Mehmet Görmez: FETÖ/PDY hareketi sahte bir mehdi hareketidir

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ağustos 04, 2016 22:14

Mehmet Görmez: FETÖ/PDY hareketi sahte bir mehdi hareketidir

Haberin Devamı

ANKARA, (DHA)- DİN Şurası Olağanüstü Toplantısı sonuç bildirgesini açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) liderine atfedilen sıfatların İslam ile bağdaştırılamayacağını belirterek, FETÖ/PDY hareketinin, sahte bir mehdi hareket olduğunu söyledi.
Din Şurası Olağanüstü Toplantısı, Bilkent Otel'de gerçekleştirildi. Görmez, iki gün süren Şura'da alınan kararları açıklamadan önce yaptığı açıklamada, hain ve kanlı darbe girişimi karşısındaki cesur, tutumuyla tüm dünyaya örnek olan, Türk milletinin, nesiller boyu şükran ve minnetle anılacağını söyledi. Halk iradesine dayanan meşru bir yönetimi, din kisvesi altında örgütlenip silah zoruyla devirmeye teşebbüs etmenin, milli iradeyi hiçe saymanın bir hak gaspı olduğunu belirten Görmez, bunun dinen meşru görülemeyeceğini söyledi. Görmez konuşmalarının ardından iki gün süren Şûra'nın sonuç bildirgesini açıkladı.
FETÖ/PDY dini bir yapı olarak nitelendirilemeyeceğini belirten Görmez, "Gizli ve karanlık emellerine ulaşmak için her türlü yolu mübah gören, dini ve dinî duyguları istismar eden; milletimizin zekâtını, sadakasını, kurbanını çalan, evladını elinden alan, dinimizin temel değerlerini ve kavramlarını tahrif ve tahrip eden, gayr-i İslamî ve gayr-i ahlakî tutum ve davranışlarla fitne, fesat, yalan ve desiselerle kendine insan ve imkân devşiren, devletin tüm organlarına sızarak, milletin geleceğini ipotek altına almaya çalışan ve son darbe girişimiyle millet tarafından suçüstü yakalanan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) dinî bir oluşum olarak nitelenemez. Bu örgütün elebaşı 'din âlimi' ya da 'hoca efendi' olarak kabul edilemezb."
FETÖ/PDY'nin liderine atfedilen sıfatlar İslam ile bağdaştırılamayacağını ifade eden Görmez "İslâm'a göre Hz. Peygamber'den başka, masum ve tartışılmaz bir otorite ve rehber kabul edilemez. Hiçbir kimse ve hiçbir yapı, kendisini dinin mutlak temsilcisi olarak göremez ve insanları kendisine kayıtsız şartsız itaat ve bağlılığa çağıramaz. İslâm'da mutlak itaat ve bağlılık, çerçevesi Kur'an ve Sünnet tarafından belirlenen ilkeler için söz konusu olduğundan İslam'a göre hiçbir kişinin kendisini yanılmaz bir otorite ve rehber olarak kabul etmesinin veya bağlıları tarafından böyle görülmesinin bir geçerliliği yoktur. Bu Allah'ın kitabına ve Hz. Peygamberin sünnetine açıkça aykırıdır. Bu çerçevede bir kişinin, özel, seçilmiş ve yanılmaz olduğu, beyan ve öğretilerinin kutsiyet arz ettiği iddiası dinen kabul edilemez." 
FETÖ/PDY açık bir din istismarı hareketi olduğuna vurgu yapan Görmez şunları söyledi; "İslam'da davet, Allah'a ve Hz. Peygamber'in yoluna yapılır. Allah adı kullanılarak çeşitli kişilere, yapılara ve hiziplere yönelik davet, insanları din ve Allah diyerek aldatmaktır ve dine yapılmış en büyük haksızlıktır. Hiç kimse aklını, iradesini ve kişiliğini başka birine teslim edemez. Din adına, Allah adına insanların manevi duygularını istismar ederek kurulan yapıların İslam'dan onay alması mümkün değildir."
Görmez FETÖ/PDY din kisvesi altında bir güç ve çıkar hareketi olduğunu söyleyerek "Dini görünümlü eğitim faaliyetlerini bir güç ve çıkar ağına dönüştürerek dünyevî, siyasî ve ekonomik bir yapı oluşturmak, böylece her türlü gizli ve kirli ilişkilerini perdelemek, İslâm'ın temel ilkeleri ile hiçbir şekilde bağdaşmaz. Öte yandan din üzerinden menfaat elde etmenin ve nüfuz oluşturmanın da herhangi bir dinî temeli yoktur" dedi.
FETÖ/PDY hareketi sahte bir mehdi hareketi olduğunu belirten Görmez, "Tarih boyunca toplumun güvenliğini tehdit eden mehdici-mesihçi ve hurufi-bâtınî karakter arz eden pek çok fitne ve fesat hareketi ortaya çıkmıştır. Sır, gizem, adanmışlık, karizmatik kişilik gösterisi ve takiyyecilik/çift şahsiyetlilik bu hareketlerin en bariz özelliği olmuştur. Modern zamanlarda ise bu tür hareketler, uluslararası siyasal mühendisliklerin güdümünde İslam toplumlarının parçalanması ve sömürülmesinin birer aracı olarak kullanılmışlardır" diye konuştu.
FETÖ/PDY'nin dini bilgi kaynakları şaibeli olduğuna vurgu yapan Görmez, Paralel yapının İslam'ın bilgi kaynaklarından çok rüyalar ve hurafelerle insanları kandırdığını belirtti. Görmez şunları söyledi:
"Bu yapının sözde dini söylemlerinde, İslâm'ın temel bilgi kaynaklarından çok, rüyalar, gizemli hikâyeler revaç bulmuş, bunlar aracılığıyla masum kitleler aldatılıp efsunlanmış, hastalıklı bir zihniyet oluşturulmuştur. Bu amaçla özellikle medya kullanılarak sohbet, vaaz ve konferanslar yoluyla dinin tahrifine tevessül edilmiştir. Bu vaaz ve sohbetlere Hz. Peygamberin katıldığı iddia edilmiş, mensuplarına verilen emir ve talimatlar rüya yoluyla Peygambere dayandırılmaya çalışılmıştır. Bu şekilde insanları kandırarak kendi otoritesini tahkim etmeyi bir yöntem olarak kabul eden bir yapının dinden cevaz alması mümkün değildir." 
Görmez, FETÖ/PDY İslam Ümmetinin vahdetini parçalayan bir tefrika hareketi olduğunu ifade ederek, "İslam toplumunda, farklı mezhep, meşrep ve düşünce ekolleri ahenkli bir şekilde bir araya gelmiş ve bu büyük bir zenginlik oluşmuştur. Ancak İslâm'da Müslümanların birliği esas olduğundan vahdeti parçalayacak her türlü tefrika ve gruplaşma yasaklanmıştır. (FETÖ/PDY) Hakikati kendi tekeline alarak kendisinin dışında herkesi dışlayan bir yapı İslam geleneği ile bağdaşmaz. Dolayısıyla İslam ümmetini parçalamayı esas alan hiçbir yapı, düşünce ve hareket masum kabul edilemez" dedi.
FETÖ/PDY içinde ahlak barındırmayan bir sır hareketi ve gayr-ı ahlaki bir hareket olduğuna vurgu yapan Görmez şunları söyledi:
"Din alanında gizli faaliyet gösteren, denetime kapalı olan ve özellikle mali kaynakları şeffaf olmayan yapı ve organizasyonların, her türlü şaibe ve karanlık ilişkiyi içinde barındıracağı muhakkaktır. Bu noktada kendince dini argümanlar üreterek meşruiyet sağlamaya çalışan bir hareketin takip ettiği siyaset ve stratejinin hiçbir sağlam ve sahih temeli yoktur. Dolayısıyla bu yapı insanların dinî duygularını istismar ederek kendi amaçları doğrultusunda kullanmıştır. Kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlü davranma, çift dilli konuşma, takiyye gereği helal-haram gözetmeme, kod adı kullanma, bulunduğu ortamda inandığından farklı yaşama, yalan söyleme, tecessüste bulunma, mahremiyeti ihlal etme, şantaj yapma, kayırmacılık, kötü emeller için örgütlü dayanışma gibi yöntemler gayr-i İslâmî ve gayr-i ahlakidir."
FETÖ/PDY yapılanmasının kendi mensuplarını kadrolara yerleştirip devleti ele geçirmek amacıyla başta soru hırsızlığı olmak üzere her türlü yolsuzluğu ve hukuksuzluğu yaptığına vurgu yapan Görmez, " Böyle bir yöntemi, örgütlenmesinin temel aracı yapmış olan bir yapı İslamî kabul edilemez. Buna önderlik eden, yol veren ya da göz yuman insanların vicdandan, ahlaktan ve dinden nasipleri yoktur. Allah için yapılması gereken ibadetler, farklı amaçlar için istismar edilemez. Zekât ve kurban parasıyla televizyon kurmak, medya çalışmaları yapmak, lobi faaliyeti yürütmek, bu paraları değişik ülkelerde seçim kampanyalarına aktarmak, asla meşru görülemez" dedi. "FETÖ/PDY dinler arası diyalog adına din mühendisliği yapan ve kelime-i tevhidi parçalayan bir harekettir" diyen Görmez, doğru bilgilendirmeler için Avrasya İslam Şurası düzenleneceğini açıkladı. Görmez, örgütün, başta Türkiye olmak üzere dünyanın pek çok yerinde özellikle Asya ve Afrika'da açtıkları okullar marifetiyle içi boş bir İslam söyleminin öncüsü olduğunu, bu bölgelerde yaşayan Müslümanların umut ve enerjilerini heder ettiğini anlattı.
Örgütün 'Eğitim gönüllüleri' adı altında Orta Asya, Balkanlar, Afrika ve Uzak Doğu'da gerçekleştirdiği tahrifat ve tahribat ile bu ülkelerde dini ve dini değerleri kullanarak kurdukları hegemonyanın tespit edileceğini açıklayan Görmez, bu tespitlerin Kasım ayında toplanacak Avrasya İslam Şurası'na katılacak ülkelerin din işleri bakanları ile diyanet işleri başkanlarıyla paylaşılacağını söyledi.
Görmez, FETÖ'nün dine verdiği zararların tespiti için komisyonlar kurulacağını da dile getirerek, diyanet ve ilahiyat camiasının FETÖ ve benzer yapıların dini istismar faaliyetlerini irdeleyen ilmi çalışmalar yapmalarının aciliyet gerektirdiğini aktardı. Bu tür dini yapıların toplumu bir kez daha aldatmasına fırsat vermemek için, din eğitim ve öğretim politikalarının yeniden değerlendirilmesi ve bu çerçevede her seviyede din eğitimi ve öğretiminin gözden geçirilmesi gerektiğine İşaret eden Görmez, benzer yapıların oluşmaması ve benzer hataların tekrarlanmaması için sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yapılacağını kaydetti.
Görmez, Cumhuriyet tarihi boyunca din-devlet-toplum arasında yaşanan sosyo-politik gerilim süreçlerinde Türkiye'ye özgü bir kurumsallaşmanın yeterli düzeyde ve eş zamanlı olarak gerçekleştirilememesi nedeniyle ortaya çıkan boşlukta türeyen din eksenli yapıların, zaman zaman toplumun dini hayatını zaafa uğratacak boyutlara ulaştığını belirterek, bu durumun, Türkiye'de din-devlet-toplum ilişkilerinin gerekli yasal zeminin inşası da dahil olmak üzere yeniden ele alınmasını zorunlu kıldığını ifade etti. Görmez, maruz kaldıkları manevi zararları önlemek için vatandaşlara, özellikle gençlere yönelik çalışmalar yapılacağını dile getirdi.
ANKARA, (DHA) 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!