Güncelleme Tarihi:
Oyun ekibi, hikâyenin geçtiği Aydınlıkevler semtini ziyaret etti. Oyunda ‘duvar’ olarak yer alan şu anki Altınpark’a gitti, mahallenin 23 yıllık muhtarı Şenol Öz’le görüştü. Temsil öncesi basın mensuplarıyla buluşan ekip, soruları yanıtladı. Demet Akbağ, Aydınlıkevler ziyareti ile ilgili olarak “Hikâyenin geçtiği bölgeyi gezmek benim için çok güzel bir duyguydu. Oyundaki ‘duvar’ şahane bir park olmuş. Bol yeşilli, ağaçlı, insanların piknik yapabildiği bir park. Bizim oyunun geçtiği tarihten 8-10 yıl sonra sanırım park haline getirilmiş. Oradaki muhtarla görüştük ve eski evlerden kalan olmadığını söyledi. Sokak ve park o kadar yakın ki, orada mini golf oynasanız bile evin camını kırabilir. Eski duvarın yerine şimdi park olması güzel bir şey. Bu bir Ankara oyunu. Seyircinin ilgisi ve coşkusu buraya daha sık gelmemiz gerektiğini gösterdi” dedi.
MUTLULUK SARHOŞUYUM
Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan’ın uzun süre sonra tekrar tiyatro oyunu yazması ve kendisinin de 15 yıl aranın ardından tekrar sahneye çıkmasıyla ilgili olarak da şöyle konuştu: “Ben oynarım düşüncesiyle eline kalemi alıyor. Bu Yılmaz’ın 3-5 yıl önce tasarladığı bir projeydi. Pandemi araya girdi, iki yıl gecikmeli olarak sahneye geldi. Sahnenin heyecanı hiçbir zaman bitmez. Araya bayağı bir zaman girmiş. Çok heyecanlıydık ama çok iyi çalıştık. Kafamızda hiç soru işareti yoktu. Ne zaman hazırsak o zaman sahneye koyalım düşüncesiyle çalışarak bir hazırlık dönemi geçirdik. En sevdiğimiz bölüm final bölümü. Hep birlikte sahneye çıkıp final yapıyoruz. Oyun nasıl bitiyor anlamıyorum, rolüm olmadığında kulise inmiyorum, sahnedeki arkadaşları dinliyorum. Vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Mutluluk sarhoşuyum bu oyunla. Ben kulis dostluğuna, arkadaşlığına çok inanırım. Ailemizden daha fazla vakit geçiriyoruz arkadaşlarla. Eminim bu sıcaklık, izleyiciye de geçiyor.”
ANKARALILARIN KAÇIRMAK İSTEMEYECEĞİ BİR OYUN
Oyunu izlemek isteyen seyircilere mesaj ileten Demet Akbağ, “Ankaralıların bence tiyatroya gitme alışkanlığı olan seyircisinin kaçırmak istemediği bir oyun. İki kuşağı birleştirdiği, o dönemi anlattığı için tatlı, duygusal, sıcacık tam bir tiyatro metni. Oyunumuza güveniyoruz. Masalsı bir dünya ile anlatıyoruz oyunu. Eskisi gibi haftada 6 gün oynamıyoruz. Çok yoğun oynamayınca oyunu da özlüyorum. Artık her şeyin fiyatı kendi çapında arttı. 4-5 kişilik bir ailenin bilet alıp salona gelmesi çok kıymetli. Onları mutlu ederek evine göndermek de bizim görevimiz” dedi.
KENDİ BABAANNEMLE OLAN İLİŞKİME BENZİYORDU
Oyunda Demet Akbağ ile birlikte babaanne-torun ikilisini oynayan Burak Dakak, oyunla ilgili olarak şunları söyledi: “Kendi babaannemle olan ilişkime çok benziyordu. Babaannemle aynı şekilde İstanbul’da yaşadık bir dönem. Hikâyede anlatılan durumun küçük bir demosunu yaşadım gerçekte. Sahnede çok iyi hissediyorum, bana iyi geliyor.”
BU ROLÜ OYNAMAK ŞANSLI HİSSETTİRİYOR
Ressam rolüyle izleyici karşısına çıkan Salih Bademci, karakteriyle ilgili şöyle konuştu: “Herkesin duymak istediği şeyleri söyleyen bir karakter. Rolün en kıymetli tarafı bu. Bu rolü oynamak çok şanslı hissettiriyor. Yazar kendini düşünerek yazmış da olabilir. Metinsel olarak torpilli hissediyorum kendimi. Ama diğer taraftan da büyük bir sorumluluk. Bu düşüncenin izleyiciye geçebilmesi çok önemli.”
TATMADIĞIMIZ BİR SAMİMİYETİ TATTIK
Oyunun nostaljik bir dönemi anlattığını ifade eden Sinem Ünsal, “Genelde nostaljik bir dönemi anlattığımız için o dönemi yaşayan insanlara çok dokunacakmış gibi düşünüyorsunuz. Ama o dönemi bilmeyen yeni nesil izleyiciler de oyunun samimiyetini çok seviyor. Oyunun geçtiği dönemin çok daha sıcak ve samimi olduğu gerçeği var. Komşuluk var, mahallede bir çocuk kaybolduğunda herkes seferber oluyor. Biri aşk acısı çektiğinde sen de onun acısını dinlemek durumundasın. Bizim hiçbir zaman tatmadığımız samimiyeti oyun sayesinde tatmış oluyoruz” diye konuştu.
70’LER ANKARA’SI
Yönetmenliğini Serdar Biliş’in üstlendiği oyunda Demet Akbağ, Salih Bademci, Burak Dakak ve Sinem Ünsal’ın yanı sıra Sevda Baş, Nebi Tolga Yılmaz, Barkın Sarp, Ömer Güneş, Caner Alkaya, Kiraz Tosun yer alıyor. Oyun, 70’li yıllar Ankara’sında Aydınlıkevler semtinin mahalle hayatını, Amerikalıların mahalledeki varlığını sıcak ve samimi bir şekilde anlatıyor.