Güncelleme Tarihi:
Hayatta karşısına çıkan zorluklara tek başına göğüs gerip mücadele eden bir anne olan 28 yaşındaki Nesibe Satılmış’ın hikâyesi, Yeşilçam filmlerini bile gölgede bırakıyor. 17 yaşında evlenen ve 3 çocuk sahibi olduktan sonra eşinden ayrılan Satılmış, 2 yıl önce babasını kalp yetmezliğinden kaybetti. Ardından annesinin akciğer kanseri olduğunu öğrenen ve kendisine bakmak için işinden ayrılmak zorunda kalan Satılmış, 5 ay önce de annesini toprağa verdi. Nesibe Satılmış, yaşadığı acıların ardından bu kez de 5 yaşındaki kızı Meyra’nın lösemi olduğunu öğrendi. Kızı Meyra ile birlikte LÖSEV’in İncek’teki LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanesi’nde lösemiye karşı savaşan anne Nesibe Satılmış, yaşadıklarını Ankara Hürriyet’e anlattı:
SABAHA KADAR ARABADA BEKLEDİK
“Annem bir yıl boyunca kanserle mücadele etmişti. Bu yüzden kanserle yaşamanın ne demek olduğunu biliyorum. Meyra’nın lösemi olduğunu söylediklerinde şok oldum. Ankara’daki devlet hastanesi, teşhisin ardından yer olmadığını ve başka bir hastaneye gitmemiz gerektiğini söyledi. Kardeşimle beraber başka bir hastaneye gittik. Orada sabaha kadar bir sürü tahlil yapıldı ancak hastaneye almadılar. Kucağımda ateşler içinde yanan Meyra ile arabada bekledik. Sabaha karşı kabul ettiler.
KOLUNDA SAĞLAM DAMAR KALMADI
6 gün geçirdik. Bu sürede Meyra’nın kolunda sağlam damar kalmadı. Çünkü kızımdan kan almak için turnike uygulamak yerine kolunu sıkıyordu. Bütün damarları çıkınca deneme yanılma yöntemiyle defalarca kan almaya çalışıyordu. Doktorlar, kadavra olarak görüyordu ve öyle davranıyordu. Belinden sıvı alındığında bırakın narkozu, bir omzuna doktor çöktü ve bağırtarak kemik iliği aldılar.
KIZIMIN PSİKOLOJİSİ DEĞİŞTİ
Çok sevdiğim bir arkadaşım benim yerime LÖSEV’e başvurmuş. 1-2 gün içinde kabul edildik. Hastaneden LÖSEV’e gideceğimizi duyunca bütün tetkikleri bıraktılar. Oradaki doktorlardan birinin bir sabah vizitesinde ‘Defol git zaten benim yatağım yok’ sözlerini unutamıyorum. Çok şükür ki buraya gelmişiz. Kızımın psikolojisi değişti, artık doktor ve hemşire gördüğünde ağlama krizine girmiyor. Keyifli bir tedavi alıyor, şimdi çok daha iyi. LÖSEV’deki çalışanlar Meyra ile abi-abla oldular.”