“Mangal”da kül bırakmayan trend
Güncelleme Tarihi:
Restoran dedektifi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 16, 2010 00:00
BALGAT’ta Çetin Emeç Bulvarı’nın hemen köşesindeki Bolu Mangalevi, son haftaların gözde tat mekanlarından birisi.
Önce, böylesine “trendy” olmasının nedenlerine banalım kalemimizi...
Bir kere, köftesi, pirzolası, külbastısı, tavuğu, kanadıyla gerçekten Bolu’daki “ata”sını aratmıyor.
Hatta bence, daha da iyi.
Yoğurdu, ezmesi de öyle...
Kaymaklı ekmek kadayıfının tadı ise, değil kolestrole, kiloya, ömre bedel.
Çünkü hakiki Afyon... Ve uzun zamandır yemediğim kadar güzel.
Gazoz-kola degüstasyonu
Piknik tipi masaları da, işlevsel ve şirin.
Özellikle aileler için.
Restoranın “aile boyu” bir özelliği daha var:
Litrelik kola servisi yapıyorlar...
Bu da özellikle aileler için avantaj.
Ama teenage kola fanları ya da benim gibi gazoz-kola degüstatörleri ile bu konuyu sakın ha tartışmayın.
Kutu kola ile şişe kola, pet şişe ile cam şişe, litrelik ve ötesi iki buçuk litrelik kola, tadıyla-gazıyla da, soğumasıyla da farklıdır azizim.
Yani öyle “yüz milyon bin baloncuk” filan, fanatiğini kesmez...
“Bon marche”den couter”a
Neyse mekan, bu yönleriyle ve haklı olarak çok tutuluyor.
Demeye de dilim varmıyor ama, tutulur tutulmaz da fiyatlara zam geliyor sanki.
Tamam, Türkiye’de et fiyatlarındaki artış malum.
Ancak son gittiğimde köfte 28 lira, külbastı 48 liraydı.
İki gün sonra uğradım; köfte yüzde 15 vınnnlamayla 32 liraya, külbastı 52’ye ayak basmış.
Yani Nişantaşı’nda Emre Mermer’in ünlü Dükkan’ındaki çok özel bonfileyi bile solluyor.
Mesela Dükkan’ın insanı tat manyağı yapan kontrfilesi daha ucuz. Çünkü kilosu 50 lira. Köftesi ise 24...
Fiyat açışısından Dükkan’daki “Dry Aged T-Bone Steak (Kuru dinlendirilmiş sığır eti)” ile başabaş yarışıyor Bolu Mangalevi’nin eti.
Lezzet, gurme dünyasında, “Mevzu tatsa, fiyat teferruattır” elbette de...
Mangal evleri “bon marche”, yani ucuz olduğu için de trendy oldu. “Haute couture” olduğu için değil, di mi?
“Mangalda et” fiyatı, kuşgömü pastırmayı, kalkanı, lüferi sollayıp, jumbo karidesle ipi göğüslüyorsa, bir gözden geçirin derim naçizane...
Bir de haftasonlarında servis hızına dikkat:
Mangalın rayihasında/kıyısında -kedi gibi- bekleyen müşterilerin mırıltısı, henüz “nümayiş”e dönüşmese de, homurdanma duyuluyor arada.
Mekanın park olanağı derseniz, biraz şansa kalmış.
Bir kaç kez gittim, valeye rastlamadım.
Olsun nasıl olsa “ailecek” gidiyoruz; evlat bizi “gel gel”ler, “Hop, topla baba, az sağa” der, sıkışırız bir yere...
Orası Bolu, öyle de olu, böyle de olu...
MALUM, Bolu işi mangal evleri tespih tanesi gibi sıralanıyor Ankara’nın her yerinde.
Dilerim, sigara yasağı, ultra et fiyatları, gece baskısı derken, zor günler geçiren “lezzet esnafı” için yeni bir nefes olur.
Ama dikkat:
“Orası Bolu, öyle de olu, böyle de olu...”
Ankara ise şehir içi yollarıyla “otoban”a dönüşse de, Bolu’nun “otoban modeli mangal restoranları”, tıkanabilir burada.
Çünkü “restoran kimliği” için mangal yetmez, tat, hizmet, fiyat, detaylar da uygun, özel, hatta “müstesna” olmalı...
292 Mangalda Köfte-Et modeli
MANGAL’da kül bırakmadık madem, Başkent’in mangal evi zincirine yeni katılan bir mekanı da es geçmeyelim. Mekan yeni ama sahibi Ali Bölükbaş Ankara’da 30 yıldır lezzet ustası. Ankaralı onu o tarihlerde Sakarya’da açtığı balık restoranından ve halen Lagos’tan tanıyor. Çayyolu Park Caddesi’nde açılan “292 Mangalda Köfte Et” etlerini kiloyla veriyor. Köftenin kilosu 29 lira. Etlerin yanında piyaz ve özel lezzetiyle patates salatası da veriliyor. Etlerin, dört çeşit köftenin ve çok özel pirzolanın lezzet sırrı ise, Erzurum gibi soğuk zirvelerden getirilmesinde... Mekanda çocuklar için özel eğlence odası da var. Mekanın diğer bir özelliği de, pırıl pırıl mutfağın ve etlerin, restoranın tam ortasında, yani herkes tarafından görülecek biçimde “açık” düzenlenmiş olması. Bu yeni dizayn, yakında “Kendin pişir-kendin ye” formatına, “Gözünle gör, onlar pişirsin, sen ye” modelini ekleyebilir.
Pekkan’a Chill Out eşlİğİnde NY steak
AJDA Pekkan geçenlerde Ankara’daydı.
Qatar Havayolları’nın Doha-Ankara seferinin başlaması nedeniyle Sheraton’da düzenlenen gecede konser verdi. Ardından da Filistin Sokak’taki Big Chiefs’te yorgunluk molası...
Pekkan yemekte, dinlendirici Chill Out müziğin eşliğinde, dömi glas soslu NewYork Steak ve omlet yemiş.
Pek bilinmez ama, Süperstar herzaman fit fiziğinden hallice gurmedir.
Risottoyu, adını “hayella” koyduğu paellayı, kendi yorumuyla pişirir/pişirtir.
Mümkün olduğunca “raw food” çiğ’nemeye çalışsa da, “Bir günah gibi gizledim seni” demez; ete, kebaba, paçaya, işkembeye bayıldığını da söyler.
Basına yansıyan son doğumgünü mönüsünün kuzu tandır, pilav, elma püresi ve salata olması, rastlantı değildir yani. Bu hafta konu mangal evlerinden açılmıştı, Başkent’e mangala da bekleriz.
“Beş çayı”nın da “okullusu” olacak
İSTİKBAL Regina ve Pastart “5 çayı kursları”na başlıyor. Kursta pastacılık eğitimi verilecek. İlk grup 16 bugün 15.00-18.00, ikinci grup 24 Nisan Cumartesi günü aynı saatte kursa katılabilecek. Haftada bir gün düzenlenecek kurs, dört hafta sürecek. Pastart Butik Pasta Tasarım ve Eğitim Merkezi sahibi Özge Oktay’ın vereceği kursa katılanlar sertifika da alacak. Kursta özgün muffin, kek, kurabiye, kiş, tart, cheesecake, zeytinli ekmek tarifleri de yer alacak. (Tel: 236 36 32)
“Alaylı” pastacılar hemen yarışabilir
PASTANIN “okullusu”ndan söz etmişken, çekirdekten “alaylı” pasta tutkunları ise Özsüt’ün “Benim Özsüt Pastam Yarışması”na hemen katılabilir. Bu “lezzetli” yarışmanın ilk üçünde yer alacak katılımcıları özel hediyeler de bekliyor. Mesela, birinci seçilen katılımcının pastası Özsüt şubelerinde satışa sunalacak ve katılımcıya kardan pay verilecek. Yarışmaya 1 Mayıs’a kadar www.ozsut.com.tr adresinden başvurabilirsiniz.
Hafİyeye yazın
LEZZET-hizmet, hesap-kasap, restoran-lokanta, cafe-sandviç, fast food-yavaş mood... Her lokmada, her molada bize yazın. Fikir alalım, iz sürelim, mekanın sahibine, “tat”ın aşçısına, servisin efendisine fikir verelim.
Hafiyesi MihTAT, Oğuz Aral’ın yarattığı unutulmaz çizgi kahraman Hafiyesi Mahmut’un da küçük biraderi sayılır. Ama az gurme değildir... Her hafta bu köşede hafiyeniz var, yazın yollayın.
hafiye@hurriyet.com.tr
Bir kere, köftesi, pirzolası, külbastısı, tavuğu, kanadıyla gerçekten Bolu’daki “ata”sını aratmıyor.
Hatta bence, daha da iyi.
Yoğurdu, ezmesi de öyle...
Kaymaklı ekmek kadayıfının tadı ise, değil kolestrole, kiloya, ömre bedel.
Çünkü hakiki Afyon... Ve uzun zamandır yemediğim kadar güzel.
Gazoz-kola degüstasyonu
Piknik tipi masaları da, işlevsel ve şirin.
Özellikle aileler için.
Restoranın “aile boyu” bir özelliği daha var:
Litrelik kola servisi yapıyorlar...
Bu da özellikle aileler için avantaj.
Ama teenage kola fanları ya da benim gibi gazoz-kola degüstatörleri ile bu konuyu sakın ha tartışmayın.
Kutu kola ile şişe kola, pet şişe ile cam şişe, litrelik ve ötesi iki buçuk litrelik kola, tadıyla-gazıyla da, soğumasıyla da farklıdır azizim.
Yani öyle “yüz milyon bin baloncuk” filan, fanatiğini kesmez...
“Bon marche”den couter”a
Neyse mekan, bu yönleriyle ve haklı olarak çok tutuluyor.
Demeye de dilim varmıyor ama, tutulur tutulmaz da fiyatlara zam geliyor sanki.
Tamam, Türkiye’de et fiyatlarındaki artış malum.
Ancak son gittiğimde köfte 28 lira, külbastı 48 liraydı.
İki gün sonra uğradım; köfte yüzde 15 vınnnlamayla 32 liraya, külbastı 52’ye ayak basmış.
Yani Nişantaşı’nda Emre Mermer’in ünlü Dükkan’ındaki çok özel bonfileyi bile solluyor.
Mesela Dükkan’ın insanı tat manyağı yapan kontrfilesi daha ucuz. Çünkü kilosu 50 lira. Köftesi ise 24...
Fiyat açışısından Dükkan’daki “Dry Aged T-Bone Steak (Kuru dinlendirilmiş sığır eti)” ile başabaş yarışıyor Bolu Mangalevi’nin eti.
Lezzet, gurme dünyasında, “Mevzu tatsa, fiyat teferruattır” elbette de...
Mangal evleri “bon marche”, yani ucuz olduğu için de trendy oldu. “Haute couture” olduğu için değil, di mi?
“Mangalda et” fiyatı, kuşgömü pastırmayı, kalkanı, lüferi sollayıp, jumbo karidesle ipi göğüslüyorsa, bir gözden geçirin derim naçizane...
Bir de haftasonlarında servis hızına dikkat:
Mangalın rayihasında/kıyısında -kedi gibi- bekleyen müşterilerin mırıltısı, henüz “nümayiş”e dönüşmese de, homurdanma duyuluyor arada.
Mekanın park olanağı derseniz, biraz şansa kalmış.
Bir kaç kez gittim, valeye rastlamadım.
Olsun nasıl olsa “ailecek” gidiyoruz; evlat bizi “gel gel”ler, “Hop, topla baba, az sağa” der, sıkışırız bir yere...
Orası Bolu, öyle de olu, böyle de olu...
MALUM, Bolu işi mangal evleri tespih tanesi gibi sıralanıyor Ankara’nın her yerinde.
Dilerim, sigara yasağı, ultra et fiyatları, gece baskısı derken, zor günler geçiren “lezzet esnafı” için yeni bir nefes olur.
Ama dikkat:
“Orası Bolu, öyle de olu, böyle de olu...”
Ankara ise şehir içi yollarıyla “otoban”a dönüşse de, Bolu’nun “otoban modeli mangal restoranları”, tıkanabilir burada.
Çünkü “restoran kimliği” için mangal yetmez, tat, hizmet, fiyat, detaylar da uygun, özel, hatta “müstesna” olmalı...
292 Mangalda Köfte-Et modeli
MANGAL’da kül bırakmadık madem, Başkent’in mangal evi zincirine yeni katılan bir mekanı da es geçmeyelim. Mekan yeni ama sahibi Ali Bölükbaş Ankara’da 30 yıldır lezzet ustası. Ankaralı onu o tarihlerde Sakarya’da açtığı balık restoranından ve halen Lagos’tan tanıyor. Çayyolu Park Caddesi’nde açılan “292 Mangalda Köfte Et” etlerini kiloyla veriyor. Köftenin kilosu 29 lira. Etlerin yanında piyaz ve özel lezzetiyle patates salatası da veriliyor. Etlerin, dört çeşit köftenin ve çok özel pirzolanın lezzet sırrı ise, Erzurum gibi soğuk zirvelerden getirilmesinde... Mekanda çocuklar için özel eğlence odası da var. Mekanın diğer bir özelliği de, pırıl pırıl mutfağın ve etlerin, restoranın tam ortasında, yani herkes tarafından görülecek biçimde “açık” düzenlenmiş olması. Bu yeni dizayn, yakında “Kendin pişir-kendin ye” formatına, “Gözünle gör, onlar pişirsin, sen ye” modelini ekleyebilir.
Pekkan’a Chill Out eşlİğİnde NY steak
AJDA Pekkan geçenlerde Ankara’daydı.
Qatar Havayolları’nın Doha-Ankara seferinin başlaması nedeniyle Sheraton’da düzenlenen gecede konser verdi. Ardından da Filistin Sokak’taki Big Chiefs’te yorgunluk molası...
Pekkan yemekte, dinlendirici Chill Out müziğin eşliğinde, dömi glas soslu NewYork Steak ve omlet yemiş.
Pek bilinmez ama, Süperstar herzaman fit fiziğinden hallice gurmedir.
Risottoyu, adını “hayella” koyduğu paellayı, kendi yorumuyla pişirir/pişirtir.
Mümkün olduğunca “raw food” çiğ’nemeye çalışsa da, “Bir günah gibi gizledim seni” demez; ete, kebaba, paçaya, işkembeye bayıldığını da söyler.
Basına yansıyan son doğumgünü mönüsünün kuzu tandır, pilav, elma püresi ve salata olması, rastlantı değildir yani. Bu hafta konu mangal evlerinden açılmıştı, Başkent’e mangala da bekleriz.
“Beş çayı”nın da “okullusu” olacak
İSTİKBAL Regina ve Pastart “5 çayı kursları”na başlıyor. Kursta pastacılık eğitimi verilecek. İlk grup 16 bugün 15.00-18.00, ikinci grup 24 Nisan Cumartesi günü aynı saatte kursa katılabilecek. Haftada bir gün düzenlenecek kurs, dört hafta sürecek. Pastart Butik Pasta Tasarım ve Eğitim Merkezi sahibi Özge Oktay’ın vereceği kursa katılanlar sertifika da alacak. Kursta özgün muffin, kek, kurabiye, kiş, tart, cheesecake, zeytinli ekmek tarifleri de yer alacak. (Tel: 236 36 32)
“Alaylı” pastacılar hemen yarışabilir
PASTANIN “okullusu”ndan söz etmişken, çekirdekten “alaylı” pasta tutkunları ise Özsüt’ün “Benim Özsüt Pastam Yarışması”na hemen katılabilir. Bu “lezzetli” yarışmanın ilk üçünde yer alacak katılımcıları özel hediyeler de bekliyor. Mesela, birinci seçilen katılımcının pastası Özsüt şubelerinde satışa sunalacak ve katılımcıya kardan pay verilecek. Yarışmaya 1 Mayıs’a kadar www.ozsut.com.tr adresinden başvurabilirsiniz.
Hafİyeye yazın
LEZZET-hizmet, hesap-kasap, restoran-lokanta, cafe-sandviç, fast food-yavaş mood... Her lokmada, her molada bize yazın. Fikir alalım, iz sürelim, mekanın sahibine, “tat”ın aşçısına, servisin efendisine fikir verelim.
Hafiyesi MihTAT, Oğuz Aral’ın yarattığı unutulmaz çizgi kahraman Hafiyesi Mahmut’un da küçük biraderi sayılır. Ama az gurme değildir... Her hafta bu köşede hafiyeniz var, yazın yollayın.
hafiye@hurriyet.com.tr