Burcu BİLGİN / A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 16, 2009 00:00
Avusturyalı müzik dehası Gustav Mahler’ın "ölüm ve yaşam" temalı dev eseri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) yorumuyla izleyici karşısına çıkacak. CSO, bugün vereceği konserde Mahler’ın en popüler ve başarılı yapıtı olarak kabul edilen "Diriliş" başlıklı "2. Senfoni"sini seslendirecek.
Orkestrayı CSO Genel Müzik Direktörü Şef Rengim Gökmen’in yöneteceği konserde, Ankara Devlet Opera ve Balesi solist sanatçıları soprano Feryal Türkoğlu ve alto Ferda Yetişer de sahne alacak.
Konserde, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu da orkestraya eşlik edecek. Konser biletleri, CSO bilet gişesinin yanı sıra, "www.mybilet.com" internet adresinden de edinilebilecek.
Avusturyalı besteci ve orkestra şefi Gustav Mahler, on senfonisi ve romantizmin farklı birçok türünü bir araya getiren orkestra eşlikli şarkılarıyla müzik tarihine geçti.
Ölümünden sonra müziği 50 yıl görmezlikten gelinen, ancak daha sonra 20. yüzyıl bestecilik tekniklerinin öncülerinden biri olduğu ve Arnold Schoenberg, Dmitri Şostakoviç ve Benjamin Britten gibi bestecileri etkilediği kabul edilen Mahler, bestecilik hayatını oluşturan üç dönemin her birinde birer senfoni üçlemesi üretti.
Bestecinin en önemli yapıtları arasında yer alan "Diriliş" başlıklı "2. Senfoni", 1888-1894 yılları arasında yazıldı.
Ölüm saplantısıyla başlayıp ölümsüzlük inancını hissettirerek zirveye ulaşan beş bölümlük yapıt, ilk olarak 1895 yılında seslendirildi.
Mahler’ın yaşamı boyunca meydana getirdiği en başarılı ve popüler eser olarak tanımlanan 2. Senfoni’nin öyküsü, bestecinin Hamburg Operasında iken orkestra şefi Hans Von Bülow ile tanışmasıyla başladı. Birlikte çalışmalar da yaptığı Von Bülow’un ölümüyle birlikte çok sarsılan Mahler, cenazede Friedrich Gottlieb Klopstock’a ait "Ölümden Sonra Diriliş" adlı odu (kişi ya da toplumun yaşamindaki kişisel duygulari genel düşüncelerle birleştiren lirik şiir türü) işitti.
Orkestra şefi Anton Seidl’a bu şiirle ilgili olarak bir mektubunda, "Sanki aydınlanma gibiydi, öyle geldi bana..." diye yazan besteci, bu yapıtla ilgili iki ayrı versiyon üzerinde çalıştı. Eserin görkemli finalini de tamamlayan Mahler, ilk olarak bunları dostlarıyla paylaştı.
Bir cenazeyi işleyen ve "ölümden sonra hayat var mı" sorusuna yanıt arayan ilk kısım, yaşamın mutlu anlarını anlatan ikinci kısım, yaşamın anlamını gözler önüne seren üçüncü kısım, bazı anlamsızlıkların hayattaki yerini aktaran dördüncü kısım ile bütün bu soruları tekrar işleyen ve şüpheler üzerinde duran beşinci kısımları ele alan Mahler, yapıtın finali olan beşinci bölümde soprano, alto ve koronun katılımıyla "mahşer günü"nün gelişini de anlattı.
Yapıtın bu son bölümü, klasik müzik tarihinin en görkemli finalleri arasına ismini altın harflerle yazdırdı.