Güncelleme Tarihi:
Ulus'taki Hacı Bayram Veli, Keçiören'deki Abdülhakim Arvasi, Çamlıdere'deki Ali Semerkandi'nin türbeleri, en çok ziyaret edilen mekanların başında geliyor. Ankara'nın Solfasol köyünde 1352'de doğan Hacı Bayram Veli, eserlerini Türkçe yazarak, dilin kullanımını Anadolu'da önemli derecede etkiledi. Hacı Bayram Veli, ders almak üzere gittiği Aksaray'dan, hocası Hamideddin-i Veli'nin (Somuncu Baba) vefat etmesiyle Ankara'ya döndü.
Veli'nin talebeleri arasında, damadı Eşrefoğlu Rumi, Şeyh Akbıyık, Bıçakçı Ömer, Yazıcızade Ahmed ve Mehmed (Bican) kardeşler ile Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemseddin bulunuyor. Bayramiye tarikatının kurucusu kabul edilen Hacı Bayram Veli, 1429'da Ankara'da vefatının ardından ismiyle anılan caminin yanında toprağa verildi. Veli'nin türbesi, mübarek günlerde Ankara ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen vatandaşlarca ziyaret ediliyor.
KUVAYI-MİLLİYE’YE DESTEK VERDİ
Abdülhakim Arvasi, 1865'te Van'ın Başkale ilçesinde doğdu. Birinci Dünya Savaşı sırasında önce Irak'a giderek burada, daha sonra Adana, Eskişehir ve İstanbul'da yaşayan Arvasi, Sultan Vahdeddin tarafından 1919'da ilahiyat fakültesine tasavvuf hocası olarak tayin edildi. Kuvayı-Milliye hareketine destek veren Arvasi, hayatının sonuna doğru görevli olarak İzmir'e gönderildi. Burada hastalanan Arvasi, Ankara'ya nakledildikten birkaç gün sonra, 27 Kasım 1943'te vefat etti. Naaşı, Keçiören ilçesi Bağlum Mahallesi'nde defnedildi.
ANADOLU’DA ÖNCÜLÜK ETTİ
Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması yolunda büyük rolü olduğuna inanılan Ali Semerkandi, İsfahan'da doğdu. Semerkandi, Mekke, Şam ve Bağdat gibi ilim merkezlerini dolaştıktan sonra Konya'ya, oradan Ankara'ya gelerek Çamlıdere'ye yerleşen Semerkandi, bölgeyi ilim ve irfan merkezi haline getirdi. Yaşamını 1458'de yitiren Semerkandi'nin cenazesi, Çamlıdere Mezarlığı'na defnedildi. 1978'de restore edilen türbe, özellikle ramazanda ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.
ÖNEMLİ ÇEKİM MERKEZLERİ
Ankara Üniversitesi (AÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İhsan Çapcıoğlu, türbe, adak ve ziyaret dindarlığının, toplum kültürü ve "yaşanan din"in çok önemli bir yönünü oluşturduğunu, bu kapsamda yatır, kümbet, tekke gibi kutsal kabul edilen mekanların, önemli birer çekim merkezi olarak kalmayı sürdürdüğünü bildirdi.