Güncelleme Tarihi:
Yönetmen Ahmet Boyacıoğlu, ikinci filmi ‘Paranın Kokusu’nun çekimlerine başladı. Çekimlerin büyük kısmını Başkent’te gerçekleştiren Ahmet Boyacıoğlu, Ankara’da çekim yapmanın İstanbul’a göre çok daha kolay olduğunu söyleyerek, “İstanbul’da dizi sektörü çok ticari hale geldi. Her yere mekan kirası ödemek zorundasınız. Ankara’da mekan kiraları yok gibi bir şey. Pergelle çizecek olursak yaklaşık beş kilometrelik bir alanda çekimlerin büyük kısmını yapıyoruz” dedi. Filmde başrollerde Murat Kılıç, Şevval Sam, Emrah Kolukısa, Rıza Sönmez ve yan rollerde Ercan Kesal, Erkan Can gibi isimlerin yer aldığına değinen Boyacıoğlu, Ankara’daki çok sayıda arkadaşının filmde yan rollerde kamera karşısına geçtiğini, profesyonel ve amatör oyuncuların birlikte yer aldığını aktardı.
TAKSİCİ MEHMET’İN HİKAYESİ
Filmde Seyranbağları’nda taksici Mehmet’in ve arkadaşlarının hikayesinin anlatıldığını dile getiren Boyacıoğlu, filmle ilgili olarak şunları söyledi:
“Para üzerine bir film. Taksi şoförüyle arkadaşlarının hikayesini anlatıyor. İlk başta kenar mahalle komedisi gibi giderken sonra başka bir yere gidiyor. Para insana ne yapar, ne yapmaz. Benim hayatımın en güzel yılları 60’lar ve 70’lerdi. O yıllarda satın alınacak bir şey de, satın alacak para da yoktu. Özal’la birlikte bu durum değişti. Ama bence iyi olmadı.”
‘AKRABA EVLİLİĞİ ÖNEMLİ BİR SORUN’
Filmde çok üzeri çizilmeden kapitalist sistem eleştirisi yapıldığını belirten usta yönetmen, Türkiye’nin en önemli sorunlarından akraba evliliği gibi sorunlara da göndermeler yapıldığını aktardı. Filmde Şevval Sam’ın akraba evliliğinden olan görme engelli bir kızı bulunduğunu ifade eden Boyacıoğlu, “Akraba evliliği Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri. En fazla Afganistan’da var, sonra Türkiye’de. Sadece Doğu ve Güneydoğu’da değil, batıda da bu tür evlilikler çok fazla. Bir arkadaşım tarafından Görme Engelliler Rehabilitasyon Merkezi kuruldu. Bu rehabilitasyon merkezindeki hastaların yüzde 85’i birinci derecede akraba evliliği. Teyze, hala, amca çocukları birbiriyle evlendirilmiş. Filmdeki görme engelli çocuk, filmin tutkalı gibi oldu. İnsanların birbirleriyle tanışmasını sağlıyor. Çok yavaş gelişti ve filmin içinde önemli bir yeri oldu.
‘GENÇLERİ ELEŞTİRİYORUM’
Filmin yılsonuna doğru tamamlanacağını belirten yönetmen, filmi önce bir iki festivale yollayacaklarını sonra da vizyona gireceğini ifade etti. Boyacıoğlu, Türkiye ve dünyadaki festivallere bakış açısını ise şu sözlerle dile getirdi: “Ben üniversiteye girdiğimde sadece Ankara Üniversitesi’nde basın yayın yüksekokulu vardı. Şu an Türkiye’de 150 iletişim fakültesi bulunuyor. İnanılmaz eleman yetişiyor. Ben son zamanlarda genç arkadaşları eleştiriyorum. Hadi bir film yapalım Cannes’a gidelim gibi bir durum artık yok. Böyle büyük festivallere bizim küçük filmlerimizin girmesi oldukça zor. Birçok arkadaş bunu kabul etmiyor. Nuri Bilge Ceylan’ı taklit etmek kolay değil. O da buraya 25 yılda geldi. Benim açıkçası bu filmle ilgili hedefim 100 bin kişi tarafından izlense çok güzel olur.”
KARAKTERDE KENDİMİ BULUYORUM
Filmin başrol oyuncularından Murat Kılıç, taksici Mehmet’i oynuyor. Kılıç, rolünü şu sözlerle anlattı:
“Mehmet bir kahraman değil, pek çok insan gibi etrafında yaşanan olumsuz şeylere çok ses çıkarmayan, yanlış olsa da bunlara sessiz kalan, korkak değil ama çekimser ve utangaç bir karakter. Bir kenar mahalle terbiyesi var. Naif olması, karakterin en büyük ipucu. Temiz de bir insan. Klasik müzik dinliyor, Sait Faik okuyor. Sigara ya da arabeske vurmuyor. Masumiyetini filmin içinde görüyoruz. Bazen çok temiz de olsanız çamura bulaşıyorsunuz. Ben taksicide kendimi çok buluyorum. Utangaç ve naif olması, etrafındaki olaylara ses çıkarmayışı bazen bana benziyor. Kendim için yazılmış diye düşünüyorum.”
BAĞIMSIZ SİNEMANIN SORUNLARI
Murat Kılıç, şu an Türk sinemasının en büyük sorunlarının büyük şirketlerin tekelleşmesi ve dağıtım olduğunu belirtti. Kılıç, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Çekilen onlarca bağımsız film, kendilerine yer bulamıyor. Büyük şirketler, bütün sinema salonlarını kapatmış. Başka Sinema da olmasa bağımsız sinemacılar filmlerini gösterebilecek yer bulamıyor. Neredeyse bu kadar yoğun emek harcanan bağımsız filmler 5 bin izlendiğinde sevinecek haldeler. Çok acı bir şey. Bağımsız sinema çekenler, idealist insanlar. Bunun içinde çalışan set ekipleri de, idealist insanlar. Suya sabuna dokunmadan da bir şeyler anlatılabilir. Son yıllarda komedi filmleri çok tercih ediliyor. Bu belki ülke olarak gülmeye olan ihtiyacımızdan. Ama keşke biraz da düşünsek.”
HAYATIN YÜKÜNÜ OMUZLARINDA TAŞIYOR
Daha önce Ahmet Boyacıoğlu ile Siyah Beyaz filminde çalışan Şevval Sam, Boyacıoğlu ile ilgili olarak “Ahmet hem esnek hem de oyuncuların fikirlerine değer veren bir yönetmen. Kendimi çok şanslı hissediyorum” diye konuştu. Sam, filmde canlandırdığı ‘Melek’ karakterinin hayatın yükünü omuzlarında taşıyan, akraba evliliğinden dolayı görme problemi olan bir çocuğa sahip, kocası tarafından terkedilmiş, annesi ve kızıyla birlikte yaşayan, bir anlamda Türkiye’deki kadın kurbanlardan olduğunu söyledi.
TÜRKİYE’DE KADIN HİKAYESİ YOK
Uzun bir süre dizilerde oynayan, sonra müziğe dönen ve tekrar oyunculuğa yelken açan usta oyuncu, “Dizilerin o ağır çalışma koşulları çok yorucu oldu ve müziğe geçtim. Türkiye’de kadın hikayesi yok. Daha çok erkek hikayeleri ve erkek etrafında dönen hikayeler var. Beni aksesuar olarak, isim olsun diye yada pasör olarak koymak istediklerinde birçok filmde yer almak istemedim. Bu yüzden oyunculuğa uzun bir süre ara vermiştim” dedi. Filmi, gişe yada festival filmi diye ayırmanın doğru olmadığını belirten Şevval Sam, oyunculuğa bakışını şu sözlerle anlattı:
“Çalışma ortamında oyunu kiminle paylaştığımız çok önemli. Sanat filmi diye bir şey yok bana göre. İnsanlar, düşük dozda ya da daha yüksek dozda yaratıcılıklarını sergiliyor. Sonuçlara odaklı yapıldığında bu ana akım ve gişe odaklı filmler oluyor. Bu kaygılara katılmayıp daha gerçekçi film yapanlar da sanat filmleri yapıyor. Benim için önemli olan geçirilen süreç. Sinema benim için oyuncu olarak bir takım noktalara ulaşma, başka hayatları yaşama fırsatı sunuyor.”