Mehmet Görmez, 'Gün, Milletçe Kenetlenme ve Geleceğimizi İnşa Günüdür' başlıklı Cuma Hutbesi'ni irad etti

Güncelleme Tarihi:

Mehmet Görmez, Gün, Milletçe Kenetlenme ve Geleceğimizi İnşa Günüdür başlıklı Cuma Hutbesini irad etti
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2016 16:06

Mehmet Görmez, 'Gün, Milletçe Kenetlenme ve Geleceğimizi İnşa Günüdür' başlıklı Cuma Hutbesi'ni irad etti

Haberin Devamı

ANKARA, (DHA) - DİYANET İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Ankara Kocatepe Camii’nde 'Gün, Milletçe Kenetlenme ve Geleceğimizi İnşa Günüdür' başlıklı Cuma Hutbesi'ni irad etti.

Gün, Milletçe Kenetlenme ve Geleceğimizi İnşa Günüdür' başlıklı Cuma Hutbe şöyle;

Kardeşlerim! Cuma’nız mübarek olsun

Hutbemin başında, içinden geçmekte olduğumuz zorlu süreçlerde engin rahmetiyle milletimizi büyük badirelerden, sıkıntılardan ve felaketlerden kurtaran Yüce Allah’a sonsuz hamd-ü senalar olsun.

Bu süreçte kendilerine şehitlik nasip olan, canlarını bu aziz milletin hukuku için siper eden şehitlerimize Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum. Rahmet ve mağfiret olsun. Cenab-ı Hak, yaralılarımıza en acil şifalar lütfetsin.

Aziz Kardeşlerim!

15 Temmuz gecesi millet olarak, tarihimizin en zor, en uzun ve karanlık gecelerinden birini yaşadık. Yüce Rabbimiz, bütün unsurlarıyla milletimize kenetlenmeyi nasip etti ve milletimiz emanetine sahip çıktı. Hiç kuşkusuz millet olarak bu süreçte sahip olduğumuz en büyük nimet, kalbimizde taşıdığımız iman ve yüreklerimizde taşıdığımız birlik ruhu olmuştur. Hamdolsun! Bu büyük nimet sayesinde ateş çukuruna yuvarlanmaktan ve karanlığa gömülmekten kurtulduk. Bizleri kurtaran Yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun.

Kardeşlerim!

Bu acı tecrübe bize şunu gösterdi: Hiçbir güç, Allah’a iman, Muhammed Mustafa’ya sevdalı olmak ve yüreklerdeki vatan aşkından daha güçlü değildir. Bu hain saldırılar bize şunu öğretti: Şerefli milletimizi sindirmeyi, itibarını zedelemeyi hedefleyenler rezil ve zelil olmaya mahkûmdur!

Aziz Kardeşlerim!

Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.S.), İslam’ın ilk emrini, Allah’ın büyük emaneti alıp evine dönünce, yaşadıklarını ümmetin validesi Hz. Hatice ile paylaşınca, ümmetin annesinin ona bir sözü vardır: “Asla korkma, çünkü Allah seni asla mahcup etmeyecektir. Çünkü sen, yetimin hakkını gözetirsin. Sen, fakirin yanında yer alırsın. Sen, akrabanı gözetirsin. Sen, mazlumun yanında yer alırsın. Sen, bütün zorluklara rağmen hakkın yanında yer alırsın. Validemizden aldığım ilhamla ben de bu minberden milletimize seslenmek isterim. Validemiz Hz. Hatice’nin diliyle milletimize derim ki: Aziz milletim! Mahzun olma, çünkü sen emanete ihanet etmedin. Sen, daima emanete riayet ettin. Sen, muhacire ensar oldun. Sen, yetimin elinden tuttun. Tarih boyunca dünyanın her tarafında sen, mazlumun yanında yer aldın. Sen, özgürlük simgeleri olan minarelerimizden Muhammed Mustafa’ya (S.A.S) hitaben yankılanan sala seslerini işitince, bunun nebevi bir vasiyet kabul ettin, hukukunu sahip çıkmak için evinden dışarı çıktın, Allah sizi asla mahcup etmeyecektir.

Değerli Kardeşlerim!

Allah’a sonsuz hamdolsun ki, bu topraklar asırlardır Müslüman yurdudur. Bu millet şüheda evladıdır. Bu ezanlar, özgürlüğümüzün simgeleridir. Bu cumalar İslam’ın şiarıdır. Bu dinin, tek bir harfi bile değişmeyen muhteşem, kerim bir kitabı vardır. Bu dinin, kıyamet sabahına kadar insanlığa örnek olacak muhteşem bir Peygamberi Muhammed Mustafa’sı vardır. Bizi biz kılan yüce değerlerimiz vardır. 14 asırlık engin bir tecrübemiz vardır. Hiçbirimiz, Müslüman olarak bütün bunları bir tarafa bırakamayız. Aklımızı, idrakimizi, vicdanımızı, din görüntüsü adı altında mefsedet tohumları ekenlere asla teslim edemeyiz. Din-i mübin-i İslam’ı alet ederek dünyayı elde etmeye çalışanlara ise asla fırsat veremeyiz.

Kardeşlerim!

Verdiğimiz şehitlerin hatırına, Allah bize hiç ummadığımız, adını koyamadığımız dirlik bahşetti. Ne kadar şükretsek azdır. Yıllardır aramıza nifak sokmaya çalışanların tuzağı işlemedi, tuzak kuranların en hayırlısının tuzağına düştüler. Yıkacaklarını umdukları anda ayağa kalktık.

Düşeceğimizi sandılar, doğrulduk. Öldürmeyi planladılar bizi, hiç ölmemek üzere dirildik. Ebedi diri şehitler çıkardık aramızdan; hayata döndük. Rabbimiz Çanakkale destanını yazmış bu ümmete, İstanbul’u fethetmiş bu millete silahlı şer odaklarını kör edecek, tanklı uçaklı müstekbirleri tökezletecek, gözü dönmüş hainlerin kalplerini parçalayacak, düşmanları hasede düşürecek yeni bir ruh üflemiştir.

Şimdi bu eşsiz mazhariyetin hakkını verme zamanıdır. Şimdi yeniden keşfettiğimiz kardeşliğimize ihtimam gösterme zamanıdır. Şimdi şehitlerimizin canlarıyla bahşettikleri bu zaferi kardeşliğimizle, birliğimizle taçlandırma zamanıdır.

Aramıza ayrılık ateşleri düşüren şer odaklarını mağlup edelim. Bizi birbirimize karşı kışkırtacak şeytani fısıltıları susturalım. Şehitlerimizin kanlarıyla imzaladığımız, gazilerimizin sancılarıyla perçinlediğimiz bu muazzam kardeşliğe sahip çıkarak, varlığımızı cümle mazlumlara, cümle mağdurlara ümit diye adayalım.

Kardeşlerim!

Gelecek günler birbirimize daha çok vefa göstermenin, birbirimizi farklılıklarımıza rağmen sevebilmenin sınandığı günler olacak. Gevşemeyelim, sinsi fitnecilerin vesveselerine kulak asmayalım. Yılmayalım; hasetçi münafıkların tuzaklarına düşmeyelim. Vazgeçmeyelim, “bana ne!ö demeyelim, bahanelere sığınmayalım, var olduğumuz her yerde, nefesimizin yetiştiği her anda, İslam’ın nezaketini, imanın şefkatini, adanmışlığın cesaretini ayağa kaldıralım. Allah Resulünün davası artık omuzlarımızdadır; düşürmeyelim. Düşürmeyelim ki biz düşmeyelim.

Gün, milletçe kenetlenme ve geleceğimizi inşa etme günüdür.

Gün şer ve kötülük odaklarına karşı teyakkuz günüdür.

Gün dostlara vefa günüdür.

Gün Rabbimize dönüş günüdür.

Gün bizi hiç yoktan var eden Rabbimize şükrümüzü nefes nefes canlandırma günüdür…

Şairimizin ifadesiyle unutmayalım ki; Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır.

Kardeşlerim!

Geliniz, bu Cuma gününde, bu mübarek saatte hep birlikte el açıp Yüce Rabbimize yalvaralım:

Allah’ım!

İzzetine sahip çıkmak için bütün şer güçlere, tanklara meydan okuyan bu millete zeval verme!

Asırlar boyunca mazlumların umudu olmuş, mağdurların yanında yer almış, muhacirlere kucak açmış bu milletin üzerinden rahmet ve nusretini eksik etme!

Umudumuzu ve huzurumuzu bozmak isteyenlere, topraklarımıza fesat tohumları ekmeye çalışanlara fırsat verme!

Dinimizin, devletimizin, milletimizin bekasını sarsacak her türlü dâhili ve harici düşmanlardan bizleri halas eyle!

Biz sırtımızı sana dayadık, sana güvendik, gücümüzü sana ettiğimiz imandan aldık, yıkılmamıza ve dağılmamıza izin verme Allah’ım!

Zalimlerin zulmüne rağmen bizi adaletten ve merhametten ayırma Allah’ım!

Kötülerin kötülüklerine rağmen bizi iyilikten ayırma Allah’ım!

İntikam hırsıyla adaletten şaşırma Allah’ım. Öfkesine kurban olup hakkaniyetten uzaklaşan, mağrur olup haddi aşan kullarından olmaktan sana sığınırız.

Sen, milletimizin bu soylu direnişini bir adalet ve hakkaniyet direnişi olarak muzaffer eyle!"

FOTOĞRAFLI 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!