Güncelleme Tarihi:
Bu belgeselin çıkış noktası ne oldu?
Beni ilk kez 20’li yaşlarımın başında Beypazarı’nda bir yere götürdü kuzenler. Hayal edemeyeceğim bir ortamdı. Etkilenmemek mümkün değil. İçeri girdiğiniz anda loş ve renkli ışıkların yarattığı bir illüzyon var ve adeta büyüleniyorsunuz. Pavyonlar merak konusu yerler. Ben de bunu deşmek istedim.
MİNİMUM EKİPMANLA ÇEKİMLER YAPTIK
Çekimler nasıl başladı? Kamerayla mekanlara nasıl girdiniz?
Çekimlere başlamadan önce, her şeyden önce pavyonların birer işletme olduğu ön kabulüyle işe koyulduk. Belgesel deyince anlatmak çok zor. Biz sadece içerdeki mevzuyu müdüründen garsonuna, müzisyeninden orada çalışan kızlara kadar anlamaya çalıştık. Tabii bunu bize açılan kapılar dahilinde yaptık. Böyle bir yere kamera sokmak sıkıntılı. Minimum ekipmanla çekimler yaptık.
ZORLA ÇALIŞTIRILDIKLARI ALGISI VAR
İnsanları ikna etmek zor oldu mu?
Konuşacak kişilere ulaşmak çok da kolay olmadı tabii. Bunun bir ulaşma aşaması var bir de konuşmaya ikna etme aşaması var. Birçok defa da konuşmaya ikna ettiğimiz kişiler son anda konuşmaktan ve buluşmaktan vazgeçtiler. Konuştuğumuz kızlardan bir tanesi ilk buluşmamızda ‘bizi zorla çalıştırdıklarını düşünüyorsun değil mi?’ dedi, gülerek. Orada çalışan kızlarla ilgili böyle bir algı var. Dışarıdan insanlar bu kızların zorla çalıştırıldığını düşünüyor. Böyle bir durum Ankara mekanları gözlemlerimiz dahilinde yok. Kendileri de bununla çok dalga geçiyorlar.
Pavyonlar birçok insanın ön yargıyla baktığı ve çekindiği yerler. Siz dışarıdan bir gözlemci olarak bu konuda ne söylersiniz? Sanıldığı kadar korkutucu yerler mi?
Ortada yasadışı bir durum yok. Benim gördüğüm, insanlar buradan para kazanıyorlar ve bu para tatlı bir para. Dışarıda başka bir işi yapıp da kazanamayacakları bir para. Bu tüm çalışanlar için geçerli. Bununla birlikte, çalışan kadınlar ya da erkekler üzerinden bir genelleme yapmanın da yanlış olabileceğini düşünüyorum. Yani mutlular ya da mutsuzlar demek yanlış olur.