Okulda öğrenci sayısı kısıtlı olursa risk düşer

Okul içinde sayı çok kısıtlı tutulursa riskin düşük olacağını belirten Kara şunları söyledi: “Eğer biz çocuklarımızı kurallara uygun şekilde, önerilere uygun şekilde evden çıkartır, önerilere uygun şekilde servislerde, özel araçlarda ya da yürüyerek okullara götürebilirsek, önerilen şekilde okul içine alabilir, okul içinde de sayıyı çok kısıtlı tutarsak, bir risk olur mu, evet risk olacaktır; ama çok düşük olacaktır. Dışarıda olmasından belki risk daha düşük olacaktır. Tamamen evde kalıp hiç dışarıya çıkamayan çocuğun ödediği bedel nedir buna bakmak lazım. Bir çocuk tamamen evde kaldığında gelişim, arkadaşlık ilişkileri, paylaşım, öğrenme bunların hepsinden özveride bulunuyor, bunun için bir bedel ödüyor demektir. Acaba bu ödediğimiz bedel mi, her türlü önlemi aldığımız, en aza indirdiğimiz riski mi alalım? Bunları tartıya koyarak karar vermek lazım.”

ÇOCUKLAR DA VİRÜS KAYNAĞI OLABİLİR

Çocukların büyük kısmında semptom görülmediğine de dikkat çeken Prof. Dr. Kara, “Evet çocuklar daha az hastalanıyor doğru; ama hastalanıyor, çocuklar virüsü aynen yetişkinler gibi alıyorlar ve en az yetişkinler gibi atıyorlar. Bu yüzden çocuklar da yürüyen birer virüs kaynağı olabilirler. Lütfen bu bakımdan dikkatli olalım. Çocuklarımızın zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmalarına izin vermeyelim” ifadesini kullandı. Evinde birlikte yaşadığı kişilerde koronavirüs semptomları olan fakat kendisinde belirti olamayan çocuklara da dikkat çeken Kara, “O çocuğun ailesinin şunu değerlendirmesi lazım; ‘benim çocuğumda virüs olabilir, bir başkasına taşımasın.’ Okula göndermeyecek. Hemen sağlık merkezine gidecek, 'bizim evimizde böyle bir şey var; ama benim çocuğumun bulgusu yok, okula gidiyor ne yapalım' diyecek. Test yapılır, muayene edilir, ona göre de okula gidebilir veya 'bir kaç gün evde kalsın, takip edelim' denilebilir” dedi.