Mehmet Uğur Yüksel
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2012 00:00
Kadın oyuncu dallarının en güçlü adaylarına sahip Duyguların Rengi, ana akım sinema dilini seçmiş olsa da güçlü kadın karakterleriyle etkileyici olmayı başarıyor. Her haliyle beklediğimize değen yeni Tomas Alfredson filmi Köstebek, oyuncuları ve yönetimiyle ışıl ışıl parlayan Sürücü’yle birlikte tartışmasız haftanın en iyisi! Altın Küre’de En İyi Kadın Oyuncu seçilerek yarışmada bir adım öne çıkan Michelle Williams’lı Marilyn ile Bir Hafta ise klişelerle dolu vasat bir
film. Bir de 3 boyutlu izleyelim, diyenler için Yıldız Savaşları: Bölüm I ? Gizli Tehlike haftanın diğer seçeneği?
Klişe ve cinsiyetçi bir MM portresi
Marilyn ile Bir Hafta / My Week With Marilyn
2011/İngiltere-ABD/100’
Yönetmen: Simon Curtis
Aylar öncesinden fragmanını izleyip de, Michelle Williams’ı MM rolünde göreceğimiz için heyecanlanıyorduk. Çağımızın en iyi kadın oyuncularından birisi olduğuna inandığım Williams’ın Marilyn’e benzerliği etkileyici olduğu kadar merak uyandırıcıydı da? Ancak filmin 10. dakikasında bu heyecandan da meraktan da eser kalmıyor ne yazık ki! Çünkü Marilyn ile Bir Hafta, klişelerle kurulu bir MM portresi sunmaktan öteye geçemiyor; dahası bir adamın fantezisine dönüşüp cinsiyetçi bakışıyla rahatsız etmeye başlıyor. ‘The Prince and the Showgirl’de asistan olarak çalışan Colin Clark’ın günlüklerinden uyarlanan filmde o hep bildiğimiz imgelerle çevrili bir MM çıkıyor karşımıza: Bir yanda çocukluğundan kalma mutsuzluklarla boğuşup ilaçlara sarılan, muhtaç olduğu sevgiyi erkeklerde arayan ama bir türlü bulamayan, kendine güvensiz, küçük bir kuş gibi narin ve kırılgan bir kadın; bir yanda da kalabalıklar karşısına çıktığı anda ‘Hop Hop Değiş Tonton’ deyip poz vermeye başlayan, öpücük gönderen, saniyesinde tanrıçaya dönüşebilen seksi ve kusursuz bir ‘oyuncu’? Hal böyle olunca, o çok iyi Michelle Williams bile kötü bir MM taklidine dönüşüyor.
Güçlü ve etkileyici kadınlar
Duyguların Rengi /
The Help
2011/ABD-Hindistan-Birleşik Arap Emirlikleri/137’
Yönetmen: Tate Taylor
Kathryn Stockett’in Türkiye dahil dünyanın pek çok ülkesinde çok satanlar listesinin birinci sırasında yer alan aynı adlı romanından uyarlanan film, 1960’larda Jackson, Mississippi’de geçiyor ve sosyal kuralları yıkarak gizli bir yazı projesi etrafında sıra dışı bir dostluk kuran üç farklı ve olağanüstü kadının ilişkisini anlatıyor. Her ne kadar ana akım sinema diliyle anlatılmış olsa da güçlü kadın rollerinin çok az yazıldığı Hollywood’dan böyle bir filmin gelmesi sevindirici. Zaten film, kadın oyuncu dallarının da en güçlü adaylarından? Octavia Spencer’ın “Yardımcı Kadın Oyuncu” dalında Oscar kazanması kesin görünüyor. Viola Davis de “Kadın Oyuncu” dalında Meryl Streep’i atlayıp heykele uzanırsa, tarihinde ilk kez Oscar heykeli iki siyahi oyuncuya birden gitmiş olacak.
Yetmez, 3 boyutlusunu da verelim
Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike 3D
Star Wars: Episode I - The Phantom Menace
Yönetmen: George Lucas
1999/ABD/136’
George Lucas, tutkulu hayranlarını hiçe sayarak Yıldız Savaşları efsanesini tüketmeye ve elbette çuvallarca para kazanmaya devam ediyor. Yeni planı Yıldız Savaşları serisinin bütün filmlerini 3 boyutluya dönüştürüp sırayla gösterime sokmak? Lucas’ın Jedi’ın Dönüşü’nden 16 yıl sonra çektiği ve ilk kez 1999’da gösterime giren, bu hafta da 3 boyutlu haliyle izleyeceğimiz Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike, seyirciyi orijinal hikayenin köklerine götürüyor.
Alfredson’ı beklediğimize değmiş
Köstebek
Tinker, Tailor, Soldier, Spy
2011/ Fransa-İngiltere-Almanya/127’
Yönetmen: Tomas Alfredson
Hafızamızdan silinmeyecek sıra dışı vampir filmi Gir Kanıma’yla (Let The Rght One In, 2008) gönlümüzü kazanan İsveçli yönetmen Tomas Alfredson’ın yeni filmini dört gözle bekliyorduk. Köstebek bizi yanıltmıyor ve bu bekleyişe değdiğini kanıtlıyor. İngiliz casusluk romanları yazarı John le Carré’ın klasikler arasına girmiş romanından uyarlanan film, 1950’li yıllarda yaşanan soğuk savaş döneminin en keskin günlerine odaklanıyor. Her ne kadar kusursuza yakın bir oyunculuk sergilese de “Erkek Oyuncu” dalında Gary Oldman’ın şansı düşük görünüyor. Yine de “Uyarlama Senaryo” dalında sürpriz yapıp Oscar’a uzanırsa hiç kimse şaşırt-mayacaktır.
HER açıdan ışıl ışıl bir film
Sürücü
Drive
Yönetmen: Nicolas Winding Refn
2011/ABD/100’
Michael Fassbender kadar hakkı yenip Oscar’a aday gösterilmeyen bir diğer erkek oyuncu da Ryan Gosling’di. Hollywood’da dublörlük yapan ve keskin araba kullanabildiği için geceleri de soygunlara katılan bir araba sürücüsünü canlandıran Gosling, her filmde olduğu gibi Sürücü’de de oyunculuğuyla büyülüyor. Cannes’da “En İyi Yönetmen” dahil olmak üzere 40’a yakın ödül toplayarak geçen yılın en parlak çıkışlarından birini yakalayan Sürücü’nün bir sürprizi de, halen gösterimde olan Utanç’ta (Shame) harikalar yaratan Carey Mulligan. Sakın kaçırmayın!