Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA) - AVRUPA Birliği Bakanı Ömer Çelik, Avrupa Birliği Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile görüştü. Ömer Çelik, "Darbe girişiminde sonra Türkiye ile Avrupa arasında Avrupa demokrasileri olarak Avrupa devletleri olarak daha güçlü bir dayanışma içerisinde olmamız gerektiğini önümüzde yeni sayfalar açmamız gerektiğini ifade ediyorum" dedi.
"DEMOKRATİK DEĞERLERİ SAVUNMASI SON DERECE GÜÇLÜ BİR VİZYON OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR"
Ömer Çelik, "Jagland'ı bakanlığımızda misafir ediyoruz. Kendisini ülkemizde görmekten bakanlığımızda görmekten fevkalede memnunuz. Dün kendileri Cumhurbaşkanımızla Başbakanımızla, Dışişleri Bakanımızla, İçişleri Bakanmızla gürüştüler. Buraya da Adalet Bakanımızla görüşmeden geliyorlar. Bugün bu görüşmeden sonra ayrılacaklar bizde kendisiyle birlikte bütün bu görüşmelerin neticesi olarak bir genel değerlendirme yapacağız. Kendilerine tekrar Avrupa Birliği Bakanlığı'na hoş geldiniz diyorum. Jangland Avrupa Konseyi Genel Sekreteri olarak son derece geçirdiğimiz bu darbe sürecinde çok önemli mesajlar verdi. Türk demokrasisinin yanında olduğunu açık ve net bir şekilde gösterdi. Doğrusunu söylemek gerekirse bugün Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği'nde Jangland gibi deneyimli bir devlet adamın bulunması Avrupa değerleri açısında vizyon sahibi bir devlet adamının bulunması hem Avrupa için hem de paylaştığımız ortak değerler için büyük bir şanstır. Daha darbe girişiminin ilk saatlerinde hiçbir teyit beklemeksizin kendisi bir açıklama yaptı. Türk demokrasisiyle ve Türk halkıyla dayanışma içersinde olduğunu ifade etti. Bu tabii tarihi kayıtlara geçmiş önemli bir destektir. Çünkü Avrupa Konseyi içerisinde demokrasi, insan hakları, hukuk devleti gibi değerleri beraberce paylaşıyoruz. Türkiye, Avrupa Birliği üyesi değildir. Ama Avrupa konseyinin kurucu bir üyesidir. Güçlü bir Avrupa devletidir ve güçlü bir Avrupa demokrasisidir. Karşı karşıya kaldığımız darbe girişimi aslında Avrupa Konseyi içerisinde beraberce paylaştığımız insan hakları, demokrasi, hukuk devleti gibi ilkelere yaılmış bir darbe girişimdir. Dolayısıyla Jangland'ın ilk anda itibaren güçlü bir şekilde darbe girişimine karşı çıkması, demokratik değerleri savunması son derece güçlü bir vizyon olarak kayıtlara geçmiştir. Tabii bu süreç içerisinde isterdik ki Avrupa Birliği'ndeki pek çok dostumuzda benzer bir yaklaşım gösterebilsin ama maalesef bu konuda yeterince bir yaklaşım gösterildiğini söyleyemeyiz. Kuşkusuz darbe karşı olduklarını söylediler demokrasiden yana olduklarını söylediler ama hemen arkasında pek çok cümleyle maalesef Türkiye'nin hak etmediği eleştirilerde bulundular. Bu yönde Avrupa ülkesinin bir Başbakanı Türkiye müzakerelerin sona erdirilmesine dönük bir girişim başlatacaklarına dair bir açıklamada bulunmuş hatta Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne yürüttüğü tam üyelik müzakerelerinin bir reel durum değil diplomatik bir kurgu olduğunu söylemiş tabii ben bu tip yaklaşımların doğrusunu söylemek gerekirse Avrupadaki aşırı sağın yaklaşımlarıyla bu kadar yakın benzerlik göstermesini son derece rahatsız edici buluyorum. Çünkü bugün açısında baktığımızda paylaştığımız değerler açısından demokrasi, insan hakları, hukuk devleti konusunda daha çok dayanışma göstermeliyiz" diye konuştu.
"AVRUPA KONSEYİ'NDE PAYLAŞTIĞIMIZ DEĞERLERİN DAHA GÜÇLENDİRİLMESİNİN ÖNEMİNİN ALTINI ÇİZİYORUZ"
Ömer Çelik, "Türkiye Avrupa Konseyi'nin bir üyesidir. Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerini yürüten bir ülkedir. Bu son darbe girişiminde de görülmüştür ki Türk halkı demokrasinin tüm değerlerine ve tüm kurumlarına sahip çıkan yüksek bir demokratik bilince sahiptir. Bunun alkışlanması gerekir takdir edilmesi gerekir kuşkusuz herkesin herkese karşı eleştirileri olabilir eleştiri demokratik bir haktır. Bu her ülkenin iyiliği içinde geliştirilmesi gereken bir mekanizmadır. Ama Türkiye eleştirmekle Türkiye karşıtlığın arasına bir mesafe koymak gerekir. Bu fevkalede önemlidir, aksi takdirde Türkiye fobiye İslama fobiye anti semitizim gibi bu zararlı dalgalara karşı koyamayız. Aslında Avrupa değerlerine düşmanlık vardır. Bugün bu darbe girişiminde sonra Türkiye ile Avrupa arasında Avrupa demokrasileri olarak Avrupa devletleri olarak daha güçlü bir dayanışma içerisinde olmamız gerektiğini önümüzde yeni sayfalar açmamız gerektiğini ifade ediyorum. Bu geçtiğimiz dönemde aldığımız tedbirler tabi ki hukukun içerisinde alınan tedbirlerdir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içlahatları Avrupa Konseyi'nin kurucu değerleri Türkiye için referans olmaya devam etmektedir. Özellikle Avrupa Konseyi'nde paylaştığımız değerlerin daha güçlendirilmesinin öneminin altını çiziyoruz. Çünkü darbeler karşı en etkili ilaç ve en etkili savunma demokrasiyi, insan haklarını ve hukuk devletini daha çok geliştirmektir. Bu değerlere daha çok önem vermektir. Türk halkı zaten bu değerlere verdiği önemi göstermiştir. Bugün tarihimizin bu zor döneminde Türk halkının tanklara, savaş uçaklarına, gemilere karşı demokrasinin korunduğu bir dönemde Jangland'ın ülkemize gelerek Avrupa Konseyi'nde beraberce paylaştığımız Demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilklerinin altını çizerek ülkemizle ve halkımızla göstermiş olduğu bu dayanışmaya bir kere daha teşekkür ediyoruz ve kendisini bakanlığımızda ağırlamaktan duyduğumuz memnuniyeti ifade ediyoruz. Bundan sonrasında da Avrupa Konseyi ile ve Avrupa Birliği'nin mekanizmalarıyla demokrasi ve insan hakları temelinde daha güçlü işbirlikleri yapacağız bir kere daha hoş geldiniz diyorum kendilerine" dedi.
THORBJORN JAGLAND : TÜRKİYE ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR
Avrupa Birliği Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, "Tüm demokratik kurumlarla dayanışma içerisinde olduğumuzu göstermek için burada bulunuyorum. Çünkü bir saldırı olduğunu biliyoruz demokratik kurumlara yönelik neler olduğunu daha iyi anlamak için burada bulunduğumu söyleyebilirim. Aynı zamanda Türkiye'ye de yardımcı olmak istiyoruz bu süreçte çünkü Türkiye zor bir dönemden geçiyor. O gece ilk darbeyle ilgili haberleri aldığımda gerçekten hiç tereddüt etmedim ve derhal durumu anladım, saat 12.00 olmadan bununla ilgili kınadığımı belirten ifademi belirttim. Çünkü bir askeri darbenin hiçbir şekilde bir demokratik ülkede yeri olmadığına inanıyorum. Eğer böylesi bir darbe başarıya ulaşmış olsaydı Türkiye Avrupa Konseyi'nden çıkarılacaktı veya üyeliği askıya alınacaktı. Türkiye Avrupa'ya yakın bir ülke olarak Türkiye'de de böylesi bir gücün askeri hareketlerle değil oylarla olması gerektiğini düşünüyoruz, bu gerçekten çok açık önemli olan şu anda Türkiye'nin bu süreci geçmesi ve bunu yaparken Avrupa ilkelerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtahatlarına bağlı kalınması da tabi ki önemli çünkü bir OHAL söz konusu ve OHAL ile ilgili olarak yine bazı maddelerden delegasyon söz konusu olabilir. Yine de sözleşmenin önde geldiğini belirmekte fayda var, burada sözleşmenin yükümlerini ve mahkemenin içtahatlarını dikkate alarak bazı adımların atmak lazım. Burada bulunmamızın sebebi bu konuyu daha iyi anlamak ve aynı zamanda Türkiye'ye yardımcı olmak gerçekten çok yapıcı görüşmelerde bulundum. Cumhurbaşkanıyla, Başbakan Yıldırım ile Adalet Bakanıyla, İçişleri Bakanıyla görüşmeler yapma imkanı buldum. Aynı zamanda parlamentoyu da ziyaret ettim. Parlamentonun şuan birlik içerisinde hareket etmesi gerçekten çok önemli çünkü onlara da çok büyük roller düşüyor, bu süreci devam ettirmekte onların üstüne çok rol düşüyor" dedi.