Güncelleme Tarihi:
Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin uzun soluklu eserlerinden ‘Bir Tenor Aranıyor’, bu sezon da sanatseverlerin karşısına çıkmaya devam ediyor. Orijinali bir tiyatro eseri olan ‘Bir Tenor Aranıyor’, opera eserlerinden bölümler ve aryalar eklenerek, danslarla birlikte opera sanatçıları tarafından 11 yıldır sahneleniyor. Eserin konusu 1930’lar Amerika’sında geçiyor. Bu kıtada ilk kez sahneye çıkmaya hazırlanan dünyaca ünlü İtalyan tenor ‘Tito Merelli’nin bir otel odasında başına gelen komik olayları anlatan eser, yüksek temposu, komik metni ve başarılı performanslarıyla büyük beğeni topluyor.
Eserde ilk sezon hariç 10 yıldır rol aldığını belirten Oğuz Sırmalı, ‘Tito Merelli’ye hayat veriyor. Oyunun başarısını, çok iyi yazılmış olması ve ekibin kendi arasındaki uyuma bağlayan Sırmalı, şunları söyledi: “Ken Ludwig, operayı çok iyi incelemiş ve bunu espri, mizah, entrika ve merakla sahneye çok güzel aktarmış. Bu açıdan çok başarılı bir metin. Ayrıca oyunu hayata geçiren ekip olarak biz de birbirimizle çok uyumluyuz. Artık prova yapmamıza gerek kalmadan sahneye koyabiliyoruz. Bu oyunu çok fazla oynadık ve birbirimizin bütün mimiklerini biliyoruz. O an yaşanmış bir olayı oyuna katabiliyoruz. Bu eserde anlatıldığı kadar olmasa da, gerçek hayatta da bazı aksilikler yaşayabiliyoruz. Mesela dört yıl önce bu oyunun temsili sırasında çatı çökmüştü.”
GÜLME GARANTİSİ VAR
Bu eserin aslında bir tiyatro eseri olduğunu ve Broadway’da dünyaca ünlü yıldızlar tarafından sahneye konduğunu belirten Oğuz Sırmalı, “Konusunu operadan aldığı için biz oynadık. Aralara operalardan parçalar, aryalar aldık ve müzikale çevirdik. Oynamaktan çok keyif aldığımız bir eser. İlk defa operaya gelecek kişiler için çok uygun. Öncelikle çok komik ve gülme garantisi var. İzleyici opera, tenor, soprano gibi opera ile ilgili genel bilgileri öğrenerek çıkıyor. Bu eser güldürürken çok şey öğretiyor. Biz bu eseri ilk defa opera izleyecek kişilere öneriyoruz” diye konuştu.
TEMPOSU ÇOK YÜKSEK
Eserin ilk çıktığı günden itibaren kadroda yer alan Okan Başel, ‘Max’ karakterini canlandırıyor. Oyunun Max ve Tito arasında geçtiğini belirten Başel, Tito’yu oynayan Oğuz Sırmalı ile konservatuvardan sınıf arkadaşı olduklarını ve aralarında çok iyi bir uyum olduğunu dile getirdi. 100. temsili geride bıraktıklarını ifade eden Başel, uzun süredir oynamalarına rağmen ilk günkü heyecanla sahneye çıktıklarını anlattı. Başel, şunları söyledi: “Bu eserde sıkılma ihtimali olmuyor. Temposu çok yüksek ve durağanlaşması mümkün değil. Biz ilk yılında 14 günde bu eseri çıkardık ve tek kadro ile devam ettik. Aramızda bu kadar iyi bir uyum olmasa ve keyif almasak bu kadar uzun soluklu olmazdı.”
Üç yıldır eserde yer alan Evren Gökoğlu, canlandırdığı ‘Maria’nın çok konuşan ve kıskanç bir kadın olduğunu belirtti. Gökoğlu, “Zor bir metin olmasına rağmen, oynaması çok keyifli. Biz tadını çıkarıyoruz” dedi.
Maggie rolüyle eserde yer alan Olça Bora, karakterin çok genç ve heyecanlı, ayakları yere basmayan bir kız olduğunu söyledi. Eserde operadan farklı bir performans sergilemek gerektiğine değinen sanatçı, “Daha tiyatral bir eser ve bu özelliği ayrı bir keyif katıyor. Tiyatro da, operanın bir parçası. Çok iyi yazılmış ve eğlenceli bir eser. Her temsilden gülerek çıkıyoruz” dedi.