Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2008 00:00
Kızılay, küresel ısınma ve enerji kaynaklarının azalması sorununa yönelik "çevre dostu" çözümler konusunda örnek olma yolunda bir uygulama yapıyor. ODTÜ Mimarlık Araştırma Tasarım Planlama ve Uygulama Merkezi’nin (MATPUM) Kızılay için ODTÜ arazisi içinde yapımına başladığı Ar-Ge binası, "enerji verimliliği" yönünden, Türkiye’nin en büyük "çevre dostu" yapısı olacak.
Yıl sonuna kadar bitirilmesi öngörülen binada, elektrik, pencerelerde ve duvarlarda kullanılan güneş panellerinden, çatıya konan rüzgar türbininden elde edilecek. Aydınlatmanın büyük bölümü güneş ışığı ile yapılacak. Topraktan sağlanacak ısı ile bina ısıtılacak veya soğutulacak. Yağmur suları ve lavabolardan toplanan sular, bahçe sulamasında kullanılacak.
TOKİ’den benzer proje
Kızılay kaynaklarının yanı sıra yapı sektöründeki firmaların sponsorluğunda yapımı devam eden binada, halen büyük bölümü ithalatla karşılanan güneş ve toprak enerjisi teknolojileri kullanılıyor. Ancak, ODTÜ MATPUM’un yaptığı araştırma çerçevesinde, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) de benzer teknolojileri, 40 bin konutluk proje hazırladığı İstanbul Kayabaşı’nda da uygulamaya karar verdi. TOKİ’nin bu kararının, Türkiye’de güneş, rüzgar ve toprak enerjisinden yararlanmayı sağlamaya yönelik teknolojilerin geliştirilmesi ve pazarın oluşturulması açısından önemli bir aşama olduğu belirtilirken, bu teknolojilerin üretimi konusunda Ankara’da OSTİM sanayicilerinin harekete geçirilmeyi çalışıldığı kaydedildi.
Haziran ayında başlayan, ODTÜ MATPUM’da yapımı devam eden Kızılay AR-GE binasının enerji verimliliği danışmanı ve EDSM Enerji Danışmanlık Servis ve Mühendislik Ltd. Şti. Genel Müdürü Arif Künar, proje ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, 370 metre karelik binanın, enerji verimliliği olan, çevre dostu Türkiye’nin en büyük yapısı olacağını bildirdi.
Yüzde 90 tasarruf
Künak, binayı, ODTÜ MATPUM’un binasını da tasarlayan ve bu bina ile 2008 Yapı Endüstri Merkezi’nin (YEM) Enerji Verimliliği Ödülü’nü Doç. Dr. Abdi Güzer’in tasarladığını belirtti.
Binanın yapımında maksimum izolasyonu sağlayacak tuğlalar ve yalıtım malzemeleri kullanıldığına işaret eden Arif Künar, böylece daha tasarım aşamasında binanın enerji gereksiniminin yüzde 90 azaldığını vurguladı. Binanın pencere boyutları da değişiyor. Güneşli cephede "kış bahçesi" yaratılıyor ve burada toplanan ısı binanın içine veriliyor.
Pencere aynı zamanda elektrik de üretecek
KIZILAY Ar-Ge binasında, Türkiye’de ilk kez "binaya entegre şeffaf güneş panelleri" kullanılacağını, ışığı geçiren bu paneller sayesinde bir taraftan aydınlatma sağlanırken diğer taraftan elektrik de üretilebileceğini açıklayan Künar, binanın teknolojik özellikleri hakkında şu bilgiyi verdi:
"Şimdiye kadar güneş panelleri çatıların üzerine konan ayrı sistemlerdi. Bu binada, şeffaf cam şeklinde paneller kullanılacak. Bu camların içinde elektrik hücreleri olacak. Binanın estetiği bozulmadan, güneşi engellenmeden, aynı zamanda elektrik de üretilecek. Bu, yeni dünya teknolojisi. Belki 2010-2015’ten sonra binalar güneş panelleri ile tasarlanacak. Ön yüzeylerde, bütün cephe bu güneş panelleri ile kaplanacak, pencere aynı zamanda elektrik üretecek. Avrupa’da ve ABD’de çok örneği var. Türkiye’de ilk örneği olacak. Başarırsak, mimarlara da estetiği bozmadan bu paneller nasıl kullanılır göstermek istiyoruz. Enerji panelleri, pahalı olması ve estetik kaygılar nedeniyle kullanılmıyor. Ama artık renkli olanları ve binaya entegre olan sistemler de çıkıyor. Böylece, binanın kullanılabilirliği artarken, mimari estetikle de örtüşme sağlanıyor. Bu sistemler pahalı olmasın karşın, enerji krizi ve küresel ısınma nedeniyle artık mimarların her şartta estetik yanında fonksiyon ve enerji verimliliğini birlikte tasarlaması lazım. Bu binanın bir amacı da bu."
Binanın ısısı topraktan gelecek
KÜNAR’ın verdiği bilgiye göre, binanın aydınlatılmasında büyük oranda "güneş ışığı bacaları"ndan yararlanılacak. Güneş ışığı, bacadan prizmalarla, aynalarla yansıtılarak, bina gündüz saatlerinde elektrik yerine doğal ışıkla aydınlatılacak. Binanın ısıtılıp soğutulmasında, "toprak ısı pompalarından" da yararlanılacak. Toprağın üç metre altında 10 derece sabit asıcaklık bulunduğunu belirten Künar, bu sıcaklıktan, binaların ısıtılmasında veya soğutulmasında yararlanılabildiğini kaydetti. Künar’ın verdiği bilgiye göre, yer altına, 80-100 metreye yerleştirilen üç adet su veya hava boruları ile topraktaki 10 derecelik ısıda dolaştırılan su-hava, sıcaklık veya soğukluk kaynağına iletiliyor. Yazın soğutma yapmak için bu 10 derecelik su daha da soğutuluyor, kışın ısıtmak için de 10 derecelik su ısıtılıyor. Böylece enerji verimliliği 1’e 6 artıyor.
Yeni bir sanayi oluşacak
Künar’ın verdiği bilgiye göre, halen, ODTÜ, TUBİTAK, Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü, Bilkent Üniversitesi, Muğla Üniversitesi güneş panelleri, güneş pilleri konusunda çalışmalar yapıyor. Güneş paneli üretiminde OSTİM’deki firmaların devreye sokulması için görüşmeler sürüyor. pazarın oluşması halinde, firmaların devreye sokulması mümkün görünüyor.
Künar, "Kamunun buna öncelik etmezse, özel sektör risk alıp bu işe girmiyor. TOKİ çok ciddi boyutta konut projesini uygularsa, bu ürünlerin Türkiye’de üretilmesi için potansiyel yaratır. TOKİ’nin Kayabaşı projesindeki kararı, çok stratejik ve önemli bir karar. Böylece yeni bir sanayi oluşacak, yan sanayi gelişecek, fiyatlar ve maliyet düşecek" dedi.