NASA’ya konferans veren Ankara’lı patron

Güncelleme Tarihi:

NASA’ya konferans veren Ankara’lı patron
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2007 00:00

Türkiye’de bir çok ilkleri üreten sanayici, sivil toplum önderi, bilim adamı Dr. Erol Özensoy’u bu hafta patron patrona köşemize misafir ettik. Özensoy, NASA’ya uzay sanayinde en gelişmiş su bazlı nanotek teknolojisine sahip bir Türk firması olarak konferans veren, 1976’dan bu yana konferans teklifleri alan bir sanayici.

VELİ SARITOPRAK: Sahibi olduğunuz ve yönettiğiniz Kimetsan şirketler grubunun yurt içi ve yurt dışı faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz?

Erol ÖZENSOY: Kimya, Maden, Metalurji ve Medikal sektörlerde yer alan grubumuz bu alanlarda yoğun olarak çalışmaktadır. Grubumuz, bütçesinin büyük bir kısmını ARGE ve ÜRGE giderlerine ayırmak suretiyle her sene 20’ye yakın yeni geliştirdiği ticari ürünleri piyasaya sürmektedir. Bunlar genelde kimsenin üretmediği özel kimyasallar veya formülasyonlardır. Şirketimizin esas hedefi çevreye duyarlı yeşil kimyasallar olarak da adlandırılan yüksek teknoloji kimyasalların ve formülasyonların üretimi ve sürekli ürün geliştirme çalışmaları yapmaktır. Özellikle ürettiğimiz su bazlı nano teknolojik boyalarda dünyanın en gelişmiş ve en güvenli teknolojisine sahip olarak 21 yıldır üretim yapmaktayız. Bu konuda dünyadaki ilklerdeniz. Bunlara askeri boyalar da dahildir ve zaten askeri boyalar konusunda çok uzun süredir saha onayı olan bir şirketiz.

Halen yurt dışına özellikle gelişmiş ülkelere nanotek su bazlı uzay endüstrisi boyaları, kamuflaj boyaları, PVC ve alüminyum boyaları da ihraç etmekteyiz. Bu konuda NASA ve ABD Hava Kuvvetleri’yle yedi projede çalışmalar devam etmektedir.

Kimetsan’ın Ankara’daki yatırımları nerededir?

Kimetsan’ın ASO 1.Organize Sanayi Bölgesi Sincan’da 9 bin 300 m2 alan üzerinde kurulu çok amaçlı bir kimya tesisi olan İleri Kimyasallar ve Araştırma Merkezi bulunmaktadır. Şirket merkezi Kızılay’dadır. Bu tesis T.Kimya Sanayicileri Derneği denetiminde Üçlü Sorumluluk/Responsible Care belgesi olan İç Anadolu’da ilk tesistir. Ayrıca TSE-ISO 9001:2000 ve OHSAS 18001 belgelerine sahip olan bu tesiste çalışanların büyük kısmı meslekte uzman olan kişilerden oluşmaktadır.

Kimetsan’ın yeni yatırımları var mıdır?

Bu soru bizim için biraz enteresan. Zira bizde yatırım hiç durmuyor ki! Biliyorsunuz sanayicinin hiç parası olmaz derler zira hep yatırım yapar. Bu yatırımlar hep yeni ürünlere yönelik ARGE ve ÜRGE faaliyetleri çerçevesindedir. 2008 yılı sonuna kadar aşamalı olarak ülkemizin en kapsamlı kimya araştırma laboratuvarlarından birisi olan merkezimiz devreye girecektir. Ayrıca Ankara’da ilaç hammaddeleri ve özel kimyasallar üretecek bir tesis ile İngiltere’de Nanotek Su Bazlı Boya üretecek bir tesis de yeni yatırımlar olarak planlanmaktadır.

DÜNYANIN İLKLERİNİ ÜRETİYORUZ

Bildiğim kadarıyla Kimetsan, savunma sanayinde de çok faaldir?

Evet. Kimya sanayisiz bir savunma sanayi düşünülemez. Maalesef ülkemizin genel ihracatında kimya sanayimiz üçüncü sırada olmasına rağmen savunma sanayine yönelik çok fazla kimya sanayicisi yoktur. Biz ana şirket kurulduğundan bu yana MSB’nin tedarikçisiyiz. Ayrıca özellikle su bazlı nanotek askeri, kamuflaj, roket, lançer ve uçak radom boyalarında Türkiye’de dünyanın ilklerini üretmeye devam etmekteyiz. Bu konuda dünyanın ilk su bazlı askeri jet uçağı boya denemeleri 1994’te yapılmıştır. ABD Hava Kuvvetleri ilk denemede helikopter üzerinde bile 15 günlük bir performans sağlarken su bazlı boya ile boyadığımız bu jet uçağı 1999’a kadar uçmuştur. Özellikle Hava Lojistik Komutanlığı son yıllarda çevreye duyarlı ve daha hafif su bazlı uçak boyaları uygulaması konusuna dünyadaki diğer hava kuvvetlerinden çok daha fazla önem vermeye başlamıştır. Zaten Türk Hava Kuvvetleri de Deniz Kuvvetleri’nde de uzun süredir su bazlı nanotek radom boyalarını kullanmaktadırlar. Benzerlerinden çok daha hafif olup uygulamaları da çok daha kolaydır. Üstelik insana ve çevreye zarar vermeden. Bu konularda ayrıca NASA ve USAF’la çalışmalar devam etmektedir. Yeni standartlarda ve onaylı Yağmur Erozyonuna dayanıklı uçak boyası olmadığı için Kimetsan’ca üretilen ürünlerin test çalışmaları ABD’de devam etmektedir.

Ayrıca Kimetsan 2000 yılında dünyada kimsenin üretemediği su bazlı uçak hücum kenarı boyalarını da üretmiştir. Açık alevlerde bile en az iki saat dayanabilen yanmaz su bazlı boyalar da çok yakında piyasaya verilecektir. Konularla ilgili özellikle sanayiden neredeyse her gün projeler ve çözüm yolları talepleri gelmektedir.

Halen su bazlı nanotek kamuflaj boyaları da çok uzun süredir savunma sanayinde iştigal eden şirketlerce kullanılmaktadır. Çok hafif olan su bazlı nano tek stealth özellikli RAC kamuflaj boyaları çalışmaları da devam etmektedir. Dünyada uzay endüstrisi için top coat /son kat gerçek anlamda su bazlı boyalarda Kimetsan dışında halen onay almış başka bir boya da bilinmemektedir. Sadece 4 firma su bazlı uçak primer/ilk kat boyaları üretebilmektedir. Su bazlı yüksek performanslı bu tip boyaları halen sadece Türkiye üretebilmektedir.

TERECİYE TERE SATMAK

Bildiğimiz kadarıyla yurt içinde ve dışında çok fazla konferans daveti alıyorsunuz?

Evet. Türkiye ve yurt dışında savunma sanayi ile bilimsel içerikli 40’tan çok konferansa konuşmacı olarak davet edildim. ABD Hava Kuvvetleri, NASA ve Lockheed Martin de verdiğim Nanotek Su Bazlı Uzay Endüstrisi Boyaları ile ilgili konferanslar benim için çok enteresandı. Türkiye’deki bir kuruluşa verdiğim Doğru Bildiğimiz Yanlışlar ve Yanlış Bildiğimiz Doğrular adlı konferansı da hiç unutamam. Bu herkese çok cazip gelmişti ve konferansın bitmesini istemiyorlardı. Yurt dışı konferansları davetleri 1976 da gelmeye başladı. En sonuncusu da 2007 Lockheed’te F-16 ların korozyon çalışmaları çerçevesinde Amerikan Hava Kuvvetleri uzmanlarının katıldığı konferanstaki konuşmamdır. Tereciye tere satmanın kolay olmadığını herkes çok iyi bilir. NASA’daki ilk konferansta uzay sanayinde en gelişmiş su bazlı nanotek teknolojisine sahip bir Türk firması olarak başlayan takdimlerini de unutmam mümkün değildir.

Bir sanayici olarak hükümet ve yerel yönetimlerden ne bekliyorsunuz?

Biz en zor sanayi dallarından birisi olan kimya sanayi ile iştigal etmekteyiz. Bu konuda o kadar birbiriyle çelişen uygulamalar var ki sanki birileri üretim yapılmasını istemiyor gibidir. Çok gereksiz mevzuatlar ve AB mevzuatıyla çelişen uygulamalar vardır. Bunlara örnek verirsem herhalde sayfalarca örnek olur. Türkiye’de hiçbir sanayici artık AB’deki rakiplerinin sahip olduğu koşullar dışında bir şey istemiyor. Uyum yasaları maalesef çok yavaş ilerliyor. Devlet kuruluşları maalesef sektördeki sivil toplum örgütleriyle çok iyi çalışmamaktadırlar veya çalışıyor görünmektedirler. Teşvik mevzuatı mutlaka sektörlere ve konunun önemine göre verilmelidir. Nano teknolojide Türk sanayicisini bekleyen çok önemli fırsatlar vardır.

Ben özellikle hükümetten ithalat ve ihracatta teknik engellerin ivedi olarak kaldırılması ve yasalarımızın Avrupa Topluluğu mevzuatlarına mutabakatını bir öncelik olarak görmekteyim. İmzalanan dış anlaşmalara aykırı o kadar çok yasamız veya uygulamalarımız var ki bunlar saymakla bile bitmez. Bu meclisten geçmiş anlaşmaların da bir yasa kadar bağlayıcı olduğu ayrıca mevcut yasalarımızın önünde olduğunu da çok fazla kimsenin bildiğini de söylemek mümkün değildir. Özellikle yasa yürütücülerinin bu uluslararası anlaşmakları inceleyerek verecekleri kararlarda bu hususları mutlaka göz önünde bulundurmaları gerekmektedir. Ayrıca tüm bakanlıkların bünyesinde bulunan Avrupa Topluluğu birimlerinin çok aktif çalışmaları gerekmektedir. Bu kuruluşlar mutabakat anlaşmalarını hazırlamada Sivil toplum örgütleriyle çok iyi bir sinerji yaratabilirler.

Ben her zaman hükümetin sanayileşmedeki engelleri ortadan kaldırıcı bir rol alması yanındayım. İşlevi engelleyici bürokratik engellerin de kaldırılması yönünde buna benzer bir yapılanmaya da gidilebilir. Hükümet, yerel yönetimler uzman sivil toplum örgütleri bu tip konularda senkronize çalışmalıdır. Ayrıca yasaları artık kötülere değil de iyilere göre yapılandırmakta çok fazla yarar vardır.

Sanayi envanteri maalesef hazırlanamamıştır. Şirket ve kurumlara getirilecek bazı zorlayıcı müeyyidelerle çözüm yolu zor değildir. Tüm üniversitelerin sahip oldukları alet/yetenek/akademik ve teknik personel kaydı sistemiyle de endüstri ile entegrasyonları daha iyi sağlanabilir. Bu konuda yüzlerce öneride bulunmak mümkündür.

Memur kentinden sanayi kentine

Ankara’daki sanayinin gelişmesi sizi tatmin ediyor mu?

İlk şirketi kurduğumuz 1986 yılında herkes Ankara’da sanayi mi var ki orada duruyorsunuz gibi yorumlar yapıyordu. Ne olduysa 1990’larda memur kenti Ankara bir sanayi kenti olma yoluna girdi. Bu gün ise savunma sanayinde Türkiye’nin en gelişmiş sanayicileri bu bölgede yer almaktadır. Teşvik sistemi sektörel bazda olduğunda da bu yatırımların Ankara’da çok fazla büyüyeceğine inanmaktayım. Bölgesel teşviklerde kalifiye personeli maalesef o bölgeye götüremiyorsunuz. Bu tür yerlerde insana dayalı daha az eğitim veya beceri gerektiren veya yerel kaynaklara dayalı yatırımları gerçekleştirebilirisiniz. Ama Ankara gibi gelişmiş bölgelerde özellikle kimya sanayinde tablo çok değişir. Bu bölgede bilgi ve teknoloji ağırlıklı yatırımlar yapılmaktadır ve bunların yarattıkları katma değerler çok yüksektir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!