Güncelleme Tarihi:
"ÖSO'YU 'TERÖRİST' DİYE TANIMLAMAK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN AĞZIYLA KONUŞMAK DEMEKTİR"
Zeytin Dalı operasyonunun, tam zamanında başladığını kaydeden Nurettin Canikli şöyle devam etti: "Bu mücadelenin ve operasyonun şimdi yapılması gerekiyordu. Bu operasyon geçen hafta sonu başlatılmamış olsaydı terör yapılanması güçlenmeye devam edecek, uluslararası alanda siyasi olarak tanınmak için zemin kazanmaya çalışacaktı. Bu nedenle, Zeytin Dalı operasyonunun ertelenme imkânı kalmamıştı. Eğer operasyon başlatılmamış olsaydı yakın bir gelecekte Türkiye çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacaktı, çok daha büyük bedeller karşımıza çıkartılacaktı, çok büyük bedeller ödemek zorunda kalacaktı Türkiye. Harekât, ülkemizdeki Suriyeli misafirlerimizin ve Suriye halkının temsilcisi olan Özgür Suriye Ordusu'yla birlikte yürütülmektedir. Özgür Suriye Ordusu kuvvetleri Mehmetçik'imizle birlikte kendi topraklarını işgal eden teröristleri temizlemek için kahramanca mücadele etmektedirler. Özgür Suriye Ordusu, Suriyelilerin Türkiye tarafından desteklenen temsilcileri ve ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Bu çerçevede, Özgür Suriye Ordusunu "terörist" sıfatıyla tanımlamak en hafif ifadeyle cahilliktir. Böyle bir tanımlama Türk milletine, Türk Silahlı Kuvvetlerine hakarettir. YPG, PYD'yi terörist olarak tanımlayamayanlar, söyleyemeyenler; YPG, PYD, PKK'ya ağlayanlar, ÖSO, Özgür Suriye Ordusu üzerinden Türk Silahlı Kuvvetlerini maalesef karalamaya çalışmaktadırlar. Özgür Suriye Ordusu'nu terörist olarak tanımlamak, terör örgütlerine prim vermek anlamına gelmektedir ve terör örgütünün ağzıyla konuşmak anlamına gelmektedir."
"BÖLGE TERÖRDEN TAMAMEN TEMİZLENİNCEYE KADAR OPERASYON BİTMEYECEK"
Zeytin Dalı operasyonunun büyük bir titizlikle devam ettiğini bildiren Nurettin Canikli şöyle devam etti: "Zeytin Dalı operasyonu son derece titizlikle yürütülmektedir. Özellikle sivil zayiat olmaması için, harekâtın zaman planları dâhil, bu hassasiyet içerisinde gerçekleştirilmiştir. Esasında Türk ordusunun sivil kayıp yaşanmaması konusundaki samimi yaklaşım ve uygulaması Fırat Kalkanı operasyonunda görülmüştür. Bu operasyonda sivil kayıp yok denecek kadar azdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin sivil zayiat hassasiyeti hiçbir orduda olmayacak kadar yüksektir. Bakınız, koalisyon ülkelerinin bombardımanı sonucunda, Suriye'de, bugüne kadar 917 sivil hayatını kaybetmiştir. Bu rakam koalisyonun resmî rakamıdır. Esasında, sivil zayiat, koalisyon çalışmaları sırasında ortaya çıkan, koalisyon ülkelerinin çalışmaları sırasında Suriye'de ortaya çıkan zayiat bu sayının çok üzerindedir ama resmî rakam 917'dir. Bazıları sivil zayiatı sadece istatistiki bilgi olarak görüyorlar ve o şekilde kabul ediyorlar, biz ise sivillere yönelik hassasiyeti her zaman, her an harekete geçiriyoruz. Bugüne kadar, Zeytin Dalı operasyonunda şu ana kadar Türk Silahlı Kuvvetlerimiz veya Özgür Suriye Ordusu kaynaklı sivil zayiat olmamıştır. Eğer sivillerle ilgili bir hassasiyetimiz, bir kaygımız olmasaydı, hiç kuşkunuz olmasın, bu harekât en geç on beş gün içerisinde tamamlanırdı. O nedenle, harekâtın zaman planlamasını da özellikle sivillere karşı aşırı hassasiyetimizin bir yansıması olarak görmek gerekiyor. Buna mukabil, terör örgütü ise sivilleri canlı kalkan olarak kullanmaya başladı, her zaman yaptığı gibi. Esasında, bu zor şartlara rağmen sivil kayıp olmaması yani terör örgütünün sivilleri canlı kalkan olarak kullanma politikasına rağmen bugüne kadar, şu ana kadar operasyonda sivil kayıp olmaması Türk milletinin bu konudaki samimiyetini ve hassasiyetini ortaya koymaktadır. Bu hasletimiz de tarihimizden devraldığımız mirasımızın bir parçasıdır. Zeytin Dalı harekâtı sadece teröristler ile bunlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçlerine karşı yapılmaktadır; sivil zayiat yoktur. Bu hassasiyetimiz nedeniyle terörden kurtarılan köy ve yerleşim yerlerinde bölge halkı, askerlerimizi coşkuyla karşılamakta ve bağrına basmaktadır. Ayrıca, bölgedeki kardeşlerimize her türlü insani yardım yapılmaktadır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, zaman zaman soruyorlar: "Bu operasyon ne kadar sürecek?" Bu sorunun cevabı aslında çok açık, bölge terörden tamamen temizlenene kadar operasyon devam edecek. Terör tamamen temizlenmeden ve ülkemiz için tehdit olmaktan çıkarılmadan operasyon bitmeyecek. Bunun başka yolu yok. Yine soruyorlar: "Teröristlerden temizlenen toprakları ne yapacaksınız, kime vereceksiniz?" Aslında, bu sorunun cevabı da açık, Fırat Kalkanı harekâtıyla kurtarılan bölgelerde, terörden temizlenen bölgelerde ne yapmışsak burada da onu yapacağız yani topraklarından ayrılmış olan bölge halkı öncelikle evlerine dönecekler. Bu şekilde Türkiye'deki Suriyeli mültecilerden çok sayıda kişinin Afrin bölgesine döneceğini tahmin ediyoruz. Sonra, bölge halkından yerel yönetimler oluşturulacak ve halk kendi kendini yönetecek, Türkiye bu süreçte onlara yardım edecek, destek sağlayacak eğitimde, sağlıkta, altyapıda, diğer alanlarda ve Türkiye bunların kendi güvenliğini sağlayacak tedbirleri alacak. Nihayetinde, terörden arındırılacak bölgeler Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği çerçevesinde demokratik yöntemle iş başına gelecek olan ve tüm Suriye halkını temsil edecek olan Suriye hükûmetine devredilecektir, teslim edilecektir."
"24'Ü ÖSO MENSUBU 29 ŞEHİDİMİZ VAR"
Nurettin Canikli, harekata ilişkin şu bilgileri verdi: "Şu ana kadar harekâtın başladığı günden bugüne kadar en az 649 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. En az diyoruz çünkü bunlar kesin olarak tespit edilen teröristlerdir, bu sayının çok daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz. Terör örgütlerine ait sığınak, barınak, mühimmat deposu ve silah mevzisi olarak kullanılan 458 hedef Hava Kuvvetlerimiz tarafından imha edilmiştir. Kara harekâtı kapsamında da 4.370 hedef ateş altına alınmıştır. Bugüne kadar 5'i Türk Silahlı Kuvvetlerimizden 24'ü ÖSO mensubu olmak üzere 29 şehidimiz vardır, şehitlerimize bu vesileyle bir kez daha Rabb'imden rahmet diliyorum."
"SADECE AFRİN'DEN DEĞİL, TÜM BÖLGEDEN TERÖRİSTLERİN TEMİZLENMESİNE YETECEK MİKTARDA MÜHİMMATIMIZ VARDIR"
Ordunun ihtiyaç duyduğu her türlü lojistik desteğin sağlandığını vurgulayan Nurettin Canikli şöyle devam etti: "Ordumuzun ihtiyaç duyduğu her türlü lojistik destek ile diğer mal ve hizmetlerin süratle karşılanabilmesi amacıyla gerekli her türlü tedbir alınmıştır. Karargâh ile cephe arasında mükemmel bir uyum söz konusudur. Hiçbir lojistik ve tedarik problemi bulunmamaktadır. Harekâtı "başkomutan" sıfatıyla zaten doğrudan Cumhurbaşkanımız komuta etmektedir.Zeytin Dalı harekâtının önemli bir özelliği de yüksek oranda millî imkânlarla geliştirilmiş ve üretilmiş harp silah, araç ve mühimmatlarının kullanıldığı bir operasyon olmasıdır. Eğer üretilen silah, mühimmat ve diğer araç ve gereçlerde bugün yaşadığımız millîlik ve yerlilik kapasitesini yakalamamış olsaydık kesinlikle bu harekâtı yapmamız, sürdürmemiz söz konusu bile olamazdı. Harekâtta kullanılan mühimmatın hemen hemen tamamını yerli imkânlarla üretme kapasitesine sahibiz. Millî taarruz helikopterimiz olan T129 Atak helikopterimiz ilk defa sınır ötesi bir operasyonda görev almıştır ve görevini sürdürmektedir. Yine, bu görev sırasında yerli ve millî üretim cirit füzeleri kullanılmaktadır. Zeytin Dalı harekâtında yeni geliştirdiğimiz teknolojilerle donatılan millî İHA'larımız Afrin'de de görev başındadır. Makina Kimya tarafından üretilen çok namlulu roketatarlar, fırtına obüslerimiz yine görev başındadır; ayrıntılarına girmiyorum ama özellikle, F16'larımız tarafından kullanılan akıllı ve güdümlü mühimmatın bombaları Makina Kimya tarafından, güdümleri ASELSAN tarafından yüzde 100 yerli ve millî olarak yapılmaktadır ve yer altı sığınakları bu millî imkânlarla ürettiğimiz akıllı ve güdümlü mühimmatlarla son derece etkili bir şekilde vurulmakta ve ortadan kaldırılmaktadır. Kara harekâtında kirpi araçları yerlilik oranı son derece yüksek, zırhlı kirpiler son derece başarılıdır. Yine, MPT, Millî Piyade Tüfeği'miz çok güven kaynağı ve gururumuz olmaya burada da devam ediyor. Ve mühimmat stoklarımız; değerli milletvekilleri, bugün itibarıyla, sadece Afrin'den değil, tüm bölgeden teröristlerin temizlenmesine kadar yetecek miktarda mühimmatımız vardır. Bu mücadele Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindir, beka mücadelesidir. Böyle dönemlerde Türk milletinin nasıl destanlar yazdığına herkes şahittir. Afrin'de bu millet, Türk Silahlı Kuvvetleri bir kez daha destan yazacaktır."
Nursima KESKİN/ ANKARA,(DHA)-