Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2008 00:00
Türkiye’nin ilk Sölemili Çocuklar Anasınıfı ve Ölköğretim Okulu Milli eğitim Bakanı HüseyinÇelik’in de katıldığı bir törenle açıldı. Çelik törende "İster engelli, ister hasta, ister yatağa bağımlı olsun her çocuk eğitim nimetinden yararlandırıl-malı" dedi.
BEYSUKENT’teki Türkiye’nin ilk Lösemili Çocuklar Anasınıfı ve İlköğretim Okulu törenle açıldı. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ister engelli, ister hasta, ister yatağa bağımlı olsun her çocuğun eğitim nimetinden yararlandırılması gerektiğini belirtti.
Açılışta konuşan Çelik, binlerce okulun açılış törenlerine katıldığını, ancak hiç bu kadar heyecan ve mutluluk duymadığını söyledi. Katkılarından dolayı tüm bağışçılara ve LÖSEV’e teşekkür eden Çelik, hastasını, zayıfını, engellisini, fakir fukarasını gözetmeyen devletin sosyal devlet olamayacağını vurguladı. "Altta kalanın canı çıksın" mantığıyla hareket etmediklerini, böyle bir anlayışı ayaklarının altına aldıklarını belirten Çelik, eğitimde feda edilecek tek bir çocuk bile olmadığını belirtti. Çelik, "İster engelli, ister hasta, ister yatağa bağımlı olsun her çocuk eğitim nimetinden yararlandırılmalı" dedi.
Devlet tarafından lösemili çocuklar için tüm ihtiyaçlarının karşılandığı 48 hastane okul kurulduğunu, buralarda 4 bin 775 çocuğun eğitim gördüğünü ifade eden Çelik, buralarda eğitim alan çocuklardan bin 800’ünün lösemi hastası olduğunu kaydetti.
LÖSEV’in kurduğu okulda 150 çocuğa eğitim verildiğini, bunun önümüzdeki dönemde daha da artacağını ifade eden Milli Eğitim Bakanı Çelik, bunu çok önemsediğini dile getirdi. Okulun Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olması bir yana öğrencilerden hiç bir ücret alınmadan eğitim verilmesinin önemine işaret eden Çelik, bunun diğer hayırseverlere de örnek olmasını diledi.
Maliye duyarsız iddiası
LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ezer de yıllarca lösemili çocuklarla birlikte olduklarını ve onların sıkıntılarını yüreklerinde hissettiklerini söyledi.
Lösemili çocukların yıllarca okul sorunuyla mücadele ettiğini anlatan Ezer, bu çocukların okullara kayıt ettirilmeyişleri ve okullarda tecrit edilmelerinin acı bir gerçek olduğunu ifade etti.
"Bizi ne lösemi hastalığı ne ilaçlar yoruyor, biz en çok bürokrasiden yoruluyoruz" diyen Ezer, "Lösemili Çocuklar Kenti"nin yapımı için altı yıldır bir arsa talep ettiklerini, ancak Maliye Bakanlığı’nın kendilerine yanıt vermediğini öne sürdü.
Konuşmaların ardından, lösemili çocuklarla kurdele kesen Bakan Çelik, daha sonra okulu gezdi. Burada pasta kesen Çelik, Türk Anneler Derneği Genel Başkanı Gül Baysal’a pasta yedirdi. Baysal da Bakan Çelik’e pasta yedirerek, LÖSEV’in talep ettiği arsayla ilgili kendisinden destek istedi.
Otistik çocuklara özel spor eğitimi
ANKARA Otistik Bireyler Derneği (ANOBDER) ile Gazi Üniversitesi Doğa Sporları ve Arama Kurtarma Merkezi (GÜDAK) işbirliğiyle otistik çocuklara spor eğitimi verilecek.
Proje kapsamında 40 otistik çocuk, altı ay süreyle yeteneklerine göre futbol, basketbol ve plates eğitimi alacak. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu eğitimcilerinden oluşan gönüllü 41 eğitimci, çocuklarla birebir ilgilenecek.
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan, üniversitenin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu spor salonunda düzenlenen törenle, gönüllü öğrencilere "eğitici sertifikası" verdi. Prof. Dr. Ayhan, toplumda özel eğitime ihtiyaç duyanların sayısının oldukça fazla olduğuna dikkati çekerek, Ankara’da yaklaşık 5 bin otistik gencin yaşadığını söyledi.
Bu çocukların topluma kazandırılması gerektiğini vurgulayan Ayhan, "Gazi Üniversitesi olarak gençlerimize ve ailelerine nasıl yardım edebiliriz diye düşündük ve bu projeyi gerçekleştirdik" dedi.
Talip olan gönüllüler
Özel durumları gereği her otistik çocukla bir öğretmenin ilgilenmesi gerektiğini ifade eden Ayhan, Beden Eğitimi ve Spor Yükekokulundan 41 gönüllü öğrencinin bu işe talip olduğunu anlattı.
Ayhan, gönüllü öğrencilere eğitim verdiklerini kaydederek, "Amacımız sivil inisiyatife, eğitim öğretim kurumlarına öncülük ederek onları bu alanda çalışmaya teşvik etmek" diye konuştu.
ANOBDER Başkanı Cengizhan Soneren de otistik çocukların yakın çevreleriyle çok iyi ilişkiler kursalar da sosyal alanlara girdiklerinde zorlandıklarını söyledi.
Soneren, projeyi bu çocukları sosyal hayata katmak amacıyla başlattıklarını belirterek, "Çocuklarımız eğitici ağabey ve ablalarını örnek alıyorlar.