Güncelleme Tarihi:
Çankaya-Koru Mahallesi muhtarı Türkan Yezer, Koru Metro İstasyonu çevresinin izmarit ve çöp yığınlarıyla dolu olduğuna dikkat çekerek daimi bir belediye temizlik görevlisinin bulunmasını ve küllüklü çöp kutularının konulmasını talep etti. Yezer, duyarsız yolculara da seslenerek “‘Ey yolcu, mahallemden geçerken kirletmeden geç’ yazılı pankart yazdırmayı bile düşünüyorum artık” dedi. Yezer, mahallesindeki sorun ve talepleri şöyle sıraladı:
METRO İSTASYONUNUN ÖNÜ ÇÖPLÜĞE DÖNDÜ
“Kızılay-Çayyolu metro hattının son durağı olan Koru Metro İstasyonu, mahallemiz sınırları içerisinde. Aynı zamanda metro önünde otobüs durakları ile civar mahalle ve semtlere aktarma ile ulaşım mümkün. Dolayısıyla mahallemizde eskiye nazaran inanılmaz bir insan yoğunluğu oluştu. Mahalle sakinlerinin haricinde her gün binlerce Ankaralı gelip geçiyor. Oluşan bu insan yoğunluğu, beraberinde ne yazık ki çevre kirliliğini de getirdi. Metro istasyonunun önü adeta çöplüğe döndü. İstasyonun etrafı kül tablası gibi. Çevre kirliliğinin yanı sıra görüntü kirliliği ve koku da oluşuyor. Bu konuda yolcuları biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Özellikle metro istasyonunun önüne çöpünü atanlar için ‘Ey yolcu, mahallemden geçerken kirletmeden geç’ yazılı pankart yazdırmayı bile düşünüyorum artık. Koru Metrosu’nun önü temizlik görevlileri tarafından temizleniyor ama gün içinde yeniden çöp ve izmarit yığınlarıyla doluyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden talebim, aynı parklardaki gibi metro civarında daimi duracak bir temizlik görevlisinin bulundurulması. Aynı zamanda metro önüne kül tablalı çöp kutuları konulabilir, mevcut çöp kutularının da sayısı arttırılabilir.”
SORUN ARTTI BİRÇOK MAHALLE SAKİNİ TAŞINDI
“Koru mahallesi, müstakil meskenlerin olduğu bir alan ve mahalle sakinleri oluşan insan yoğunluğundan oldukça rahatsız. Trafiğin yarattığı gürültü, çoğalan egzoz dumanları, otopark sorununun yaşanması ve oluşan görüntü kirliliğinden ötürü birçok mahalle sakinimiz buradan taşınarak başka yerlere gitti. Şehrin gürültüsünden, kalabalıklığından, yoğunluğundan kaçıp da geldiğimiz bu yerlerde şimdi aynı sorunları yaşıyoruz. Başkent Ankara’nın en sessiz, en sakin mahallelerinden biri Koru Mahallesiydi şimdi ise tam tersi. Kızılay-Çayyolu metro hattının, kentin batı aksında yer alan Yaşamkent ve Bağlıca’ya uzatılmasını dört gözle bekliyoruz. Metro hattının Yaşamkent ve Bağlıca’ya uzatılması sayesinde hem otobüs aktarmaları ve araç trafiği azalacak hem de yolcular için de büyük bir konfora dönüşecek. Bu yoğunluğun önüne ancak böyle geçilebilir. Yoğunluktan tek kurtuluşumuz metro hattının uzatılması projesi.”
METRO VE CİVARINA KAMERA KONULSUN
“Metro istasyonunun da yakınlarında bulunduğu ve mahallemizin en işlek caddelerinden biri olan Bangabandhu Bulvarı’nda sık sık kazalar yaşanmakta. Talebim, bulvara ve metro civarına MOBESE kameralarının konulması. Bulvarda herhangi bir kaza yaşandığında vatandaşlar, zor anlar yaşayabiliyor. Aynı şekilde metro ve civarı için de kamera sisteminin konulması güvenlik açısından kolaylık sağlar. Çünkü gün içerisinde birçok insan toplu taşımayla mahallemiz sınırları içerisine giriyor.”
MANZARAYI GÖLGELEYEN KİRLİLİK
“Koru Metro İstasyonu’nun civarında yaşanan çöp ve izmarit sorunu aynı şekilde Ali Rıza Bey Ormanı civarında da yaşanıyor. Ve bu sorun yıllardır devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda Çankaya Belediyesi ekipleri, bölgeye saçılan atıkları temizlemiş ve poşetler dolusu atık çıkmıştı. Ormanın etrafına çöp atılmaması için önlem alındı, orman çitle çevrildi fakat yaşanan bu kirlilik sadece yer değiştirdi. Şimdi ormanın içine değil civarına bir dolu çöp bırakılıyor. Burası aynı zamanda Çayyolu’nun seyir tepesi olarak biliniyor. Adı seyir tepe ama manzara içler acısı. Akşam gelip arabasıyla oturanlar yediklerini içtiklerini buraya bırakıp gidiyor. Kim kirletiyorsa tespit edilsin, belediye görevlileri yerine neden oldukları kirliliği bu kirliliğe sebep olanlar temizlesin. Aynı zamanda bırakılan atıkların çoğunluğunu ormanlık alanlarda yangınlara da sebep olabilen cam şişeler oluşturuyor. Oldukça tehlikeli.”
MAHALLE KÜLTÜRÜNÜ CANLANDIRMAK LAZIM
Mahallede sosyo-kültürel alanlara ihtiyaç olduğunu söyleyen Yezer, “Yaklaşık 3 bin 600 emekli mahalle sakinimiz var ama genç nüfus da gitgide artıyor. Özellikle 65 yaş üstü bireyler ve çocuklar pandemi döneminde parklarımızı sık kullandı. İhtiyaçlarımızı mahallemizde bulunan parklar yeteri kadar karşılıyor fakat emekliler, çocuklar ve gençler için daha fazla sosyal ve kültürel alanlara ihtiyaç var. Buna lokal de dahil. Özellikle 0-6 ve 6-12 yaş dönemlerindeki çocuk gelişimine katkı verecek, anne ve babaların da buluşacağı bir alan lazım. Ergoterapi merkezleri bile olabilir. Çocukları bireysellikten uzaklaştırıp grup dinamiği yaratacak, mahalle kültürünü canlandıracak alanlar arttırılmalı. Tüm bunlar bizi ayakta tutan şeyler. Eski mahalle kültürünü, gitgide artan şehirleşme ve gökdelenler bozduysa, belediyeler insanları birleştirecek alanlar oluşturarak eski mahalle kültürünü tekrardan yaşatılmasına katkı vermeli” dedi.