Güncelleme Tarihi:
Hava kirliliğinin madencilik çalışmaları, gübre ve pestisitler, sanayi atıkları ve hidrokarbon kaynaklı olduğunun altını çizen LÖSEV’in açıklamasında özetle şunlar yer aldı: “Zararlı etkenler zehir solumamıza astım hatta kanser olmamıza sebep oluyor. Yangınlar sırasında salınan kimyasalların aylarca havada asılı kalmasıyla bölgelerdeki çocuklarda lösemi artışı gözlemleniyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye’de 2019’da 2 bin 688 orman yangını çıkarak 11 bin 332 hektarlık alan yandı. Burada salınan kimyasallar aylarca havada kaldı ve Türkiye’de de lösemi ve kanser hastalıklarının sayısı patlamış duruma gelmiş vaziyettedir.
DENETİMLER SIKLAŞTIRILMALI
Türkiye 28’i aktif, 30’dan fazlası plan aşamasında olan termik santralleri ile dünyada en yüksek sera emisyonuna sahip ilk 20 ülke arasında yer alıyor. Kömürlü termik santrallerden salınan baca gazı içinde civa gibi ağır metaller bulunurken civaya yoğun maruz kalan çocuklarda gelişim bozuklukları başta olmak üzere astım, koah, bronşit hatta solunum yolu ile ilişkili kanserler görülmektedir. Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki kanserojen yayan orman yangınlarının önüne geçmek ve çocuklarımıza zehir solutarak, toplum sağlığını bozan tüm sanayi tesislerinin ciddi ölçülebilir kontrol ve denetim şartlarının sıkılaştırılması ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması gerekir. Çünkü COVID-19 gürültülü ve yüzeyden, kanser sessiz ve derinden ilerliyor.”