MS Veli SARITOPRAK
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2008 00:00
Patron Patrona bu hafta madencilik sektörünü masaya yatırıyor ve Ankara Sanayi Odası eski başkanı Sözer Özel’i konuk ediyor. Özel, son 20 yılda madencilik sektörüne gereken yatırımların yapılmadığını belirtiyor. Özel, Türkiye’nin yüzeyine dağılmış en büyük maden üretim şirketlerinin merkezlerinin Ankara’da bulunduğunu anlatıyor.
Sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?
- Ben Kıbrıs kökenliyim. Kıbrıs’taki 1963 sonu çatışmalarından sonra eğtim gördüğüm Lefkoşa İngiliz Okulu’na gitme imkanım kalmayınca Ankara’ya geldim ve eğitimimi TED Ankara Koleji ve ODTÜ’de tamamladıktan sonra Ankara’da evlendim ve Ankara’da kaldım. Madenciliğe 1972 yılına Bilfer Madencilik ve Turizm A.Ş.’de başladım. Aile işlerimiz olan Madencilik, Turizm, Tekstil, Enerji işeri dışında, beş sene Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı, altı yıl TSE Başkan Vekilliği, beş sene KTHY Yönetim Kurulu Başkanlığı, 10 sene TOBB Madencilik Meclis Başkanlığı gibi toplumuza malolmuş kurumlarda üst düzeyde hizmet verdim, şu an kendi işlermizi ailenin üçüncü nesiline devretme çabası içinde çalışmalarıma devam ediyorum.
Madenciliğe Şirket kurucumuz rahmetli Sadullah Bilgin ile 1939’da Hatay’da başladık, kısmet olursa seneye 2009’da Madencilikte 70.yılımızı kutlayacağız. Şu anda Türkiye’nin Adana, Balıkesir, Erzincan, Elazığ, Malatya, Sivas, Hatay illerinde demir, krom ve bakır mineralleri ile ilgili madencilik arama, üretim, zenginleştirme ve ihracat faaliyetlermiz devam etmektedir.
Türk Madencilik sektöründe Ankara’nın yeri neresidir?
- Ankara özelikle endüstriyel hammadeler madencilik faaliyetleri yönünden zengindir, kömür, trona, alçıtaşı gibi. Daha önemlisi, Türkiye’nin yüzeyine dağılmış en büyük maden üretim şirketlerinin merkezleri Ankara’da bulunuyor. Bu yönden Ankara’nın önemi daha da büyüktür.
Türkiye’den dünyaya maden ihraç eden önemli firmalardan birisiniz, maden üretiminde ve ihracatında hangi sıkıntılar ile karşılaşıyorsunuz?
- Son yıllarda moda olan tüketim ekonomisinin toplumumuza pompalanması, toplumumuzun rant ekonomisine endekslensi ve sıcak para ile ayakta duran bir ekonomik modelin benimsenmesi ile madencilik gibi büyük ve uzun vadeli yatırım gerektiren, yerli katkı oranları yüksek üretim sektörlerine gereken ilgi ve yatırımlar yönlendirilememiştir. Yerli katma değeri, istihdam yaratma imkanı çok büyük olan madencilik sektörüne son yirmi yılda çok az bir yatırım yapılmıştır.
Son birkaç yıl içerisinde değişen dünya konjüktürü, maden cevherlerine olan talebi patlatmış ama malesef, yapılması gerekli yatırımlar zamanında gerçekleşmediği için şu ana kadar Türkiye olarak bu doğal yeraltı kaynaklarımızdan elde etmesi gerekli olan gelirleri elde edememiştir. Bu talebe yetişmek ve zaman geçirmeden bu kaynaklarımızı değerlendirmek için sürat ile madenciliğe gerekli yatırımlarımızı yapmamız lazımdır, yani üretmeden ne gelirimizi, ne istihdamımızı nede maden ihracatımızı artırmamız mümkündür.
Şu anda, Avrupa, Rusya, Çin ve Krom ülkesi Güney Afrika’ya krom madeni ihracatımız devam ediyor, yeni yapımına başlamış olduğumuz demir-bakır zenginleştirme tesislerimizin bir yıla yakın gecikme ile tamamlanması ile bakır ve demir ihracatımız bu yılın sonunda başlayacak. Seneye Erzincan Çaltı’da kuracağımız demir zenginleştirme tesisi ile de Türkiye’nin ithal ettiği 6’000’000 mt demir cevheri 500’000 mt azalacak. Bu yatırımlarda karşılaştığımız en büyük sorun, izin merciilerimizin bilgisiz ve bilinçsiz davranışları ile yatırımlardaki izin sürelerinin uzaması ve projelerimizin tamamlanmasını yıllara varan gecikmelerle hem yatırımda, hem üretimde büyük kayıplara mal olmasıdır. Şu anda dünya standartlarında üreteceğiniz her türlü maden cevherinin sorunsuz iyi fiyatlarla dünyada ve Türkiye’de alıcısı mevcuttur. Onun için bir an önce kaliteli üretim için yatırım, bunun içinde siyasi iradenin ve bürokratlarımızın madenciliğe daha olumlu bakmalarının sağlanması gereklidir.
Türkiye’de ne tür madenler çıkıyor? Bu sektörden kaç kişi ekmek yiyor?
- Türkiye’de hertürlü maden cevheri mevcut ama dünya üretiminde söz sahibi olabileceğimiz maden cevherleri bor, krom ve feldspat. Yalnız Türkiye’de maden aramaları, bilhassa derin maden aramaları hiç yapılmamıştır halbuki Türkiye jeolojik olarak büyük bir maden potansiyeline sahiptir. Eminimki gerekli aramaların ve yatırımların yapılması ile Türkiye daha birkaç yeni maden cinsinde dünyada söz sahibi olacaktır.
Madencilik sektörü tüm üretim sektörlerinin hammade kaynağıdır onun için madencilikteki isdihtam hesaplanırken diğer ilgili sektörleri de hesaba katmak lazım gelir, böyle bir hesaplama yaparsanız sektörden ekmek yiyenler yüz binleri geçer.
Sektörün geleceği için neler söylersiniz?
- Tüm dünyada madencilik sektörü şu an en parlak yükselen bir sektör olup altın yıllarını yaşamaktadır. Tahminlere göre de bu durum en az 10 yıl devam edeceği hesaplanmaktadır, onun için bu sektörün hükümet nezninde en önemli sektör ilan edilip, yatırım yapacakların önünü açıcı tedbirlerin alınmasının sağlanması, bu kaynaklarda Ülkemizin bir an önce faydalanması gereklidir.
Türkiye’de büyük rezervlerin bulunduğu öne sürülen bor cevheri ile ilgili neler söylersiniz?
- Hiç kuşkusuz, bor mineralleri Türkiye’nin en büyük maden kaynaklarımızdan biri, yalnız önemli olan bu kaynakları zamanında ekonomiye katmak ve gelirini zamanında elde etmek. Çünkü minerallerin kullanılmasının da bir ömrü oluyor. Eğer zamanında değerlenmez ise elinizde kalır. Şu an dünyadaki diğer maden cevherlerinin değerleri yüzde 100-500 artışlar varken borda bu artışları görmemiyoruz. Tam tersine bora karşı başlatılan bir takım olumsuz yasaklama kararları, bu cevherin değerini düşürmektedir. Dilerim cıvanın başına gelenler borun başına gelmez, çünkü çok önemli bir yeraltı kaynağımızı değerlendirememiş olacağız, bunu önlemek için çok ama çok çalışmak gerekir.