‘Nasıl olsa geçer’ dediğiniz ağrı kemik tümörü belirtisi olabilir

* Doç. Dr. Şahin Çepni, “Hastaların yaklaşık yüzde 80’i belirtileri ihmal ediyor, ‘nasıl olsa geçer’ mantığıyla düşünüyor fakat kemik tümörleri her ne kadar nadir gözükse de oldukça agresif seyredebiliyor” uyarısı yaptı.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Şahin Çepni, vücudun çeşitli yerlerinde hissedilen kemik ağrılarının, hasta tarafından mutlaka dikkate alınması gerektiğini belirterek, “Kötü huylu tümörlerde ilk semptom genellikle ağrı oluyor. İlk başta ağrı kesicilere cevap veriyor ve istirahat halinde hafifliyor fakat zamanla ağrı giderek şiddetleniyor” dedi. Özellikle gece saatlerinde artan ve geçmeyen ağrıların mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr Çepni, özetle şunları söyledi:

HASTALARIN YÜZDE 80’İ İHMAL EDİYOR

“Vücudun pek çok noktasında görülebilen ağrılar, masum olduğu kadar önemli hastalıkların da habercisi olabiliyor. Örneğin, kemik tümörlerinin belirtileri genellikle ağrı, şişlik, kırıkların sık olması veya kemiklerde zayıflama olarak ortaya çıkıyor. Kötü huylu tümörlerde ilk semptom genellikle ağrı oluyor. İlk başta ağrı kesicilere cevap veriyor ve istirahat halinde hafifliyor fakat zamanla ağrı giderek şiddetleniyor. Özellikle gece ağrısı olması bizim için belirleyici unsurlar arasında. Kemik tümörleri her yaşta gözlemlenebileceği gibi sıklıkla, 10-20 yaş arasında karşımıza çıkıyor. Tümör, her bölgede görülebileceği gibi genellikle diz ve omuz bölgesinde tutunuyor. Hastaların yaklaşık yüzde 80’i belirtileri ihmal ediyor, ‘nasıl olsa geçer’ mantığıyla düşünüyor fakat kemik tümörleri her ne kadar nadir gözükse de oldukça agresif seyredebiliyor. ‘Yanlış bir hareket yapmışımdır’, ‘dinlenince geçer’ düşüncesi ya da kendilerine hastalığı konduramayarak tedaviye geç kalıyorlar. Çocuklarda da saymış olduğum bu belirtiler, çoğu zaman anne babalar tarafından büyüme ağrısıyla karıştırılabiliyor ve ne yazık ki ihmal edilebiliyor.”

TÜMÖR YAYILIM GÖSTEREBİLİYOR

İhmal edilen her belirtinin ileride daha büyük sonuçlara yol açabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Çepni, “Geciken vakalarda tümör, kemik içinden başlayıp kemiğin dışına çıkarak hem diğer organlara sıçrama olasılığını arttırıyor hem de uzuv koruyucu cerrahinin riskini düşürebiliyor. Öte yandan, kemik tümörlerinin tedavi süreci multidisipliner bir yaklaşım gerektiriyor. Bir ekibin ortak çalışmasıyla, hastanın durumu ve tedavi planı en iyi şekilde değerlendiriliyor. Bu ekip, kemik tümörleriyle uzmanlaşmış cerrahlar, onkologlar, radyoterapistler ve patologlardan oluşuyor. Unutmayın, kemik tümörlerinin erken teşhisi ve uygun tedavi yaklaşımı, hastaların iyileşme şansını artırır. Belirtileriniz veya endişeleriniz varsa, muhakkak ihmal etmeden sağlık kontrollerinizi yaptırın” ifadelerini kullandı.