Mevzuat gereği batıyoruz
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 2009 00:00
OSBDER Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, “Sanayi de tarım kesimi de mevzuat gereği batıyor” dedi.
TETAŞ’ın mevzuat gereği yılı zararla kapatmaması için yaptığı zammın EPDK tarafından onaylanmasına tepki gösteren Organize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, “Ülkenin sanayicisi batıyorsa, tarımsal birlikler elektrik borçlarından dolayı arazilerini sulayamıyorsa TETAŞ’ın ettiği karın anlamı nedir? Sanayi de tarım kesimi de mevzuat gereği batıyor” dedi.
Tuncay, Türkiye’nin geçen yıl almadığı doğalgaz için İran’a 704 milyon dolar ödeme yaptığını da hatırlatarak, “Bu para, tüketiciye, sanayiciye indirim olarak yansıtılsa daha uygun olmaz mıydı?” dedi ve enerji politikalarını eleştirdi.
Politika sorgulanmalı
EPDK’nin 1 Ekim’den itibaren geçerli olmak üzere elektrik fiyatına yüzde 21.8 zam yapılmasını isteyen TETAŞ’ın talebini onaylaması, sanayicilerin tepkisine yolaçtı. TETAŞ’ın zammın gerekçesini “mevzuat gereği yılı zararla kapatmamak” şeklinde ifade etmesini değerlendiren Tuncay, “Türk sanayisi mevzuat gereği batıyor. Kurum ve kuruluşlar kar edecek diye ülkedeki bütün bir üretimi, dolayısıyla ihracatı, istihdamı geriye götürecek bir uygulama Türkiye’nin hayrına değildir. Toplam kazanca bakmak gerekiyor. Kurumlar, tek başına kendi bütçeleri itibariyle kar edebilirler ama ülkedeki üretim, istihdam, ihracat geriliyorsa, karlılık politikalarının sorgulanması gerekir” dedi.
Fiyat neden düşmedi?
Zam için döviz kuru etkisi ve elektrik alım maliyetlerindeki artışın gerekçe olarak açıklanmasını da değerlendiren Tuncay, döviz kurunda uzun süredir ciddi sayılabilecek bir artışın yaşanmadığını belirtti. “Döviz fiyatları düşerken elektrik fiyatı neden düşmemiştir?” diye soran Tuncay, ekonomik kriz nedeniyle iç talebin ve üretimin daraldığı, nakit akışının sıkıntılı olduğu ve istihdamın gerilediği bir dönemde bu zammın sıkıntıyı daha da arttıracağına dikkat çekti.
Rekabet koşulları zorlaşıyor
Tuncay, ekonomik krizin baskısı altında bulunan sanayici ve işadamlarının mevcut durumlarını korumaya çalıştığı bir ortamda, yapılan son zamla üretim, ihracat ve rekabet koşullarının zorlaşacağını vurguladı. Yanlış enerji politikalarının bedelinin sanayiciye, tüccara, çiftçiye, tüketiciye ödettirilemeyeceğini ifade eden Tuncay, teşvik paketlerinde yatırımcılara enerji indirimi sağlanırken bir yandan da zam yapılmasının, kaşıkla verileni kepçeyle almak olduğunu söyledi.
İndirim olarak uygulanabilirdi
Doğalgaza geçen yıl yapılan yüzde 75 oranındaki zam nedeniyle tüketimin düştüğünü, bundan dolayı İran’dan taahhüt edip de alamadığımız doğalgaz miktarının şimdiden iki milyar metreküpe yaklaştığını belirten Tuncay, Türkiye’nin geçen yıl almadığı doğalgaz için 704 milyon dolar ödediğini, bu yıl da bu miktarın 2 milyar dolar olarak tahmin edildiğini vurguladı. Tuncay, “Türkiye’nin bu kadar parası almadığı doğalgaza giderken, enerji politikalarını sorgulamak gerekiyor.
Oysa, geçen yıl doğalgaza yüzde 75 seviyesinde zam yapılmasaydı vanalar kısılmayacak ve dolayısıyla tüketiciler daha az ödeme yapacaktı. Sanayicinin enerji kaleminden kaynaklanan maliyeti azalacak, bu da üretimi olumlu etkileyecekti. Yani, geçen yıl İran’a alınmayan gaz için ödenen 704 milyon dolar Türkiye’de kalacaktı. İran’a almadığımız gaz için yaptığımız ödeme tüketiciye indirim olarak uygulansaydı daha uygun olmaz mıydı?” diye konuştu.
Tuncay, Türkiye’nin geçen yıl almadığı doğalgaz için İran’a 704 milyon dolar ödeme yaptığını da hatırlatarak, “Bu para, tüketiciye, sanayiciye indirim olarak yansıtılsa daha uygun olmaz mıydı?” dedi ve enerji politikalarını eleştirdi.
Politika sorgulanmalı
EPDK’nin 1 Ekim’den itibaren geçerli olmak üzere elektrik fiyatına yüzde 21.8 zam yapılmasını isteyen TETAŞ’ın talebini onaylaması, sanayicilerin tepkisine yolaçtı. TETAŞ’ın zammın gerekçesini “mevzuat gereği yılı zararla kapatmamak” şeklinde ifade etmesini değerlendiren Tuncay, “Türk sanayisi mevzuat gereği batıyor. Kurum ve kuruluşlar kar edecek diye ülkedeki bütün bir üretimi, dolayısıyla ihracatı, istihdamı geriye götürecek bir uygulama Türkiye’nin hayrına değildir. Toplam kazanca bakmak gerekiyor. Kurumlar, tek başına kendi bütçeleri itibariyle kar edebilirler ama ülkedeki üretim, istihdam, ihracat geriliyorsa, karlılık politikalarının sorgulanması gerekir” dedi.
Fiyat neden düşmedi?
Zam için döviz kuru etkisi ve elektrik alım maliyetlerindeki artışın gerekçe olarak açıklanmasını da değerlendiren Tuncay, döviz kurunda uzun süredir ciddi sayılabilecek bir artışın yaşanmadığını belirtti. “Döviz fiyatları düşerken elektrik fiyatı neden düşmemiştir?” diye soran Tuncay, ekonomik kriz nedeniyle iç talebin ve üretimin daraldığı, nakit akışının sıkıntılı olduğu ve istihdamın gerilediği bir dönemde bu zammın sıkıntıyı daha da arttıracağına dikkat çekti.
Rekabet koşulları zorlaşıyor
Tuncay, ekonomik krizin baskısı altında bulunan sanayici ve işadamlarının mevcut durumlarını korumaya çalıştığı bir ortamda, yapılan son zamla üretim, ihracat ve rekabet koşullarının zorlaşacağını vurguladı. Yanlış enerji politikalarının bedelinin sanayiciye, tüccara, çiftçiye, tüketiciye ödettirilemeyeceğini ifade eden Tuncay, teşvik paketlerinde yatırımcılara enerji indirimi sağlanırken bir yandan da zam yapılmasının, kaşıkla verileni kepçeyle almak olduğunu söyledi.
İndirim olarak uygulanabilirdi
Doğalgaza geçen yıl yapılan yüzde 75 oranındaki zam nedeniyle tüketimin düştüğünü, bundan dolayı İran’dan taahhüt edip de alamadığımız doğalgaz miktarının şimdiden iki milyar metreküpe yaklaştığını belirten Tuncay, Türkiye’nin geçen yıl almadığı doğalgaz için 704 milyon dolar ödediğini, bu yıl da bu miktarın 2 milyar dolar olarak tahmin edildiğini vurguladı. Tuncay, “Türkiye’nin bu kadar parası almadığı doğalgaza giderken, enerji politikalarını sorgulamak gerekiyor.
Oysa, geçen yıl doğalgaza yüzde 75 seviyesinde zam yapılmasaydı vanalar kısılmayacak ve dolayısıyla tüketiciler daha az ödeme yapacaktı. Sanayicinin enerji kaleminden kaynaklanan maliyeti azalacak, bu da üretimi olumlu etkileyecekti. Yani, geçen yıl İran’a alınmayan gaz için ödenen 704 milyon dolar Türkiye’de kalacaktı. İran’a almadığımız gaz için yaptığımız ödeme tüketiciye indirim olarak uygulansaydı daha uygun olmaz mıydı?” diye konuştu.