Nanoteknoloji öncelikli gündem
Güncelleme Tarihi:
İpek ARIOĞUL
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2006 00:00
Çankaya Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ziya B. Güvenç, Almanya’daki Uluslararası Nanoteknoloji Fuarı "Nanofair 2006"ya Türkiye’den davet edilen tek konuşmacı oldu. Prof. Güvenç, 21-22 Kasım tarihleri arasındaki fuarda "Uluslararası Alanda İş Geliştirme ve Nanoteknolojiyi Çalıştırma" konulu bir konuşma yapacak.
ÇANKAYA Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ziya B. Güvenç, Almanya’daki Uluslararası Nanoteknoloji Fuarı "Nanofair 2006"ya Türkiye’den davet edilen tek konuşmacı oldu.
Günümüz dünyası gerek elektronik gerek mekanik tüm sistemlerde ve ürünlerde daha işlevsel, daha küçük boyutta, daha az enerji ile çalışan teknolojilere doğru yönelmekte. Bu teknolojilerden en önemlisi de nanoteknoloji. Maddeyi atom boyutuna yani nano-boyuta indirgeme işi olan nanoteknoloji mühendisliği Türkiye’de de yavaş ama emin adımlarla ilerliyor. Bunun en önemli göstergelerinden biri ise Çankaya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Güvenç’in dünyanın en önemli bilim fuarlarından "Nanofair 2006"ya konuşmacı olarak çağrılması.
21-22 Kasım tarihleri arasında Almanya’nın Karlsruhe kentinde yapılacak olan fuarda "Uluslararası Alanda İş Geliştirme ve Nanoteknolojiyi Çalıştırma" konulu bir konuşma yapacak olan Prof. Güvenç, maddeyi atomik-moleküler boyuta indirgeyerek yeni özelliklerinin açığa çıkarılması işi olan "nanoteknoloji" ile ilgili çalışmaların Türkiye’de de yoğunlaşması gerektiğine dikkat çekiyor.
TEK MÜSLÜMAN ÜLKE TÜRKİYE: Prof. Güvenç, konferansa İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Çin gibi ülkelerden konuşmacıların katılacağını, davet edilen tek Müslüman ülkenin ise Türkiye olduğunu belirtti. Fuar kapsamındaki panelde Çankaya Üniversitesi ile Türkiye’nin nanoteknoloji üzerine faliyetleri hakkında bilgi vereceğini söyleyen Prof. Güvenç, "Konferansın amacı, herkesi buluşturup tartıştırmak. Türkiye’yle ilgili de birçok soru geleceğini düşünüyorum" dedi. Prof. Güvenç, 16.00-18.00 saatleri arasında geçekleştirilecek panelde ağırlıklı olarak Alman bilimadamlarının konuşmacı olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
AMAÇ İŞ DÜNYASI İLE BİLİMADAMINI BULUŞTURMAK: "Fuarda sadece bilimadamları değil özel sektör temsilcileri ve iş dünyası da olacak. Nano boyutta üretim dünyada biliniyor. Ama hedef, mühendislik ile teknoloji ayağını geliştirip, nanoteknolojiyi insanların günlük yaşantısına aktarmak. Fuarda Avrupa’da bu alanda çalışan üniversite ve reel sektörü birbirine bağlamak, yeni şirketlerin oluşumunu sağlamak amaçlanıyor. Fuar bu anlamda sadece bilimadamlarını getirmeyi değil, onşarla iş dünyasını, üniversiteleri, araştırma merkezlerini buluşturan bir ağ oluşturmayı hedefliyor. Prof. Güvenç, geleceğin teknolojisi nanobilim’i, Türkiye ve Ankara’daki nanoteknoloji çalışmalarını şöyle anlattı:
KANSERİ YOK ETMEK İÇİN ATOMİK BOYUTTA ARAÇLAR: İnsan vücudunda dolaşarak kanser hücrelerini yayılmadan bulup yok eden atomik boyutlarda tıbbi bir araç, çelikten çok daha hafif ama ondan on kat daha güçlü materyaller, en küçük kirletici molekülleri bile filtre eden bir klima... İnanılması güç olan bu örnekler, nanoteknoloji ile önümüzdeki 10-15 yıl içinde hayal olmaktan çıkacak. ABD’nin yılda 3-4 milyar, AB ülkelerinin ise 1 milyar dolar harcadığı nanoteknoloji çalışmaları Türkiye’de henüz emekleme aşamasında olsa da, üniversiteler bu teknolojiyi öğrenmek ve üzerine çalışmalar yapmak için her yıl ödenekler ayırmaya başladı.
BİLKENT, ODTÜ, ÇANKAYA, GAZİ: Türkiye’de bu alanda teknolojik boyutta çalışma yok, ama dünya nanobilimine katkıda bulunmak isteyen üniversiteler var. Çankaya Üniversitesi dışında, Ankara’da Bilkent, ODTÜ ve Gazi üniversitelerinde bir süredir nanoteknoloji üzerine çalışmalar yapılıyor. Ama yine de gelişmiş ülkelerin çok gerisindeyiz tabi. Türkiye’nin sanayisi de henüz bu teknolojiden faydalanacak boyutta değil. Bu durum uzun süre böyle devam ederse ileride dünyaya hiçbir ürün satamayız. Örneğin Türkiye ileride uçak üretecek, ama diğer ülkeler nonoteknoloji ile bizim uçakların 50’de 1’i ağırlığında, yakıt tasarruflu uçak üretecek. Veya, araba parçaları üreteceğiz, ama diğer ülkelerin nanoteknoloji ile ürettiği parçalar aşınmaz ve uzun ömürlü olacak. Bu şekilde dünyayla reakbet etmememiz imkansızlaşacak.
PROJE ÜRETECEK NANOTEKNOLOJİ MERKEZİ: Önümüzdeki haftalarda Çankaya Üniversitesi bünyesinde "Nanobilim ve Uygulamaları Merkezi" adı altında bir merkez kuracağız ve bunun için de ABD’deki bilimadamlarından destek alacağız. Merkezde Türkiye’den ve yurtdışından parasal destek sağlayan birimlere proje üretilecek. ABD ve Avrupa’dan bilimadamlarını da bu projeye dahil etmek istiyorum. Prof. Güvenç, ayrıca Türkiye’de bir "Milli Laboratuvar kurulması ve önceliğin nanoteknolojiye verilmesi gerektiğini" belirterek, şunları kaydetti:
MİLLİ LABORATUVAR KURMAK GEREKİYOR: "ABD’nin her yerine yayılmış Milli Laboratuvar’ların Türkiye’de bir örneği bile yok. TÜBİTAK’a bir milli laboratuvar kurmalarını, bunu tüm üniveristelere açmalarını, burada bilimadamlarının, akademisyenlerin çalışmasını önerdik, çünkü aksi taktirde devletin kaynağı israf oluyor. Bu teknolojide geri kalmamamız için önceliğin nanoteknoloji laboratuvarına verilmesi gerekiyor.
1 trilyon dolarlık ekonomi
Prof. Güvenç, nanoteknoloji üzerine yaklaşık 50 yıldır çalışıldığını, Nobel ödüllü fizikçi Richard P. Feynman’ın Amerikan Fizik Topluluğu’ndaki (American Physical Society) konuşmasından sonra ise nanobilime bakış açısının değiştiğini belirterek, şuıları anlattı:
"Nanobilim tabiatın milyonlarca yıldır yapmış olduğu süreci taklit etmekten ibaret. Tabiatta herşey küçüklerin birleşerek büyüğü oluşturmasıyla meydana geliyor. Örneğin moleküller birleşerek hücreyi oluşturuyor. 3-4 atomun birleşimine eşit büyüklükte araç ve materyaller üretimine imkan veren nanoteknoloji önümüzdeki 10 yıl içinde dünya ekonomisinin 1 trilyon dolarlık kısmını oluşturacak, 20-30 sene içinde ise hemen her alanda kullanılacak. Özellikle tıp, kimya, tekstil, tarım, çevre, mekanik gibi alanlarda kullanılacak olan nanoteknoloji ile örneğin uçakların ağırlığı 50’de 1 oranında azalabilecek, kanserli hücreler vücuda enjekte edilen atomik boyutta araçlarla yok edilecek.
Avrupa konseyi ödüllü fuar
21-22 Kasım 2006 tarihlerinde Almanya’nın Stuttgard’a bir saat mesafedeki Karlsruhe kentinde yapılacak olan Uluslararası Nanoteknoloji Fuarı "Nanofair 2006", Karlsruhe Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Fuar kapsamında Prof. Güvenç’in de konuşma yapacağı CLOE-Panel’i, sınırsız deneyim ve bağlatıları olan endüstriye, bilim insanlarına ve girişimcilere, uluslararası gruplara ve bu ağa bağlı insanlara yönelik bir etkinlik. Avrupa Komisyonu’nun 2004 yılında üç kez "Buluşçuluğa ve Mükemelliğe Dönük Yeni Alanlar" ödülüne layık görülen fuar, mikro ve nano teknoloji alanında uluslararası liderlik potansiyeli taşıyor. Söz konusu panel ise, karşılıklı deneyim ve bilgi değişiminin yanı sıra naoteknoloji gruplarının biraraya gelerek uluslararası anlamda işbirliği kurmalarına da fırsat yaratacak. Panelde hedeflenen iş birliğinin amaçları: Nano gruplarının websitelerini birleştirme, nano sektörle ilgili projeler, olaylar ve seminerler, deneyimlerin paylaşılması ile işletme, eşleştirme, teknoloji transferi ve tanıtım alanlarında dünya çapında bilgi değişimi.
Günümüz dünyası gerek elektronik gerek mekanik tüm sistemlerde ve ürünlerde daha işlevsel, daha küçük boyutta, daha az enerji ile çalışan teknolojilere doğru yönelmekte. Bu teknolojilerden en önemlisi de nanoteknoloji. Maddeyi atom boyutuna yani nano-boyuta indirgeme işi olan nanoteknoloji mühendisliği Türkiye’de de yavaş ama emin adımlarla ilerliyor. Bunun en önemli göstergelerinden biri ise Çankaya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Güvenç’in dünyanın en önemli bilim fuarlarından "Nanofair 2006"ya konuşmacı olarak çağrılması.
21-22 Kasım tarihleri arasında Almanya’nın Karlsruhe kentinde yapılacak olan fuarda "Uluslararası Alanda İş Geliştirme ve Nanoteknolojiyi Çalıştırma" konulu bir konuşma yapacak olan Prof. Güvenç, maddeyi atomik-moleküler boyuta indirgeyerek yeni özelliklerinin açığa çıkarılması işi olan "nanoteknoloji" ile ilgili çalışmaların Türkiye’de de yoğunlaşması gerektiğine dikkat çekiyor.
TEK MÜSLÜMAN ÜLKE TÜRKİYE: Prof. Güvenç, konferansa İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika, Çin gibi ülkelerden konuşmacıların katılacağını, davet edilen tek Müslüman ülkenin ise Türkiye olduğunu belirtti. Fuar kapsamındaki panelde Çankaya Üniversitesi ile Türkiye’nin nanoteknoloji üzerine faliyetleri hakkında bilgi vereceğini söyleyen Prof. Güvenç, "Konferansın amacı, herkesi buluşturup tartıştırmak. Türkiye’yle ilgili de birçok soru geleceğini düşünüyorum" dedi. Prof. Güvenç, 16.00-18.00 saatleri arasında geçekleştirilecek panelde ağırlıklı olarak Alman bilimadamlarının konuşmacı olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
AMAÇ İŞ DÜNYASI İLE BİLİMADAMINI BULUŞTURMAK: "Fuarda sadece bilimadamları değil özel sektör temsilcileri ve iş dünyası da olacak. Nano boyutta üretim dünyada biliniyor. Ama hedef, mühendislik ile teknoloji ayağını geliştirip, nanoteknolojiyi insanların günlük yaşantısına aktarmak. Fuarda Avrupa’da bu alanda çalışan üniversite ve reel sektörü birbirine bağlamak, yeni şirketlerin oluşumunu sağlamak amaçlanıyor. Fuar bu anlamda sadece bilimadamlarını getirmeyi değil, onşarla iş dünyasını, üniversiteleri, araştırma merkezlerini buluşturan bir ağ oluşturmayı hedefliyor. Prof. Güvenç, geleceğin teknolojisi nanobilim’i, Türkiye ve Ankara’daki nanoteknoloji çalışmalarını şöyle anlattı:
KANSERİ YOK ETMEK İÇİN ATOMİK BOYUTTA ARAÇLAR: İnsan vücudunda dolaşarak kanser hücrelerini yayılmadan bulup yok eden atomik boyutlarda tıbbi bir araç, çelikten çok daha hafif ama ondan on kat daha güçlü materyaller, en küçük kirletici molekülleri bile filtre eden bir klima... İnanılması güç olan bu örnekler, nanoteknoloji ile önümüzdeki 10-15 yıl içinde hayal olmaktan çıkacak. ABD’nin yılda 3-4 milyar, AB ülkelerinin ise 1 milyar dolar harcadığı nanoteknoloji çalışmaları Türkiye’de henüz emekleme aşamasında olsa da, üniversiteler bu teknolojiyi öğrenmek ve üzerine çalışmalar yapmak için her yıl ödenekler ayırmaya başladı.
BİLKENT, ODTÜ, ÇANKAYA, GAZİ: Türkiye’de bu alanda teknolojik boyutta çalışma yok, ama dünya nanobilimine katkıda bulunmak isteyen üniversiteler var. Çankaya Üniversitesi dışında, Ankara’da Bilkent, ODTÜ ve Gazi üniversitelerinde bir süredir nanoteknoloji üzerine çalışmalar yapılıyor. Ama yine de gelişmiş ülkelerin çok gerisindeyiz tabi. Türkiye’nin sanayisi de henüz bu teknolojiden faydalanacak boyutta değil. Bu durum uzun süre böyle devam ederse ileride dünyaya hiçbir ürün satamayız. Örneğin Türkiye ileride uçak üretecek, ama diğer ülkeler nonoteknoloji ile bizim uçakların 50’de 1’i ağırlığında, yakıt tasarruflu uçak üretecek. Veya, araba parçaları üreteceğiz, ama diğer ülkelerin nanoteknoloji ile ürettiği parçalar aşınmaz ve uzun ömürlü olacak. Bu şekilde dünyayla reakbet etmememiz imkansızlaşacak.
PROJE ÜRETECEK NANOTEKNOLOJİ MERKEZİ: Önümüzdeki haftalarda Çankaya Üniversitesi bünyesinde "Nanobilim ve Uygulamaları Merkezi" adı altında bir merkez kuracağız ve bunun için de ABD’deki bilimadamlarından destek alacağız. Merkezde Türkiye’den ve yurtdışından parasal destek sağlayan birimlere proje üretilecek. ABD ve Avrupa’dan bilimadamlarını da bu projeye dahil etmek istiyorum. Prof. Güvenç, ayrıca Türkiye’de bir "Milli Laboratuvar kurulması ve önceliğin nanoteknolojiye verilmesi gerektiğini" belirterek, şunları kaydetti:
MİLLİ LABORATUVAR KURMAK GEREKİYOR: "ABD’nin her yerine yayılmış Milli Laboratuvar’ların Türkiye’de bir örneği bile yok. TÜBİTAK’a bir milli laboratuvar kurmalarını, bunu tüm üniveristelere açmalarını, burada bilimadamlarının, akademisyenlerin çalışmasını önerdik, çünkü aksi taktirde devletin kaynağı israf oluyor. Bu teknolojide geri kalmamamız için önceliğin nanoteknoloji laboratuvarına verilmesi gerekiyor.
1 trilyon dolarlık ekonomi
Prof. Güvenç, nanoteknoloji üzerine yaklaşık 50 yıldır çalışıldığını, Nobel ödüllü fizikçi Richard P. Feynman’ın Amerikan Fizik Topluluğu’ndaki (American Physical Society) konuşmasından sonra ise nanobilime bakış açısının değiştiğini belirterek, şuıları anlattı:
"Nanobilim tabiatın milyonlarca yıldır yapmış olduğu süreci taklit etmekten ibaret. Tabiatta herşey küçüklerin birleşerek büyüğü oluşturmasıyla meydana geliyor. Örneğin moleküller birleşerek hücreyi oluşturuyor. 3-4 atomun birleşimine eşit büyüklükte araç ve materyaller üretimine imkan veren nanoteknoloji önümüzdeki 10 yıl içinde dünya ekonomisinin 1 trilyon dolarlık kısmını oluşturacak, 20-30 sene içinde ise hemen her alanda kullanılacak. Özellikle tıp, kimya, tekstil, tarım, çevre, mekanik gibi alanlarda kullanılacak olan nanoteknoloji ile örneğin uçakların ağırlığı 50’de 1 oranında azalabilecek, kanserli hücreler vücuda enjekte edilen atomik boyutta araçlarla yok edilecek.
Avrupa konseyi ödüllü fuar
21-22 Kasım 2006 tarihlerinde Almanya’nın Stuttgard’a bir saat mesafedeki Karlsruhe kentinde yapılacak olan Uluslararası Nanoteknoloji Fuarı "Nanofair 2006", Karlsruhe Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Fuar kapsamında Prof. Güvenç’in de konuşma yapacağı CLOE-Panel’i, sınırsız deneyim ve bağlatıları olan endüstriye, bilim insanlarına ve girişimcilere, uluslararası gruplara ve bu ağa bağlı insanlara yönelik bir etkinlik. Avrupa Komisyonu’nun 2004 yılında üç kez "Buluşçuluğa ve Mükemelliğe Dönük Yeni Alanlar" ödülüne layık görülen fuar, mikro ve nano teknoloji alanında uluslararası liderlik potansiyeli taşıyor. Söz konusu panel ise, karşılıklı deneyim ve bilgi değişiminin yanı sıra naoteknoloji gruplarının biraraya gelerek uluslararası anlamda işbirliği kurmalarına da fırsat yaratacak. Panelde hedeflenen iş birliğinin amaçları: Nano gruplarının websitelerini birleştirme, nano sektörle ilgili projeler, olaylar ve seminerler, deneyimlerin paylaşılması ile işletme, eşleştirme, teknoloji transferi ve tanıtım alanlarında dünya çapında bilgi değişimi.