Güncelleme Tarihi:
ANKARA(DHA)-MİLLİ Savunma Bakanı Fikri Işık, TBMM Genel Kurulunda söz alarak 121'inci gününe giren Fırat Kalkanı harekâtına ilişkin bilgilendirme yaptı. Fikri Işık, El Bab'a yönelik operasyınlarda şehit sayısının 16'ya yükseldiğini belirtti. Fikri Işık, Fırat Kalkanı Harekâtına ilişkin değerlendirmeleri şöyle: "Harekâta katılan hava kuvvetleri unsurlarımız Koalisyon ve Rusya Federasyonu tarafından kontrol edilen hava sahasında eşgüdüm içerisinde görevlerini icra edebilmektedir. Böylece Özgür Suriye Ordusu güçlerinin bizim de desteğimizle sahada mücadele etmesi sağlanarak Suriye'nin kuzeyindeki belirli bir bölgenin DEAŞ'tan ve her türlü terör tehdidinden arındırılması hedeflenmektedir. DEAŞ teröründen ve diğer terör örgütlerinden arındırıldıkça bu bölgeye dönüşlerin başladığını biliyoruz. Cerablus, Errai ve DEAŞ açısından büyük sembolik önem taşıyan Dabık'ın kurtarılması gerçekten önemlidir. Böylece 2 bin kilometre kare civarında bir alan teröristlerden tamamen temizlenmiş, 225 meskûn mahal özgürleştirilmiştir. Bugüne kadar Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında DEAŞ terör örgütünden 1005 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Ayrıca, DEAŞ'a ait 4 tank, 29 havan, 41'i silahlı 97 araç, 621 bina ve 61 savunma mevzi, 28 komuta merkezi, 17 cephanelik imha edilmiş, 11 bombalı araç tesirsiz hâle getirilmiştir. Bir yandan DEAŞ'a karşı mücadele ederken diğer yandan da bölgedeki PKK, PYD, YPG unsurlarıyla da mücadele edilmesi gereklidir. Bu PKK, PYD ve YPG'li teröristlerden bugüne kadar Fırat Kalkanı Harekâtı çerçevesinde 299 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Bu operasyonlar sırasında PKK, PYD, YPG'ye ait 14 bina, 4 savunma mevzi, 5 araç ve 1 Drone da imha edilmiştir."
"EL BAB, DEAŞ İÇİN PSİKOLOJİK AÇIDAN KRİTİK BİR YERDİR"
Harekât planının en kritik ve en zorlu safhalarından birinin El-Bab'ın DEAŞ'tan temizlenmesi olduğunu kaydeden Fikri Işık özetle şunları söyledi: "El Bab'dan sonra sıranın Rakka'ya geleceğini bilen DEAŞ terör örgütü burada intihar saldırılarıyla, keskin nişancılarla, el yapımı patlayıcılarla ve muhtelif tuzaklarla ciddi bir direnç göstermektedir. Zira El Bab DEAŞ için de coğrafi ve psikolojik açıdan kritik bir yerdir. El Bab'ın kuzeyinden ve batısından devam eden kuşatma ve meskûn mahal muharebeleri, buranın yoğun sivil nüfusa sahip bir yerleşim merkezi olması nedeniyle azami hassasiyetle icra edilmektedir. DEAŞ ise en vahşi yöntemlerle, sivil insanları canlı kalkan olarak kullanmak suretiyle kalleşçe hareket etmektedir. Nitekim DEAŞ'ın en büyük direnç gösterdiği mevzilerinden biri de El Bab'ın batısında şehre hâkim bir tepede bulunan ve DEAŞ tarafından bir askerî karargâha ve mühimmat deposuna dönüştürülen hastane bölgesidir. En fazla şehidimiz de dün buranın ele geçirilmesi sırasında sürdürülmekte olan operasyonlar sırasında verilmiştir. Özgür Suriye Ordusunun da şehitleri vardır. Şüphesiz, bu kayıplar hepimizi derinden üzmektedir. Ülkemizin güvenliği ve sınırlarımızın hemen bitişiğinde bir terör koridoru oluşturulmasını önlemek için canlarını feda eden 35 kahraman şehidimiz ebediyete kadar milletimizin gönlünde yaşayacaktır. Fırat Kalkanı sırasında şehit olan Özgür Suriye Ordusu mensupları da kendi vatanlarında asla unutulmayacaktır."
"HAREKATIN İKMAL, BAKIM VE TEDARİKİNE YÖNELİK HER TÜRLÜ TEDBİR ALINMIŞTIR"
"Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Hükûmetimizin kararlı tutumu, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin tüm mensuplarının büyük fedakârlıkla ve kahramanca yürüttüğü bu mücadelenin başarıya ulaşacağından en küçük bir kuşkumuz yoktur. Bu kapsamda, Millî Savunma Bakanlığı olarak harekâtın ikmal, bakım ve tedarikine yönelik her türlü tedbir alınmıştır ve gelişen ihtiyaçlara göre tedbirler alınmaya devam edilecektir. Harekâtın başından itibaren sınırlarımız içerisinde ve ötesinde personelimizin iaşe ve ibatesinin en iyi şekilde sağlanabilmesi maksadıyla birlik imkânları, kamu kurum ve kuruluşları ile valilikler aracılığıyla gerekli tüm tedbirler alınmaktadır."
"37 BİN 500 SİVİL HALEP'TEN TAHLİYE EDİLDİ"
"Bildiğimiz gibi, Rusya'yla yaptığımız iş birliği sayesinde Doğu Halep'teki sivillerin gönüllü tahliyesi bağlamında da önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu sabah itibarıyla, toplamda 37.500 sivil Halep'ten güvenli bölgelere tahliye edilmiştir. Ayrıca, Suriye'de kalıcı bir ateşkesin tesis edilmesini ve siyasi bir çözüme ulaştırılmasını teminen Moskova'daki ortak açıklamada belirtilen yol haritasının uygulanması için de çalışılmaktadır."
"SOMUT ADIMLARIN ATILMASI İÇİN GAYRETLERİMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ"
"Bu arada, bütün müttefiklerimize ve dostlarımıza da bir terör örgütüne karşı bir başka terör örgütünü kullanmak suretiyle başarıya ulaşılamayacağını, terör örgütleri arasında ayrım yapmanın kesinlikle yanlış olduğunu, hem Suriye'nin hem de Irak'ın toprak bütünlüğü ile siyasi birliğinin korunmasının şart olduğunu bıkmadan, usanmadan izah ediyoruz. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin, asli görevi olan uluslararası barışın ve güvenliğin sağlanmasında âciz kalması ve bunun karşısında Suriye'de kalıcı bir siyasi çözüm için yapılabilecek her şeyi yapmanın gayreti içerisindeyiz. En son 20 Aralık 2016 tarihinde Moskova'da Türkiye, Rusya ve İran'ın katılımıyla gerçekleştirilen ikili ve üçlü görüşmeler de bunun somut bir göstergesidir. Tüm bu konuları geçen hafta Paris'te, Londra'da, Fransa, İngiltere ve ABD savunma bakanlarıyla da görüştük. Bu, sadece diplomasiyle yetinmeyerek gerekli gördüğümüz somut tedbirleri de almamızı engellemiyor. Bu görüşmelerde, Türkiye'nin bu konudaki öncelikleri, hassasiyetleri ve kırmızı çizgileri net olarak bir kez daha ifade edildi ve muhataplarımızla yaptığımız görüşmelerin sonucunda, muhataplarımızın her birinden, özellikle Fırat Kalkanı Harekâtı'nı desteklediklerini, kantonların birleştirilmesine karşı olduklarını, Mümbiç'teki PKK, PYD, YPG varlığının oradan bir an önce çekilmesinin temini ve Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda onların da mutabakatlarını teyit ettik. Tabii bu Türkiye için artık yeterli değildir, bundan sonra icraat zamanıdır. Bütün bu müttefiklerimizden, çarşamba günü de Rusya Savunma Bakanıyla yaptığımız görüşmede, bütün bu değerlendirmelerimizin sonucunda, artık, Türkiye olarak beklentimiz, bu ülkelerin harekete geçmesidir, biraz önce söylediğim konularda artık somut adımlar atılmasıdır. Artık bundan sonra somut adımların atılmasını bekliyoruz ve bu somut adımların atılması için de gayretlerimizi sürdürüyoruz. Türkiye'nin bu çabaları, nihayetinde, baştan beri savunduğumuz, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması açısından gayet anlamlı katkıdır."