O bir şampiyon

Güncelleme Tarihi:

O bir şampiyon
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2008 00:00

Gizem Girişmen’i hepimiz bu yıl Çin’de düzenlenen 2008 Pekin Paralimpik Oyunları’nda Okçuluk Paralimpik Şampiyonu olması ve güzel gülüşüyle tanıdık ve çok sevdik.

Gizem bu sene Paralimpik Oyunları’nda şampiyon olamasaydı -ki böyle bir ihtimal aslında yok gibiydi, çünkü Gizem bugüne kadar ne yaptıysa hep "en iyi " olmayı hedeflemiş ve bunu başarmış kişilerden biri- kesinlikle başka zamanlarda , başka başarılarla yine bize kendini fark ettirir ve biz yine onu daha da yakından tanımak isterdik.

Æ Olimpiyat Şampiyonu olarak o altın madalyayla Türkiye döndükten sonra hayatında neler değişti?

Önceden de yoğundum, ama şimdi daha da yoğunum. Yeni olan; medyayla tanıştım. Daha doğrusu medya benimle tanıştı.

Æ Bu süreçleri çok hızlı geçtik. Kaza sonrası okula ya da hayata tekrar adapte olma konusunda zorlanmadın mı?

Kişiliğim ve ailemin bana verdiği güvenle, belki de yaşımın küçüklüğünden kaynaklanan sebeplerle yeni hayatıma alışmakta fazla zorlanmadım. İlk kez yürüyemeyeceğimi konuştuğumuzda Almanya’daydık. O zaman sadece bir kere " Neden ben?" diye sordum. Ailemin desteği ve sevgisini her zaman yanımda hissettim. Arkadaşlarım da bir o kadar duyarlıydılar zaten.

Hiçbir şeyin garantisi yok
/images/100/0x0/55ea90c0f018fbb8f8884e7d

Æ Engelli bir birey için ailenin önemi nedir?

Hayatının her alanında çok önemli. Kimsenin başına ne geleceğinin bir garantisi yok. Ben engelli çocuğu ya da kardeşi olan ailelere, onlara sahip çıkmalarını tavsiye edebilirim. Onlara inanmaları ve mücadele etmeleri gerekiyor. Duyarlı olmaları da şart.

Sence Türk toplumu bu konuda yeterince duyarlı mı?

Engelli ve engellil ik kavramı bizim hayatımıza 1992 yılında geçirdiğimiz trafik kazası sonrasında girdi. Daha önce biz de çok fazla bir şey bilmiyorduk. Birçok insanın da, eğer çevresinde engelli yoksa o zaman engellilerin ne gibi ihtiyaçları olabilir, bilmiyorlar. Bu anlamda Türkiye’nin bilinç düzeyi çok düşük.

Özgürlüğü kim sevmez ki?

Æ Zaman spor dışında nasıl geçiyor?

Ailemle ve arkadaşlarımla zaman geçiriyorum. Kitap okumayı çok sev erim. Araba kullanırım, güzel kek yaparım. Ayrıca dalış yapmayı seviyorum, tek yıldız dalıcıyım. Denizin benim için apayrı bir anlamı var. Deniz benim için öz gürlük. Kazadan önce de b öyleydi, ama kazadan sonra artık daha fazla özgürlük demek. Özgürl üğü kim sevmez ki? Deniz benim için özgürlük.

Æ Tekrar yüzmeye dönmeyi düşünüyor musun?

Neden olmasın? Belki 2012’de olimpiyatlara yüzmede katılırım. Şimdilik öyle bir hedefim ve kararım yok,hayat bu insanlara neler getireceği belli değil.

Bilinçsizlik beni kırıyor

Æ Bu bilinçsizliğin seni kırdığı zamanlar oldu mu hiç?

Türkiye’de yaşayan engelli bir birey olarak ben de zaman zaman kırılıyorum. Çünkü hepimiz aynı toplumun bireyleriyiz ve hepimizin ihtiyaçları var. Niçin birimizin ihtiyaçları diğer bireyden daha önemli olsun ki?

Æ Kamu alanlarında durum nasıl? Duyarlı bir yaklaşım olduğu söylenebilir mi?

Bu kurumları da oluşturan kişiler yine toplumda yaşayan bireyler. Dolayısıyla, Türkiye genelinde olan bilinç eksikliği bu kurumlara da yansıyor.

Profesyonel spor hayatının yanı sıra, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nda sözleşmeli personel olarak çalışıyorsun.

Evet. Okçuluk sporuna devam etmeye karar verdiğim de bir kamu kurumunda çalışmaya da karar vermiştim. Çünkü eğer kamu kurumunda çalışıyorsanız milli takım kampına gittiğinizde görevli izinli sayılıyorsunuz.

Æ Bu enerji nereden geliyor? Bu kadar şeye zamanı nasıl buluyorsunuz?

Gerçekten çok kolay olmuyor. Mesela bir öğrencinin Bilkent’ten şeref öğrenci olarak mezun olması için 4 sene boyunca çok iyi bir performans göstermesi gerekiyor. Veya okçulukta olimpiyat şampiyonu olabilmesi için yine 4 sene çok büyük özveriler gösterme si gerekiyor. Bir şey yaptığım zaman , yarım ya da eksik yapmayı seven bir insan değilim. Bir şey yapılıyorsa tam yapılmalı diye düşünüyorum.

Æ Şimdi senden dinleyelim, kimdir Gizem Girişmen?

1981 Ankara doğumluyum. İlkokulu bitirdiğim yaz trafik kazası geçirdim. O trafik kazasından sonra da T5 seviyesinde omurilik felçlisi oldum. Önce Hacettepe Üniversitesi’nde ameliyatlar geçirdim, ardından da Almanya’ya 5 ay süren rehabilitasyon a gittim. Türkiye’ye döndükten sonra Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi’ne başladım. 2004 y ılında Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümün’den Şeref Derecesiyle mezun oldum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!