sahibiz, ama bunlar hastalığı durduran değil belirtileri hafifleten tedaviler" dedi.
Parkinson hastalığını önlemenin bugün için mümkün olmadığını belirten Bora, "Ancak başlayan hastalığı yavaşlatacak veya Parkinson hastalığına aday olan kişileri önceden saptayıp bu kişilerde koruyucu olabilecek tedaviler, araştırmaların temel hedefi. Bunun için biraz daha zamana ihtiyaç var gibi görünüyor. Parkinson hastalığını özellikle genç yaşlarda başlayan formları genellikle kalıtsal. Anne baba hasta değil ama Parkinson taşıyıcısı ise çocuklarında hastalık ortaya çıkabiliyor. Bugün için akraba evliliklerinden kaçınılması, kalıtsal Parkinson hastalığını azaltacak bir önlem olarak vurgulanmalı" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!