Deniz BİLİROĞLU
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2008 00:00
Kadınların migren ağrısından daha çok etkilendiğini söyleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı ve Nöropsikiyatri Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay Belen, "Her beş kadından birinde ve her 10 erkekten birinde migren görülmekte" dedi.
Migrenin kronik bir hastalık olduğunu söyleyen Bolay, migrenin nedenlerini, tetikleyen faktörleri ve tedavi yöntemlerini anlattı:
"Başağrısı atakları aslında çocukluk çağlarında başlamakta, çocuklarda daha seyrek ve daha kısa süreli, uyumakla geçen ataklar sıklıkla görülmekte. Çocukluk çağı migreni (aurasız ise) sıklıkla sinüzit başağrısı olarak tanı almaktadır. Ergenlikten sonra kadınlarda migren ile daha fazla karşılaşılmakta, ülkemizde her beş kadından birinde ve her 10 erkekten birinde migren görülmekte. 30-40’lı yaşlarda kadınlarda migren görülme sıklığı 45 kat artmakta. İlerleyen yaşlarda migren atakları azalıp sıklıkla kaybolmakta. 50 yaş üstü kişilerde ilk kez migren hastalığının başlaması oldukça ender.
Bu fark ergenlik öncesi ve menapoz sonrası ileri yaşlarda belirgin değil iken kadınlık hormonlarının yüksek olduğu doğurganlık yaşlarında belirgin olarak ortaya çıkmakta.
Migren genetik yatkınlığı olan kişilerde içsel veya çevresel bazı faktörlerle tetiklenebilen tekrarlayıcı, şiddetli yarım başağrısı atakları ile karakterize bir hastalık. Ağrının şiddeti ve süresi, eşlik eden bulantı, kusma, ışık ve sesten aşırı rahatsız olma gibi diğer belirtiler nedeniyle yaşam kalitesinin belirgin şekilde düşmesine ve önemli iş gücü kaybına yol açmakta.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ Bugün için yapılabilen, ağrı sıklık ve şiddetinin arttığı dönemde ilaç tedavisinin yardımı ile kısır döngüyü kırmak ve bu sürede bireyi davranış değişiklikleri ve stresle baş etme yöntemlerini öğrenmeye yönlendirmek.
Migrende ilaç tedavisinin yanında tetikleyen faktörlerden uzak durma, davranış değiştirme teknikleri (
yemek, uyku saatlerinin düzenli olması, düzenli aşırı olamayan fiziksel etkinlik vb), stresle başa çıkma yöntemleri gibi nonfarmakolojik tedavi yaklaşımlarını da içerir. İlaçlar akut ağrı tedavisi ve sık gelen atakları önlemeye yönelik koruma tedavisinde kullanılır. Her migrenli için atak tedavisi düzenlen irken, koruyucu tedavi ayda 2-3’den fazla başağrısı geçiren migrenliler için önerilir.
TETİKLEYEN FAKTÖRLER Her migren hastası tetikleyicilere aynı derecede duyarlı olmayabilir veya o kişide belirli bir tetikleyici her seferinde ağrı oluşturmayabilir. Tetikleyici etkenleri gıdalar, hormonal veya sistemik faktörler, duygusal stres durumları, fiziksel stres durumları, çevresel uyaranlar olarak gruplandırabiliriz. Migreni en fazla başlatan faktörler; stress, yorgunluk, uyku düzeninde değişiklik (uykusuzluk veya fazla uyuma), açlık, öğün atlama, koku (keskin kokular, parfüm), sigara dumanı, parlak ışıklar, yoğun gürültü, hava değişiklikleri (nem, ısı, basınç, rüzgar), alkol (özellikle kırmızı şarap), gıda maddeleri (peynir, çikolata, kafeinli içecekler, turunçgiller, kuruyemiş, nitrat içeren besinler, mayalı içecek ve yiyecekler), hormonal değişiklikler (adet dönemi, doğum kontrol hapları, menapoz döneminde verilen hormon tedavileri), duygusal çökkünlük, fiziksel egzersiz ve bazı ilaçlar (isordil, viagra vb). Her migren hastasının kendine özgü tetikleyicileri bulunuyor ve atak bu tetikleyicilere maruz kaldıktan sonra beyinde gelişen bir dizi olayla başlıyor.