Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2010 00:00
Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Prevantif Onkoloji (Kanserden Korunma Bilimi) Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, mangalın kanser açısından, “Türkiye için önemli bir sorun haline gelebileceğini” ifade ederek, “Mangalda, et yiyorsunuz hem de yağlı. Et de yağ da kanserojen... Yağı direkt ateşe tuttuğunuzda çıkan kanserojen moleküller tekrar ete yapışıyor” dedi.
Çelik, TBMM Kanser Araştırması Komisyonu’nda yaptığı sunumda, kansere ilişkin medyada bilgi kirliliği yaşandığını söyledi.
İsmail Çelik, gazetelerde yer alan, “parmak arası terlik kanser yapıyor”, “sokak lambaları kanser riskini artırıyor”, “kanserin yeni umudu köpekbalığı kanı” şeklindeki haberleri anımsatarak, “Yok böyle bir şey... Bunu önleyemeyiz ama etkinlenmemiz de gerekiyor” dedi.
İnsanların, doğrudan etkilendiği çevrede kanserojen maddeler bulunduğunu düşündüğünü anlatan Çelik, “Yanlışlıkla bir maddeyi gece-gündüz yanımızda bulundurarak kanser olmuyoruz. Onun kullanımında ısrarcı olmamız gerekiyor. Sigara gibi...” dedi.
Neden çevresel etkenSon yıllarda, “kansere yatkınlık genleri” konusunda tartışmalar yürütüldüğünü anımsatan Çelik, genetik geçiş gösteren kanserlerin tüm kanserlerin binde birinden daha az olduğunu vurguladı. Çelik, kanserin sebeplerinin çoğunlukla çevresel ve yaşam tarzı kökenli olduğunu ifade etti. Çelik, kırmızı et, işlenmiş et ve tuzlanmış
balık tüketiminin sürekli olmasının kanser tüketimini net olarak artırdığını belirterek, yağ, şeker ve tuz kullanımına da dikkat edilmesini istedi.Tuzun, mide kanserinin bir numaralı nedeni olduğuna dikkati çeken Çelik, Türk insanının sebze ve meyve tüketmesinin avantaj olarak algılanabileceğini söyledi.
Çelik, kanserden korunmak için günde en az beş porsiyon meyve ve sebze içeren, yağ oranı az ve lifçe yüksek beslenme tarzının benimsenmesi gerektiğini belirterek, kırmızı etin haftada birden fazla tüketilmemesi önerisinde bulundu.