AK Parti'li Çelik: Suç duyurusu, AK Parti'nin ortak iradesi olacak

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2020 20:02

AK Parti'li Çelik: Suç duyurusu, AK Parti'nin ortak iradesi olacak

Haberin Devamı

Aslıhan ALTAY KARATAŞ- Haluk KARAASLAN/ANKARA, (DHA)- AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un açıklamaları ile ilgili yarın suç duyurusunda bulunulacaklarını belirterek, "Yaptığı açıklama, Meclis'in yasama iradesine saldırıdır. TBMM mensuplarını, getirdikleri bir yasa yüzünden kimse FETÖ'nün yanına yazamaz. Dolayısıyla arkadaşlarımız, buna güçlü karşılığı verecekler. AK Parti'nin ortak iradesi olarak ortaya çıkacak bir suç duyurusu olacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletvekilleriyle yaptığı toplantılar kapsamında, AK Parti Genel Merkezi'nde AK Parti'li 56 milletvekili ile bir araya geldi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yaklaşık 3 saat süren toplantı sonrasında açıklamalarda bulundu. Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın toplantıda 2020 yılında yapılacak çalışmaları değerlendirdiğini, ayrıca milletvekillerinin hem kendi seçim çevreleri hem de Türkiye gündemi ile ilgili görüşlerini dinlediğini anlattı. Çelik, "Bu toplantıları 5 grup halinde gerçekleştireceğiz. Arkadaşlarımızın illerindeki en detay meselelerden ilin genelinin fotoğrafının çekilmesine kadar genel meselelere uzanıyoruz. Ayrıca arkadaşlarımızın Türkiye meseleleri, dış politika ile ilgili meseleler, dış dünyadaki meseleler, ekonomi, sosyal hayat, siyaset, bütün bunlar ile ilgili değerlendirmeleri için kendilerine söz veriliyor. Cumhurbaşkanımız arkadaşlarımızın değerlendirmelerini not alıyor ve arkadaşlarımızın değerlendirmeleriyle ilgili ya da sorularıyla ilgili konularda kendi görüşlerini açıklıyor, halledilmesi gereken meseleler konusunda talimatları hızlı bir şekilde veriyorlar. 3-4-5 Nisan tarihlerinde Kızılcahamam Kampını yapmaya karar verdik. Bu toplantıları, kampta hem iç politika hem dış politika konuları ile ilgili büyük resmin oluşturulmasına dönük olarak birer hazırlık toplantısı olarak da görebiliriz. Bu toplantılar vasıtasıyla yılın ilk yarısında yapacaklarımıza karar vereceğiz" ifadelerini kullandı.
'YAKIŞIKSIZ VE VİCDANSIZ BİR YAKLAŞIM'
Çelik, Van'ın Bahçesaray ilçesinde yaşanan çığ felaketinden sonra bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski milletvekili Gülşen Orhan ile ilgili yaptığı açıklamaları eleştirdi. Bu tür olaylarda çok hassas davranılması gerektiğini, iyi araştırılmadan suçlayıcı ifadelerin kullanılmasının doğru olmadığını belirten Çelik, "Orada Cumhurbaşkanımızın Başdanışmanı eski milletvekili arkadaşımız Gülşen Orhan çığ altından kurtarıldı. Maalesef bu saatlere kadar bir gazetecinin son derece yakışıksız ve vicdansız bir şekilde çığ felaketine sanki arkadaşımız sebep olmuş gibisinden, hiçbir şekilde gazetecilik faaliyetiyle izah edilemeyecek bir yaklaşımı oldu. Saatler boyunca insanların çeşitli yorumlar yapmasına sebebiyet veren, haksız, vicdansız, kendisi de yaralanmış bir arkadaşımızı derinden üzen bir yaklaşım oldu. Arkadaşımız kapsamlı bir açıklama yaptı bunlarla ilgili. Zannediyorum o gazeteci de özür dilemiş, 'yanlış bir beyanatta bulundum' demiş. Ama görüyorsunuz tek bir cümlenin, tek bir haberin bu çığ felaketleri söz konusu olduğunda, çığ ile ilgili ya da kaza ile ilgili ya da afetler ile ilgili konular söz konusu olduğunda ne kadar önemi var. İnsanların canlarını bir kere daha yakıyoruz, insanları boş yere kaygı ve endişeye sevk ediyoruz, boş yere panik oluşmasına sebep olunuyor. Bunun dili konusunda çok yüksek bir hassasiyet gösterilmesi gerektiğinin bir kere daha altını çiziyoruz" şeklinde konuştu.
'AP TERÖRÜN PROPAGANDA MERKEZİ OLMAMALI'
Avrupa Parlamentosu'nda (AP) terör örgütü PKK-YPG/PYD yöneticilerinin de katılımıyla sözde Kürt konferansının düzenlenmesi konusuna da değinen Çelik, AP'nin giderek ırkçıların faşistlerin, İslam düşmanlığı ve Türkiye düşmanlığı yapanların gösteri mekanına dönüşmeye başladığını vurguladı. Bu durumun Avrupa açısından kaygı verici olduğunu dile getiren Çelik, "Avrupa görünmez Berlin duvarları ile kuşatılıyor ve görünmez Berlin duvarlarının arkasında son derece görünür bir aşırı sağ, ırkçılık tehlikesi Avrupa'yı kuşatmaya devam ediyor. AP'nin ve diğer AB organlarının bununla güçlü bir mücadele vermediğini, sessiz kaldığını görüyoruz. Daha önce de defalarca uyardık, şimdi görüyoruz ki AP yine delik deşik hale gelmiştir. Bu PKK'lı teröristlerin konferans yapabildiği, bu konferansa katılabildiği bir organizasyonun olması AP'nin kendi değerlerinden uzaklaşması, kendi kendini feshetmesi demektir. Kırmızı bültenle aranan PKK ele başları AP içinde bu konferansı rahatlıkla izleyebiliyor. Terör konusundaki bu çifte standart Avrupa kurumlarında yaşadığı sürece Avrupa’nın kendi demokrasisini koruması mümkün olmayacaktır. AP terör örgütlerinin propaganda merkezi olmamalıdır" diye konuştu.
Çelik, "Bugün Avrupa'da tehdit, içeriden gelmektedir. Aşırı sağcılar, ırkçılar, faşistler Avrupa demokrasilerini yıkmak üzere harekete geçmiştir. Geçmişte antisemitizm vasıtasıyla Avrupa'ya yapılan kötülük bugün yerine İslam düşmanlığı koyularak yapılmak istenmektedir. Geçmişte demokrasisini korumak için antisemitizme karşı güçlü bir duruş sergileseydi, Avrupa demokrasileri korunmuş olacaktı. Bugün aynı hata tekrarlanıyor, bugün Avrupa demokrasilerini korunmanın yolu İslam düşmanlığına ve Türkiye düşmanlığına set çekmektir. Bu konuda net bir tavır sahibi olmaktır" ifadelerini kullandı.
'SUÇ DUYURUSUYLA GÜÇLÜ BİR KARŞILIK VERECEKLER'
Soruları da yanıtlayan Ömer Çelik, AK Parti milletvekillerinin yarın Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Çelik, "Yarın arkadaşlarımız suç duyurusunda bulunacaklar. Bu meseleyi sıradan bir mesele olarak görmüyoruz. Geçiştirilecek bir mesele olarak da görmüyoruz. Bu emekli askeri bürokratın çeşitli zamanlarda siyasete tepeden bakan, aşağılamaya çalışan, yüce Meclise karşı saygısız beyanlarını görmüştük. Belli bir zihniyetin temsilcisi ve taşıyıcısı olarak kendi bileceği iş bu düşüncelere sahip olup olmaması, bizim açımızdan saygıdeğer düşünceler değil. Fakat bu son durum farklı. 15 Temmuz'da FETÖ'nün hedefi olmuş yüce Meclis'i hedef gösteren açıklamalar yapıyor. Sürekli olarak kendisinin mağdur olduğunu söyleyip, arkasından yüce Meclise, siyasetçilere, beraber çalıştığı başbakana ne kadar çok akıl verdiğini, kendisinin ne kadar çok haklı olduğunu ve kendi sorumluluklarından kaçmak için başkalarının üzerine aslında nasıl sorumluluk attığını ifşa eden birtakım yaklaşımlarda bulunuyor. Yaptığı açıklama Meclisin yasama iradesine saldırıdır. Anayasa'nın 83'üncü maddesine, dokunulmazlık verilmiş yüksek iradeye bir saldırıdır, TBMM mensuplarını getirdikleri bir yasa yüzünden kimse FETÖ'nün yanına yazamaz. Dolayısıyla arkadaşlarımız, buna güçlü karşılığı verecekler" dedi.
'GENELKURMAY BAŞKANLIĞI MAKAMINA DA SAYGISIZLIK'
Genelkurmay Başkanlarının son derece önemli ve saygıdeğer bir görevi olduğunu ancak bu görevden emekli olanların demokratik bir anlayış ve akılla izah edilemeyen fikirleri bu makamın arkasına sığınarak ifade edemeyeceğini belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Bu Genelkurmay Başkanlığı makamına da, Türk demokrasisine de saygısızlıktır. Genelkurmay Başkanlığı makamını da kendi birtakım kişisel inisiyatifleri için istismar etmek anlamına gelir. Bütün dünya demokrasilerinde olan asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili olarak yapılan düzenlemelerin bu kişi tarafından sindirilemediği açık ve net bir şekilde görülüyor, bu demokrasiyi sindirememek ile ilgili bir şeydir. Bir insan belli bir darbe girişiminden mağdur olmuşsa bu onun her söylediğinin bir dokunulmazlığı olacağı anlamına gelmez. Bir vesayet biçiminde mağdur olan kişinin başka vesayet biçimlerini teşvik eder, cesaretlendirir şekilde konuşmaması lazım. Bir darbe girişimi yapmış bir organizasyondan mağdur olan kişinin onların temsil ettiği vesayete karşı çıkarken, başka tür vesayet biçimlerini teşvik etmemesi, cesaretlendirmemesi lazım. Bu tartışma Türk demokrasisinin temeli ile ilgilidir."
'KİMSE VESAYETİ CANLANDIRMAYA KALKMASIN'
Söz konusu yasal düzenlemenin altında imzası olan milletvekillerini hedef göstermenin hukuki ve siyasi bir karşılığı olacağına işaret eden Çelik, "Arkadaşlarımız yarın suç duyurusunda bulunacaklar. Bu milletimize haksızlıktır, Meclisimize ve TSK'ya saygısızlıktır. Bu sıradan bir cümle değil, bu öteden beri 1960 ihtilalinden beri vesayetçilerin kullandığı şablonlardan bir tanesi. Kimse TSK adına da böyle bir konuşma yapamaz. Milletvekillerinin kendilerine yapılan bu saldırıya karşı yasamayı ve milletvekili iradesini korumak için hukuki yollara başvurmasını bile bu FETÖ'yü sevindirir diye açıklamak aynı zihniyetin devam ettiğini gösteriyor. FETÖ tüm kılcal damarlardan, sosyal hayatlardan temizleninceye kadar bu mücadele hukuk içerisinde bir devlet mücadelesi olarak devam edecek. Bu şekildeki yaklaşımlarla FETÖ ile mücadeleyi sulandırarak eski vesayet biçimlerini canlandırmaya çalışmak asıl FETÖ ve benzeri cunta tarzı birtakım zihniyet yaklaşımlarına cesaret vermek olur. Kimse başka bir vesayet biçimini yeniden yerleştirmeye, canlandırmaya ya da teşvik etmeye kalkmasın, biz bunlara sonuna kadar cevabını veririz" dedi.
'SUÇ DUYURUSU, AK PARTİ'NİN ORTAK İRADESİ OLACAK’
Başbuğ'un açıklamasında hem Meclise hem milletvekillerine yönelik bir saldırı olduğunu söyleyen Çelik, şunları belirtti:
"İsimlerle ilgili çalışmayı yarın sabah arkadaşlarımız yapacaklardır, yani hukuki değerlendirmesini yapacaklar, Cumhurbaşkanımızın ifadesi bu, AK Parti'nin ortak iradesi olarak ortaya çıkacak bir suç duyurusu olacaktır. Burada hem bu altında imzası olan arkadaşlarımız ve diğer milletvekili arkadaşlarımız, bunların nasıl ve hangilerinin başvurması gerektiğiyle ilgili toplantıyı arkadaşlarımız yarın sabah yapacaklar ve yarın bu suç duyurusunu gerçekleştirecekler. Ama 2009'da görev yapsın yapmasın o isimleri kapsasın kapsamasın netice itibariyle hepimizin ortak iradesi olarak bu suç duyurusu yapılacaktır."
SABİHA GÖKÇEN AÇIKLAMASI
Ömer Çelik, Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turhan'ın kazadan önce Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaki pistin yorgun olduğu yönündeki açıklamasıyla ilgili soruya da şu yanıtı verdi:
"Ne pist ile ilgili ne başka bir alan ile ilgili havacılık emniyetini riske atacak herhangi bir durum söz konusu değil. Zaten böyle bir durum olsa bunlar bakıma alınır ve uçuşa kapatılır. Bakımlar her zaman yapılıyor zaten. Orada bu yapılan açıklama yeni pistin gerekliliği ile ilgili bir açıklamadır. Türkiye'de hava emniyeti en yüksek standartlarla denetleniyor. Bu uluslararası kuruluşların da teyit ettiği bir konudur. Bu kaza kendi bağlamı içinde değerlendirilmesi gereken bir kazadır. Sebebi açık bir şekilde ortaya çıkacak, soruşturmalar neticesinde göreceğiz."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!