Padişahların ilginç mönülü iftar sofrası

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Eylül 23, 2008 00:00

Padişahların iftar mönüsünde su yerine hoşaf ve şerbet içiliyor, et ve balık pişirirken tarçın kullanılıyordu. Fatih Sultan Mehmet, karides, tavuk ve balığı çok seviyordu. II. Abdülhamid en çok sevdiği yemek soğanlı yumurtayı kim en iyi yaparsa onu ödüllendiriyordu.

OSMANLI padişahlarının, saraylarda birbirinden ilginç mönülerle donatılmış iftar sofralarında su yerine ’hoşaf ve şerbet’ içildiği, et ve balık pişirirken mutlaka ’tarçın’ kullanılıyordu.

Zengin Osmanlı mutfağında iftar sofralarındaki padişahlara özel hazırlanan mönülere büyük önem veriliyordu. Saray mutfaklarında halkın tükettiği bulgur yerine ’pirinç’, çay ve kahvelere tatlandırıcı olarak kullanılan bal-pekmez yerine ’şeker’, esmer ekmek ve yufka yerine ’beyaz mayalı ekmek’ çeşitlerinin tüketildiği, iftar mönüsünde su yerine şerbet ve hoşafın içildiği kaydedildi. Koyun ve kuzu etinin tercih edildiğini saray mutfağındaki diğer unsurlar ise şöyle:

En has beyaz ekmek

"Ekmeğe çok önem verilirdi. ’Has beyaz ekmek’, ’en has beyaz ekmek’, ’sıradan ekmek’ gibi çeşitlere ayrılıyor ve saraydaki hiyerarşik yapıya göre dağıtılırdı. Sultan en has ekmeği yerdi. En çok sevilen sebze patlıcandı. Ancak patlıcan da Anadolu değil Çin kökenli bir sebzeydi. Fasulye, patates, hindi, kakao, mısır, bazı kabak çeşitleri Amerika kıtasının keşfinden sonra yani 15. yüzyıldan sonra Osmanlı mutfağına girdi. Bamyanın özel bir yeri vardı."

Sarayın iftar mönüsünde, misk ve gül suyundan helva, keten helva, bademli helva gibi yedi, sekiz çeşit helvanın yer aldığını; 19. yüzyılda saray mutfağında et ve balık pişirilirken tarçın kullanılıyordu.

Demirbaş ’koruk suyu’

Olgunlaşmamış üzümden yapılan koruk suyunun saray mutfağının demirbaşı olarak nitelendiğini belirten araştırmacılar, tencere yemeklerinin koruk, limon suyu, nar ekşisi, soğan ve çeşitli baharatlarla tatlandırıldığını ifade ettiler.

Yemeklerin her zaman tuzsuz tereyağı ile pişirildiği; domatesin, 18. yüz yıl sonu Osmanlı mutfağına ’yabani’ olarak girdiği, daha sonra aşılanarak bugün domatesin ortaya çıktığı belirtildi. İlk halinin ’kiraz domates’ boyutunda olduğunu ifade eden uzmanlar bu konuda şu bilgiyi veriyor:

"Domates yeşilken tüketilirdi. Dolması, çorbası, zeytinyağlısı yapılırdı. Kırmızıya döndüğünde de çöpe atılırdı. Şiş kebap bugünkü gibi demir şişte yapılmazdı. Şiş olarak defne dalı ya da patlıcan sapı kullanılırdı. Sıcaklıkla birlikte bunların aromaları ete geçer. Sultanın yemeğini önce çeşni tadıcı tadar sonra padişah yerdi. Yemekler sahanda gelirdi. Bugün bizim bildiğimiz asma yaprağından sarmalar Osmanlı’da fındık kestanesi yaprağının sürgünlerinden, at kestanesi yaprağından, ayva yaprağından, fasulye yaprağından yapılırdı."

Farklı damak zevkleri

Araştırmalara göre, Fatih Sultan Mehmet’in en çok karides, tavuk ve balıktı; pişirilen yemeklerde en çok yumurta kullanılıyordu. Örneğin, tavuk kızartmasında, özel lapa ve peynirli pidede en çok harcanan yumurtaydı. Fatih’in padişah sofrasında yenen etler koyun, tavuk, kaz, baş, paça ve işkembeydi. Sarayda en çok yenen sebzeler pırasa, lahana ve ıspanaktı.

II. Abdülhamid’in en çok sevdiği yemek ise ’soğanlı yumurta’ idi. Araştırmacılara göre, II. Abdülhamid, soğanlı yumurtayı en iyi yapan kişiyi ödüllendiriyordu. Soğanlı yumurtanın yapılması ve pişirilmesinin çok büyük bir marifet gerektirdiğini ve üç buçuk saatte pişirildiğini anlatan araştırmacılara göre, Abdülhamit sade yemekleri seviyordu. En çok sevdiği yemek yoğurt ve çılbır (yoğurtlu yumurta) idi.

Ayrıca, her padişahın, her ramazanda her 10 yeniçeriye bir büyük tepsi olmak üzere baklava yaptırdığı ve her tepsiyi iki yeniçerinin saraydan alarak yeniçeri ocağına getirdiği

İftar sonrası yaren meclisi

DEVLET Bakanı Mehmet Aydın, başkentte bir alışveriş merkezinde düzenlenen "Çankırı Günleri" etkinliklerine katıldı.

Bakan Aydın, AKP Çankırı Milletvekilleri Nurettin Akman ve Suat Kınıklıoğlu, Çankırı Belediye Başkanı İrfan Dinç ile davetiler, il belediyesince alışveriş merkezinde kurulan otantik mekanda, yaren menüsü ’takım yemeği’ ile oruç açtı. İftarın ardından, Devlet Bakanı Aydın ve diğer misafirler, ’yaren meclisine’ katıldı.

Orta oyunları, maniler ve folklor gösterilerinin sergilendiği etkinlikte, sanatçı Neşe Dilekçioğlu da sevilen türküleri seslendirdi.

Çankırı Belediye Başkanı Dinç, bugüne kadar Çankırı’nın tanıtımına yönelik en büyük organizasyonlardan birini gerçekleştirdiklerini belirterek, "Standımızı bir hafta içinde yaklaşık 70 bin kişi gezdi. Beklenenin üzerinde ilgi gördü. Ankaralıları, sadece 1,5 saat mesafedeki keşfedilmemiş güzelliklerin yeni adresi Çankırı’ya bekliyoruz" dedi.

’Çankırı Günleri etkinlikleri’ 24 Eylül Çarşamba günü kentli türkücü Turgay Başyayla, 25 Eylül Perşembe günü Çankırı Belediyesi Çocuk Korosu’nun konseri ile sürecek.

4 bin kişiye gıda yardımı

KAZAN Belediyesi, esnaf ve sanayicilerin de desteğiyle 4 bin ihtiyaç sahibi aileye gıda yardımında bulundu.

Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, sosyal dayanışmanın arttığı ramazandaki bu çalışmanın halk-belediye-esnaf dayanışması açısından son derece önemli ve örnek bir uygulama olduğunu söyledi.

Göreve geldikleri günden bu yana belediye bünyesindeki Mavi Ay birimi vasıtasıyla ihtiyaç sahiplerine ayni ve nakdi yardımları sürdürdüklerini ifade eden Ertürk, "Ramazan ayı nedeniyle gıda yardımlarına ağırlık vererek çok sayıda ihtiyaç sahibi aileye ulaştık" dedi.

Güvenli gıda önerileri

DÜNYA Sağlık Örgütü’nün güvenli gıda tüketimi için tavsiye ettiği "10 Altın Kural" arasında, pişirilmiş gıdaların sıcakken tüketilmesi, gıdalar hazırlanırken yeterince ısıtılması gibi bilgiler yer alıyor.

Tarımsal Kalkınma Vakfı’nın derlediği bilgilere göre, Dünya Sağlık Örgütü, sağlıklı gıda tüketimini yaygınlaştırmak için bazı pratik bilgileri dikkat çekici şekilde halkın bilgisine sunuyor.

Örgütün, ’Sağlıklı Gıda Tüketimi İçin 10 Altın Kural’ başlığı altında hazırladığı bilgiler içinde, vatandaşlara sağlıklı gıda tüketimiyle ilgili önemli tavsiyelerde bulunuluyor.

Sıcak tüketim önemli

Güvenli olması için işlenmiş gıdaların öncelikli olarak tercih edilmesi istenen kurallar arasında, gıdaların iyi pişirilmesi gerektiği de tavsiye ediliyor. Pişirilen gıdaların her tarafının en az 70 dereceye ulaşması gerektiği belirtiliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!