Güncelleme Tarihi:
Son zamanlarda sayısı artan ve saldırılarla gündeme gelen sahipsiz sokak hayvanları konusu gündemdeki yerini koruyor. Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Murat Arslan, bir hevesle hayvan sahiplenip sokağa terk eden insan sayısının da sahipsiz köpek popülasyonunda artışa neden olduğunu vurguladı. Eğitimin önemine dikkat çeken Arslan şunları söyledi:
TERK EDENE CİDDİ YAPTIRIMLAR UYGULANMALI
“Hayvan sahibi olmak çocuk sahibi olmak gibidir. Maddi ve manevi külfeti, sorumlulukları vardır. Hayvanlar için zaman ve maddi kaynak ayırmak gerekir. Yaşam ortamının fiziki koşullarının hayvan beslemeye uygun olması lazım. Bu hem insanların yaşamı hem de hayvanın yaşamı için gereklidir. Bir süre sonra zor durumda kalınca, sokağa terk etmeyi veya barınağa bırakmayı bir seçenek olarak görememeli insanlar. Bunu sağlamak da ancak yaptırım ve denetimlerle olur. Dolayısıyla, hayvan sahiplenme şartları düzenlenmelidir. Sokağa terk edilen hayvanlara ilişkin hayvan sahiplerine ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır. Bakımevlerinden (barınak) hayvan sahiplenmek isteyenler, hayvan refahı ve sağlığı konusunda bir eğitime tabi tutulmalıdır. Yine hayvan refahı, hayvan sağlığı, hayvan ve hakları, hayvan sevgisi ve canlı yaşamına saygı gibi konularda sadece evcil hayvan sahiplenmek isteyenlere değil, ana sınıfından başlayarak çocuklara da eğitim verilmelidir. Hatta belediyelerin ilgili birimlerinde çalışan personelin de bu eğitimi alması sağlanmalıdır.”
ÖNLEMENİN GERÇEKÇİ TEK YOLU KISIRLAŞTIRMA
Arslan, “Sahipsiz köpek popülasyonundaki artış nasıl önlenebilir?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Sahipsiz köpek popülasyonundaki artışı önlemenin gerçekçi tek yolu seferberlik şeklinde tüm ülkede yapılacak kısırlaştırma çalışmalarıdır. Aynı zamanda kayıt altına alma ve çiplemenin hızla devam etmesi ve bu sayede hayvanları sokağa terk edenlere cezalarla caydırıcılığın sağlanması, merdiven altı kontrol dışı üretimin engellenmesi, hayvan sahiplenmede birtakım kısıtlamaların olması ve ön koşulların oluşturulması da düşünülmelidir. Sahipsiz sokak hayvanlarını barınaklara kapatmak hem insani değil hem de getireceği yeni sorunlar açısından daha da kompleks hale getirebilir. Barınaklardaki hayvanların beslenme ve sağlık hizmetleri nasıl verilecek? Bu barınakların standartları var mıdır, yani kaç metrekareye kaç hayvan konulacak? Tüm bunlar hesaba katılarak adım atılmalıdır. Öte yandan, sokaklarda bulunan tüm köpekler toplansa bile, çok değil üç-beş sene sonra aynı sorunu yaşarız. Tüm yerel yönetimlerin altyapısı ve donanımı tamamlanmış veteriner hekim ve diğer yardımcı personeli yeterli bakımevleri kurmaları, bu konuda merkezi yönetimin bütçe ayırması en önemli adımlardır. Artık bu konuda popülist söylemlerden vazgeçip, gerçekçi, ayakları yere basan, bilimsel önerilerle desteklenmiş projelere ihtiyaç var. Yerel yönetim seçimlerine gidiyoruz, aday adaylarının bu alanda yapacakları projeleri kamuoyuyla paylaşmaları herkes açısından faydalı olacaktır.”
SOKAĞA TERK EDENLERİN SAYISINDA ARTIŞ VAR
Sahiplenildikten sonra sokağa terk edilen hayvan sayısında artış olduğuna dikkat çeken Hayvan Hakları Federasyonu(HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan da “Sokak hayvanı popülasyonunun azalması hem de hayvanları sokağa terk edenlerin de önüne geçebilmek için öncelikle hayvan satışının bir müddet yasaklanması gerekir. Çünkü sokaklar, barınaklar köpeklerle dolu. Önce sahiplenip, sonra sokağa terk edenlerin sayısında bir artış yaşanıyor. En doğrusu sokaktan bir köpek sahiplenmek olacaktır. Bilinçsiz hayvanseverler para karşılığında hayvan satın alıyor. Barınaktan ya da sokaktan hayvan sahiplenen insan zaten hayvanı terk etmiyor, çünkü zaten durumun bilincinde” dedi.