Güncelleme Tarihi:
Gizem KARADAĞ/ANKARA, (DHA) – ZEKA ve yetenek kavramları kapsamdaki güncel tartışmaları ilgili kişilere ulaştıran, ülkemizin akıl, zeka ve yetenek alanındaki birikimini yansıtan 6’ncı Zeka ve Yetenek Kongresi’nin ana sponsorlarından biri Uğur Okulları oldu. Türkiye Zeka Vakfı ve ODTÜ Eğitim Fakültesi iş birliği ile 29-30 Eylül tarihlerinde gerçekleşen kongreye Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk da katılım gösterdi.
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde, '#benbilmembeyinbilir' sloganıyla gerçekleştirilen kongreye, aynı zamanda Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un yanı sıra, zeka ve yetenek ile ilgili konularda çalışan akademisyenler, çocukların hayatlarını değiştirmek için mücadele eden eğitimciler, çocuklarına en iyisini vermek isteyen ebeveynler, kendisini en iyi şekilde yetiştirmek isteyen öğrenciler ve sanat, edebiyat alanında yetenekleri ile öne çıkan toplum önderleri ve eğitim camiasından çok sayıda kişi katıldı.
"BİZ İNSANI YARIM İNSAN OLARAK GÖRMEK İSTEMİYORUZ"
Konuşmasında, kavramsal çerçeveye ihtiyaç olduğunu belirten Bakan Selçuk, "Biz insanı yarım insan olarak görmek istemiyoruz. Kavramlarımızı gözden geçirirsek, mesafe almamamız için bir sebep yok. Eğitimin nereye gitmesi gerektiği, aslında bürokratik bir işin çok ötesindedir. Yatırım harcamalarının ötesinde bir işten bahsediyoruz. Türkiye eğitimde güncel olarak çok ciddi mesafe aldı. Artık hevesimiz nitelikle ilgili ve Türkiye’nin bunu başarmaması için hiçbir sebep yok. Ama bunu bir başarı-başarısızlık denklemine sokmamak lazım. Çok pratik, çok işlevsel ve mevcut durumu çok daha verimli kullanabilecek bir noktaya gelebileceğiz. Önümüzdeki süreçte de erken çocukluktan başlayan ve üniversiteye kadar olan dönemde ne yapmak istediğimizin sadece özünü paylaşma fırsatımız olacak. Lütfen bu beklentiyi rasyonel hale getirelim” diye konuştu.
"OKUMA ALIŞKANLIĞI OLMAYAN BİR AİLENİN ÇOCUĞUNUN CÜMLEYİ OKUYUP ANLAMASI 45 SANİYE SÜRÜYOR"
Kongre’de açılış konuşması gerçekleştiren Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, kongreye çok sayıda gencin katıldığını vurgulayarak şöyle konuştu:
“Eğitimcileri, toplumun her alanda şekillenmesini sağlayan ve dünyada meydana gelen her türlü olayın müsebbibi olarak değerlendiriyorum. Bu nedenle, burada genç arkadaşlarımın da bulunması vesile ile her konuyu çok iyi gözlemleyerek buna göre kendimizi, eğitim sistemimizi, yaklaşımlarımızı ve uygulamalarımızı gözden geçirmek, güncellemek durumunda olduğumuzu paylaşmak istiyorum. Diğer bir konu okuma alışkanlığı. OECD'nin yaptığı bir araştırmada; okuma alışkanlığı olmayan ailenin çocuklarının bir cümleyi okuyup anlayabilmesi için 45 saniye gerekiyor. Ama bu alışkanlığa sahip olan ailelerin çocuklarının bunu yapması 13 saniye alıyor. Bırakalım 3 boyutlu integrali, öğrencilerimiz lisede değil üniversitede öğrensinler. Ama okuma beceri ve alışkanlığını erken yaşlarda kazandıralım ki, daha analitik düşünebilen, daha iyi yorum yapabilen, yorumladığını sözlü ve yazılı olarak daha iyi ifade edebilen ve müzakere becerisine sahip bireyler gelecekte bizlerin başına gelsinler. Bu şekilde zannediyorum ki, zekâ ve yeteneklerin okullar vasıtasıyla köreltilmesinin de önüne geçmiş oluyoruz. Sayın Bakanımızın göreve gelmesiyle eğitimciler ve toplum olarak ümitlerimizin bir kere daha ve çok fazla yeşermiş olduğunu görüyoruz. Toplumumuza okuldan öğretmenden eğitimden sınav sonucundan öte, beklentilere sahip olmaları gerektiğini daha iyi anlatalım."
"TEMEL AMAÇ EĞİTİMİN GELİŞİMİNİ SAĞLAMAK"
Nevzat Kulaberoğlu ayrıca kongre ile ilgili şunları da söyledi:
"Biz inanıyoruz ki, ülkemizdeki eğitimin gelişmesi bu tür kongrelerden, paylaşımdan, gelişimden ve araştırmadan geçer. Biz de bu gelişim, paylaşım ve araştırmaya destek vermek amacıyla Türkiye Zekâ Vakfı’nın düzenlediği kongrenin iki yıldır ana sponsorluğunu yapmak üzere buradayız. Temel amaç eğitimin gelişmesini sağlamak. Eğitim-öğretim kurumu olarak ülkemize sunmuş olduğumuz hizmetin yanında eğitim-öğretimin geliştirilmesi yönünde de sorumluluk hissediyoruz. Sayın Bakanımızın da söylemiş olduğu, ‘Biz değil, ben değil, hep birlikte.’ Bu vesile ile eğitim ve öğretimden beklentilerimizi veliler ve toplum olarak okullardan, öğretmenlerden ve eğitimden beklentilerimizin daha geniş platformda ve daha akademik, daha net bir düzeyde tartışılması ve belirlenmesi gerektiğini söylemek isterim. Ülkemizde çoğu zaman okul ve eğitim-öğretim denilince akla sınav geliyor. Oysa eğitim hayatın kendisidir. Eğitim-öğretim yaşamın kendisidir ve geleceğe hazırlamaktır. Bu nedenle velilerimize, toplumumuza okullardan, öğretmenlerden ve eğitim-öğretimden beklentilerini bir daha gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum."
Ayrıca öğrencilerinin üreten, sorgulayan, analitik düşünen, deneyimleyerek öğrenen ve ezbercilikten uzak nesiller olarak yetişmesini sağlayan ve Türkiye’de ilk kez Uğur Okullarında uygulanan erkenSTEM eğitim yaklaşımını da ziyaretçilerin deneyimlemesi için bir deneyim alanı oluşturuldu. Makineler dünyası teması kapsamındaki çark sistemi ile deneyim alanındaki kuklaya hareket veren katılımcılar, Artırılmış Gerçeklik (AR) teknolojisi entegre edilmiş ders kitaplarını keşfetti.
KONGRENİN İKİNCİ GÜNÜNDE ATÖLYELER ÖNE ÇIKIYOR
BAUSTEM Merkezi Direktörü ve Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sencer Çorlu da, Kongre’nin ikinci gününde, 'Çoklu Zekâdan Gelişim Odaklı Zihin Yapısına' konulu konuşmasını gerçekleştirecek. Zeki doğmak ile akıllı olmak arasındaki farkın, bireylerin zihinlerinde oluşturdukları şablon ve inançları ile ilgili olduğunu öne süren araştırmacıların bulgularını, kişisel deneyimleri ile yorumlayacak olan Doç. Dr. Sencer Çorlu, öğretmen ve ailelerin kendi matematiksel travmalarının sınıf, aile ve toplum ölçeğinde oluşturdukları iklimle ilişkisini sorgulayacak.
Ayrıca kongrenin ikinci gününde, Uğur Okulları STEM Bölüm Başkanı Senem Süral ve Uğur Okullarının STEM alanında uzmanlaşmış öğretmenleri tarafından, katılımcılara yönelik ‘Kimyasal Risk Tanımlayıcı Uygulama’ workshop etkinliği gerçekleştirilecek. Atölyede, katılımcıların kimya uygulamalarında, iş sağlığı ve güvenliği konusuna bütünleşik öğretmenlik çerçevesinden bakarak, eğitimde STEM uygulamalarının ne şekilde yapılabileceği ile ilgili deneyim kazanmaları amaçlanıyor. Katılımcılar kimya, teknoloji ve mühendislik disiplinleri birleştirerek STEM eğitimindeki bilişsel ve sosyal süreçlerin uygulama ile ön plana çıkaracak.
(FOTOĞRAF-GÖRÜNTÜ)