MHP’li Ilıkan’dan ABB’ye lokomotifli eleştiri: Buharı çıkıyor mesafe alamıyor  

ABB Meclisi MHP Grup Başkanvekili Murat Ilıkan, büyükşehir belediyeleri için, “Bulundukları şehirde lokomotiftir” dedi ve Mansur Yavaş yönetimindeki ABB’yi, “Sürekli buharı çıkıyor ama bir adım mesafe almışlığı yok. ABB lokomotiflerle değil, ilçe belediyeleri olan vagonlarla yarışıyor” sözleriyle eleştirdi.

MHP Grup Başkanvekili Murat Ilıkan, Hürriyet Ankara Haber Koordinatörü Fatih Tekeci ile Hürriyet Ankara Muhabiri Murat Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.

AKSAKLIKLARIN BEDELİNİ BU ŞEHİR ÇOK AĞIR ÖDÜYOR

(Mansur Yavaş ve ABB yönetimi) “ABB’nin sorumluluk alanlarında yaşanan aksaklıkların bedelini bu şehir çok ağır ödüyor. Ankara’nın birçok köyünde hâlâ kanalizasyon problemi konuşuluyorsa, caddelerdeki bozukluklardan dolayı arabalar çukura düşüyorsa, mazgallar temizlenmediği için sel taşkınları oluyorsa, aksayan bir yön var demektir. Bunun örneklerini su taşkınlarında ve kar yağışlarında da gördük. Kentsel imalatlar, iklim koşullarıyla mücadele, eser üretme, sektör canlandırma, yönetişim ve kimlik oluşturma noktalarında bu yönetim çok zayıf kaldı. ABB’nin geride kalan üç yılında bütçelerine bakıp, yatırımın az olduğunu görüp, eleştirmiştik. Her eleştirimize de cevap olarak 25 yıl yapılmayanlara atıfta bulunmuşlardı. ‘25 yıl yapılmayanı düzeltmek amaçlı geldiyseniz, buyurun önünüzde zaman var’ dedik ama sonuç bu.

BİR METRE METRO ADIMI ATILMAMIŞ OLMASI EKSİKLİK

CHP’li Mansur Yavaş yönetimi ilk geldiği günden bu yana Ankara’da ulaşım hep kriz halinde. Özel halk otobüsleri birkaç kez kontak kapattı ve her defasında sanki çözüm üretiliyormuş gibi yapıldı. Çünkü ABB bu işe de çözüm odaklı değil, siyasi yaklaşıyor. Bir metre metro adımı atılmamış olması eksiklik. Sadece metro değil; tramvay, monoray gibi alternatif ulaşım yolları ile ilgili bir şey de yok. Gazetenizin Okur Köşesi’ni de takip ediyorum, belediyenin şikâyet kanallarını da. Vatandaşlar, ‘seferlerdeki doluluk’ ile ilgili sürekli şikâyette bulunuyor ama çözüm yok. İnsanlar, ulaşım konforu olmayınca mecburen araçlarıyla trafiğe çıkıyor, o da şehirde trafik keşmekeşine dönüşüyor.

22 Ekim 2019

Ilıkan’ın yerel seçimlerin ardından kentte dikkat çektiği ilk konulardan birisi de toplu taşımadaki sorunlar ve trafik sıkıntısı olmuştu.

ABB, SÜREKLİ YERİNDE SAYAN BUHARLI MAKİNEYE DÖNÜŞTÜ

Büyükşehir belediyeleri, bulundukları şehirde lokomotiftir. O lokomotif öne geçer, arkasından diğer vagonlar gelir. Bu vagonlar ilçe belediyeleri, endüstri, tarım, sanayi, turizm ve kültür gibi dallardır. ABB, sürekli yerinde sayan buharlı makineye dönüştü. Sürekli buharı çıkıyor ama bir adım mesafe almışlığı yok. ABB, lokomotiflerle değil ilçe belediyeleri olan vagonlarla yarışıyor. Bu dönemde yaklaşık 50 milyara yakın bütçe gerçekleştirmişsiniz ama çıkan ürüne bakıyoruz akılda kalan bir şey yok. Sosyal yardımlar yapılıyor, güzel bir şey ama geçmiş dönemde de yapılıyordu. Mansur Yavaş ilçelerle rekabet alanı oluşturup ‘işime karışmayın, karışırsanız dava açarım’ noktasında gerilim oluşturdu. Bulunduğu her ortamda ortak akıldan bahseden birinin Meclis’te ortak akıl inşa etmesi gerekirken tam tersi yönde hareket etmesi manidar.

HİÇBİR ŞEY YAPMAYARAK DA SİYASET YAPTIĞINI GÖRÜYORUZ

‘Hiçbir şeye karışmıyor, siyaset yapmıyor’ diye övgülere mazhar olan bu yönetimin hiçbir şey yapmayarak da siyaset yaptığını görüyoruz. Siz yapmakla görevlisiniz. ‘Benim belediyecilik anlayışım’ deniliyor. Sizin belediyecilik anlayışınız diye bir tabir bir kere tanımlanmış görevlerin dışında bir anlayıştır. Önce kanunla tanımlanmış görevlerinizi bir yapın, sonra kendi anlayışınızla başka işler de yapın. Her ikisinin de olmadığını görüyoruz. ABB, henüz zorunlu görevlerinde sınıfta kaldı. Öyle ki yaklaşık dört yıl boyunca belediyecilik anlayışlarına sıra gelmedi. Yapılan işlerin çoğunda da Cumhur İttifakı’nın çoğunlukta olduğu bu Meclis ön ayak oldu. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı olarak önergelerimizle, önerilerimizle şehre hizmetin önünü açtık. 50 milyara yakın bütçe gerçekleştiren Büyükşehir dört yıla yakın zamanda bir hayvan barınağı inşa etmeyi beceremedi.

ABB’NİN EN BÜYÜK PROBLEMİ HİÇBİR SORUMLULUK ALMAMAK

ABB’nin en büyük problemi, hiçbir yerle ilgili sorumluluk almamaktır. Oysa sorumluluk almasanız bile siz bu şehirden sorumlusunuz. Ankara Kalesi ile ilgili bir şey diyoruz, ‘Yetki Kültür Bakanlığı’nda, yetki verirse yaparız’ deniliyor. Oysa ABB’nin etkisi her yetkiyi alabilecek kudrette. Ulus projesi ile ilgili vaat ettiğiniz hiçbir adımı atmadınız. Akyurt Fuar Alanı ile ilgili ne yaptı bu yönetim? Başkentte milli müsabaka olması için, olimpiyatlar için Ankara’yı merkez haline getirmek adına tek cümle duymadık ağızlarından. Esenboğa Metrosu için, ‘Orayı hükümet yapacak’ diye bir atıf var. Herkes sizin etkinize bakar. Sizin, ‘Şuna ihtiyaç var’ diyerek hükümetten alamadığınız bir şey yok.

BAŞKALARINI SUÇLAYAN YÖNTEM SİZİ BİR YERE KADAR GÖTÜRÜR

Seçim vaatlerinde, ‘uzay üssü’ gibi bilişim vadilerini geçtik, hayatın merkezindeki Bahçelievler 7. Cadde, Kızılay, Ulus kent meydanı ile ilgili bir adım göremedik. Merak ediyorum, Mansur Yavaş, Kızılay’dan geçtiğinde etraftaki görüntüden mutlu mu? Burayla ilgili bir şey düşünüyor mu? Mimari dokunuş gerektiren tabela kirliliği bile bence şehir için büyük bir itibar kaybı. Sayın Yavaş, sayılı oranda Meclis’e geldi. Geldiğinde de Ankara’nın şehir problemlerinin dışındaki gündemlerle tartışmalar vardı. 2019’dan bu yana 50 milyar gibi bir bütçe kullanılmasından bahsettiğimizde dönüp bir bakmaları lazım. Bu kadar zaman geçti, bu kadar para gelmiş gitmiş, şehirde ortada ne var? O günden bugüne kadar iş yapamayışınızın maliyetini kimseye çıkartamazsınız. Sürekli başkalarını suçlayan yöntem sizi bir yere kadar götürür. Bir yerden sonra ‘Yöneten sizsiniz, mazeret üretmeyin, iş üretin’ derler.

KÖTÜ BİR ŞEY YAPMAMAK KADAR İYİ BİR ŞEYLE DE MÜKELLEFSİNİZ

Geldiğimiz noktada ‘bir şey yapmadınız’ diyoruz, onlar ‘kötü bir şey yapmadık’ diyor. Kötü bir şey yapmamak kadar iyi bir şey yapmakla da mükellefsiniz. Geride kalan sürede sadece Ankara Kalesi ve çevresi ile uğraşılsaydı, ora ihya olurdu. Dört yıl Kızılay Meydanı’na çalışsalardı, bir şehir markası oluşurdu. Çamlıdere’nin, Güdül’ün bunca güzel yaylaları varken her yıl binlerce Ankaralı Karadeniz’e akın ediyorsa, Kızılcahamam’ın, Haymana’nın termal imkânları yeterince değerlendirilmezken Ankaralılar Afyon’a gidiyorlarsa, Elmadağ kayak merkezi atıl ve bakımsız şekilde duruyorken, gidilecek yolları bile kötüyken Ankaralılar Erzurum’a, Kayseri’ye, Bursa’ya gitmek zorunda bırakılıyorsa bugüne kadar geçen zamanı sorgulamak gerekir.”

YARDIMLAR KESİLDİ AMA KONSERLER YAPILDI

(Suda yüzde 50 indirim kararı) “Henüz uygulanan bir indirim yok, yaşanan bir gelir kaybı da yok fakat bununla ilgili bir süreç yönetimi var. Maalesef Büyükşehir, yine sosyal yardım alan insanlarımızı öne sürüyor. ‘Bakın suda indirim yapıyorlar, yardım yapamayacağız’ diye mesaj attılar. İnsanları rızıklarıyla tehdit etmek doğru bir şey değil. Hani sosyal belediyecilikti ne oldu? Üç yıl boyunca 50 milyarlık bütçenizden bir defa bir milyar düşme ihtimaline karşı hemen yardımları kestiniz. ABB hemen insanları cezalandırmaya başladı. Burada atlanılmaması gereken bir durum var. Konserleri kesmediler ama yardımları kestiler. Demek ki bunların kriz yaşadıklarında ilk vazgeçtikleri eğlenceleri değil, şehirdeki ihtiyaç sahipleri oluyor.”

BİZ 2023 YILINDA TÜM DÜNYANIN ANKARA’YA BAKMASINI BEKLERİZ

(Yerel seçimlere kadarki süreç) “Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentiyiz. ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunun dünyaya anlatıldığı bu dönemde, paralel bir başkent vizyonuyla geleceğe bakmalıyız. Cumhuriyet’in 100’üncü yılına giriyoruz. Biz 2023 yılında tüm dünyanın Ankara’ya bakmasını bekleriz. ABB’ye çok iş düşüyor ama çok da umutlu değiliz. Baktığımızda ilçe belediyeleri arı gibi çalışıyor. Büyükşehir Belediyesi’nden de arı gibi çalışmasını bekliyoruz.”