Öğrenci ne siyasetten ne eğitimden memnun

Güncelleme Tarihi:

Öğrenci ne siyasetten ne eğitimden memnun
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2007 00:00

Başkent’İn üç büyük üniversitesi ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Atılım Üniversitesi’nde okuyan 300 öğrenci üzerinde yapılan "Eğitim, siyaset, gelecek" konulu anketten çarpıcı sonuçlar çıktı. Ankete katılan öğrencilerin yüzde 89’u eğitim sistemini yetersiz buluyor. Öğrenciler eğitim sistemini ’teorik, sınava endeksli ve yaşama dönük değil’ kelimeleriyle tanımlıyorlar. Katılımcıların yüzde 41’i çalışmayı ve öğrenmeyi bilmediğini itiraf ediyor.

ÜNİVERSİTELER kenti Ankara’nın üç büyük üniversitesi olan ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Atılım Üniversitesi’nde okuyan 300 öğrenci üzerinde yapılan "Eğitim, siyaset, gelecek" konulu anketten çarpıcı sonuçlar çıktı.
Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Ülker’in uyguladığı ankete katılan öğrencilere sorulan Türk Eğitim Sistemi yeterince başarılı mı? sorusuna öğrencilerin yüzde 89’u ’başarısız’ yanıtını verirken, yüzde 11’i soruyu yanıtsız bıraktı. Sadece bir öğrenci eğitim sistemini yeterli bulduğunu söyledi. Öğrenciler eğitim sisteminin en büyük eksikliğini teorik, sınava endeksli ve yaşama dönük olmaması olarak görüyor.

KENDİNDEN UMUTLU ÜLKEDEN UMUTSUZ

Üniversitelilere sorulan ’Çalışmayı ve öğrenmeyi biliyor musunuz?’ sorusuna öğrencilerin yüzde 41’i ’hayır’ ya da ’tam değil’ yanıtını verdi. Anketi uygulayan Prof. Dr. Ülker oranı, "Bu sonuç gösteriyor ki bilgiden önce, öğrenme alışkanlığı, öğrenme becerisi kazandırmak daha önemlidir" diyerek yorumladı.

Ankette sorulanGelecekten ülke ve kendiniz adına umutlu musunuz?’ sorusuna üniversitelilerin yüzde 56’sı ’ülkenin geleceğinden umutlu olmadığı’ söyledi. Ancak öğrencilerin yüzde 92’si kendi geleceğinden umutlu olduğunu belirtti. ’Sizin kuşağınızın ülkeyi daha iyi götüreceğine inanıyor musunuz?’ sorusuna öğrencilerin yüzde 51’i ’evet yanıtını verdi.

BAŞARI EŞİTTİR MESLEK VE OKUL

Üniversitelilere sorulan ’Başarı sizce aşağıdakilerden en çok hangisi ile ilgilidir’ sorusuna öğrencilerin yüzde 38’i ’okul’, yüzde 27’si ’meslek’ dedi. ’10 yıl sonra nerede olmak ve ne yapmak isterdiniz?’ sorusuna ise sadece yedi öğrenci ’yurtdışında yaşamak isterim’ derken bu sonucun sevindirici olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ülker, "10 yıl önce yaptığımız bir ankette öğrencilerin çoğu ABD’de yüksek bir maaşla çalışmak istediğini söylemişti. Bu sonuç ülkemiz için sevindirici" dedi.

Üniversitelilerin yüzde 61’i ekonomik, duygusal ve eğitsel açıdan hayal ettiği yerde olmadığını söylerken, bu öğrencilerin yüzde 82’si hayal ettikleri yerde olmamasını dış faktörlere bağlıyor. Üniversitelilerin yüzde 48’i ’Yüksek yaşam düzeyi ve mali olanaklara ne zaman kavuşmayı hedefliyorsunuz?’ sorusuna ’hemen şimdi’, yüzde 18’i ’okulu bitirince’, yüzde 24’ü ’10 yıl sonra’ yüzde 10’u ’20 yıl sonra’ cevabını verdi.

Siyasal sistemden memnun değiller

BAŞKENT’TEKİ üç büyük üniversitedeki 300 öğrenci üzerinde yapılan anketten öğrencilerin mevcut siyasi sistemden de memnun olmadığı ortaya çıktı. Öğrencilerin yüzde 82.6’sı siyasal sistemden memnun olmadığını söylemesine rağmen, üniversitelilerin yüzde 85.3’ü siyasete girmek istemediğini belirtiyor. Anketi uygulayan Prof. Dr. Ülker bu durumu şöyle açıkladı:

"1980 sonrası kuşak özellikle apolitik yetiştirildi. Bu sonuçlar gençlerin siyasetten uzak tutulması çabalarının başarılı olduğunu göstermektedir. Özellikle kız öğrencilerin siyasete bulaşmama eğilimleri birkaç puan daha yüksek. Böylece gençler siyasetten uzaklaştırılmış, hanımlar hepten başka kulvarlara yönlendirilmiş gözükmektedir. Siyaset ise yaşlıların tekeline bırakılmıştır."

’Ülkemizdeki siyasal erk ve sermaye doğru ellerde mi? sorusuna öğrencilerin yüzde 74’ü ’hayır’ cevabını verdi. Ülker bu durumu "Çoğunluk, siyasal sistemden memnun değil, siyasal ve ekonomik erkin yanlış ellerde olduğuna inanıyor. Ama bu tavır, çoğu Türk insanın yaptığı gibi dile getirilmeyen, sorulunca alçak sesle yapılan bir yakınma şeklidir. Bu yakınma bir memnuniyetsizlik ifadesidir. Ancak çözümü konusunda kişisel inisiyatif kullanma yerine, memnuniyetsizliğe katlanma tercih ediliyor. Başka bir anlatımla da öğrenciler çözümü başkasından bekliyor." diyerek yorumladı.

MEB’den engelli itirafı: Destek veremiyoruz

MEB
İlköğretim Genel Müdürü Prof. Dr. Yüksel Özden, "Hepimiz engelliyiz. Çünkü her gün hayata tutunmak için çırpınan çocuklarımıza yeterli desteği veremiyoruz" dedi.

Özden, Başkent Öğretmenevi’nde gerçekleştirilen "Engellilerin Okullardaki Engelleri Çalıştayı"nın ilk oturumunda yaptığı konuşmada, engelliliğin sadece, engelli ve ailesinin yaşadığı bir durum olmaktan öte, bütün toplumu ilgilendiren bir durum olduğunu ifade ederek, "Hepimiz engelliyiz. Çünkü her gün hayata tutunmak için çırpınan çocuklarımıza yeterli desteği veremiyoruz" dedi.

Yüksel Özden, "Daha Aydınlık Bir Gelecek’ kampanyası ve "İlköğretim Okullarında Yapılacak Fiziksel Düzenlemeler Genelgesi" ile engellilerin okullarda daha iyi bir eğitim alınmasının sağlanacağını söyledi. Bu tür çalıştayları daha önceki yıllarda düzenlediklerini hatırlatan Özden, şunları kaydetti: "Bu çalıştay, kaynaştırma eğitimi hedeflenerek düzenlendi. Sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve bakanlığın işbirliğinde çalışmalar yürüteceğiz. Eylül Döneminde 15 bin okul müdürünü engelliler konusunda eğitmek üzere bir program düzenleyeceğiz."

A.Ü’de yükselen dindarlık paneli

ANKARA
Üniversitesi (A.Ü) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün,dindarlığın yükselmesinin dinin yükselmesi, aşağıya inmesinin ise dinin de aşağıya inmesi anlamına geldiğini belirterek, "Ama dünyada din yükselirken dindarlık aşağıya iniyor" dedi.

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Faaliyetleri Müdürlüğü tarafından Kocatepe Konferans Salonunda "Yükselen Dindarlık mı?" konulu bir panel düzenlendi.

Paneli yöneten Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, ülkedeki en alt ve en üst seviyedeki toplum kesimleri arasındaki farkın giderek büyüdüğünü söyledi.

Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün de dindarlığın ölçüsü için objektif kriterler geliştirilebileceğini belirtti.Dindarlığın test edilebileceği alanların fiiller, eylemler ya da ilişkiler olabileceğini ifade eden Düzgün, şunları söyledi:

"Dindarlık, dine aidiyet demektir. Bu nedenle dindarlığın yükselmesi dinin yükselmesi, aşağıya inmesi ise dinin de aşağıya inmesidir. Ama dünyada din yükselirken dindarlık aşağıya iniyor. Din yükseliyor fakat ilahi kudretin bireyin zihninde açması gereken alan yok."

Memur ve hizmetliler eğitim ödeneği istiyor

ÖĞRETMENLER,
öğrenim yılı başında yalnızca idarecilerin ve öğretmenlerin aldığı 350 milyon liralık eğitim-öğretim ödeneğinin, memur ve hizmetlilere de ödenmesi gerektiğini açıkladı.

Türkiye Bağımsız Eğitimciler Sendikası (TES) Genel Mali Sekreteri Ferhat Şahin yaptığı açıklamada, hizmetli, şoför, bekçi, hademe, teknisyen gibi kadrolardaki eğitim çalışanlarının, kendilerini "üvey evlat" olarak gördüklerini ifade etti ve hükümetten çözüm istedi.

Öğrenim yılı başında 350 milyon liralık eğitim-öğretim ödeneğinin yalnızca idarecilerin ve öğretmenlerin aldığına işaret ederek, bu ödeneğin memur ve hizmetlilere de ödenmesi gerektiğini kaydetti. Şahin, eğitim kurumlarında çalışan memur ve hizmetlilere her fazla saat için ek ders ücreti oranında ödeme yapılmasını istedi. Şahin şunları kaydetti:

"Yaptıkları zor ve yıpratıcı işlere karşılık oldukça düşük ücret almakta olan memur ve hizmetliler, eşit işe eşit ücret ve onur eşitliği talep etmektedir. Bugüne kadar örgütlü ve aktif mücadele verme imkan ve zemini oluşturamayan bu ezgin kesim, maalesef yöneticilerden ve iktidarlardan sürekli darbe yemiş, küçümsenmiş ve horlanmıştır. Sayın Başbakan, eğitime bütçeden en çok pay ayırarak ve eğitim çalışanlarının maaşlarını Avrupa’daki meslektaşlarımızın düzeyine çıkararak bu konudaki en büyük adımı atmakla işe başlamalıdır."

Ünlü ressam Söbütay Özer vefat etti

ÜNLÜ
ressam ve Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Ana Bilim Dalı Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğretim üyelerinden Söbütay Özer hayatını kaybetti. Sanatçı için bugün Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Bölümünde tören düzenlenecek. Özer, daha sonra Kocatepe Camii’nde öğle namazını müteakiben kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek.

GÖNÜLLÜ MUHABİRLER KAMPÜSTE

Bayülgen’in Başkent çıkarması

ODTÜ
Radyo Topluluğu, Okan Bayülgen söyleşisiyle ODTÜ’lü öğrencilerin karşısına çıkıyor. Kanal D’de yayınlanan ’Makina’ programıyla özellikle üniversite öğrencilerinin gönlünde taht kuran Okan Bayülgen’in ODTÜ öğrencilerle buluşacağı merakla beklenen söyleşi bugün 15.00’da günü ODTÜ Mimarlık amfisinde gerçekleşecek. Söyleşiye katılmak isteyen öğrenciler ayrıntılı bilgiyi ayrıntılı bilgi www.radyotoplulugu.org adlı internet sitesinden alabilecekler.

ODTÜ’DE öğrenci tedirgin

GEÇTİĞİMİZ
haftalarda yaşanan küçük bir olayın ardından, artarak devam eden şiddet içeren olayları ODTÜ’lüleri korkutur oldu. Farklı görüşlü gruplar arasında başlayan laf atmalar, giderek büyüyerek kavgalara dönüşüyor. İlk olay geçtiğimiz hafta tutuklanan öğrenciler hakkında gösteri yürüyüşü yapan grup, İnşaat Bölümü Binasına geldiğinde sözlü tacize uğramış ardından da olay sandalyelerin de havada uçuştuğu büyük bir kavgaya dönüşmüştü.

Kavgada birçok öğrenci yaralanırken, yaralılara ODTÜ Sağlık Merkezi’nde müdahale edilmişti. Aynı gün yaşanan 6.yurdu 15 kişilik bir grubun sopalarla basması ise olayların vahim duruma ulaştığını gösteriyor. ODTÜ’de şiddet artarak devam ederken, yetkililerin duruma anında müdahale etmesini bekliyoruz.

(KS f1 emre)

Gazi’de kapı muamması

GAZİ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi giriş kapıları tam bir muamma. İdare ve güvenlik görevlileri, öğrencileri zor durumda bırakmak için ellerinden geleni yapıyor. En büyük sorunların başında, ana binanın giriş kapısından öğrencilerin alınmaması geliyor. Ana kapıdan alınmayan öğrenciler, ya yan taraftaki B binasından giriş yapıyor ya da ana binanın arka tarafındaki öğrencilere tahsis edilmiş ’arka kapı’dan okullarına giriyorlar. Sorun bununla sınırlı kalmıyor. B binasından giren öğrencilere hiçbir güvenlik görevlisi kimliklerini sormazken, ana binanın arka kapısından giren öğrencilere kendi isteklerine göre kimlik sorgusu yapıyorlar. İdari amirlik ve dekanlık bu tür öğrenci problemlerine göz yummaya devam ederken öğrenciler ’arka kapı’dan girmeye devam ediyor. (KS Cem Etyemez)

Ne olacak bu kampus girişleri

HACETTEPE
Üniversitesi Beytepe Kampüsü’ne arkadaş ziyareti yasakmış. Biz hapishanede yaşıyoruz sanırım. Hangi okulda böyle bir şey var? Ayrıca güvenlikçilerin keyfi bir uygulamayla bazı kişileri alıp bazılarını almaması çok sinir bozucu. Bu yasak neden? Arkadaşlarımızın içerde ne gibi faaliyetlerde bulunacaklarını düşünüyorlar acaba? Yakında bizi de almazlarsa hiç şaşırmam veya akrabaların girebilmesi için nüfus kayıt örneği isteyebilirler. (www.beytepem.net)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!