Öğrenciye yeterli eğitimi veremiyoruz

Kadavraları yurt dışından getirmek zorunda kaldıklarını ve bunun kolay bir yol olmadığını belirten Tekdemir, “Bizim için en geçerli yol kadavra teminini kendi iç dünyamızdan, yani halkımızdan bağış olarak almamız” dedi. Prof. Dr. Tekdemir, şöyle devam etti: “Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu konuda fetvalarına rağmen genelde vatandaşımızın bu konudaki istekleri çok sıcak olmuyor. Dönem dönem kadavra bağışını kendi içimizden çok az sayıda da olsa halledebiliyoruz. Ancak kadavramız yeterli olmuyor. Böyle olunca yeteri kadar öğrenciye kadavra üzerinden eğitim veremiyoruz. Çoğu zaman yurt dışından getirmek zorunda kalıyoruz. İşin hem finansman boyutu hem nakliye boyutu var, dolayısıyla bunları aşmak biraz zaman istiyor. Bizim için en geçerli yol kadavra teminini kendi iç dünyamızdan, yani halkınızdan kadavra bağışı olarak almamız.

TAZE VE GÜNCEL OLMASI ÖNEMLİ

Tıp fakültelerinde anatomi eğitimi çok önemli ancak biz arzu ettiğimiz kalitede kadavralarla eğitim yapamıyoruz. Kadavraların taze ve güncel olması daha önemli. Kadavra eğitiminde daha evvelki yıllarda kullandığımız kadavraları kaynak kullanıyoruz. Mezun olduktan sonra da çok önemli bir aşama bu. Uzmanlık ve uzmanlık sonrası eğitimlerde de yeni teknolojinin uyarlanması ve kullanılması çok önemli. Kadavra bağışıyla organ bağışı karıştırılıyor. Organ bağışında hastamızın genç olması ve bir beyin ölümünün gerçekleşmesi gerekiyor. Kadavra bağışı hangi şartlarda olursa olsun, bir ölüm halinde ölümünden ne kadar zaman geçerse geçsin bunun bir beden olarak bilimsel araştırmalarda kullanılması. Kadavra bağışı yapmak aslında bir bedenin öldükten sonra da bilime hatta ülkemize hizmet etmesi anlamına geliyor.”