Güncelleme Tarihi:
LÖSEV Hastanesi (LÖSANTE) 2 yıllık tedavi sürecinin ardından yeniden sağlığına kavuşan 10 yaşındaki Sude Turgut, tedavi sürecinde yaşadıklarını Ankara Hürriye’e anlattı. Okulda oyun oynadığı sırada kendisini bir anda hastanede bulduğunu dile getiren minik Turgut, “Ne olduğunu anlamadan hastanede teşhis konuldu ve kendimi serumların arasında buldum. LÖSEV’e gelene kadar hastalıktan çok korktum ancak, LÖSANTE’ye yattıktan sonra bir oyunun içinde gibiydim. Tedavim bitene kadar adım adım izlediler, hala da yanımda olduklarını biliyorum” diye konuştu.
HAYALLERİM GERÇEK OLDU
Hayatı boyunca en büyük hayali olan Disneyland’ı ve Eyfel Kulesi’ni LÖSEV’in doğum günü sürpriziyle görme şansını yakaladığını belirten Sude, “Hayallerimi gerçekleştiren herkese çok teşekkür ediyorum. Özellikle hastalık sürecinde bizi çok iyi ağırlayan hemşire ablalarıma ve doktor amcaları asla unutmayacağım. Artık ben de bir LÖSEV gönüllüsü olarak çalışacağım” diye konuştu. Anne Hatice Turgut da, acı tatlı anılarla arkada bıraktıkları tedavi sürecini şöyle anlattı:
ADINI BİLE DUYMAMIŞTIK
Kızım 2012 yılı Şubat ayında oyunda okuldan geldiği bir gün ateşlendi. Hemen hastanenin yolunu tuttuk. Bize sorunun psikolojik olduğunu söyleyerek eve dönmemizi istediler. Ateş düşmeyince tekrar başka bir devlet hastanesine giderek, durumu anlattık. Uzun süren tetkiklerin ardından kızımın daha önce adını bile duymadığımız hastalığa yakaladığını öğrendik. O an hayatımda en çok korktuğum ve çaresiz hissettiğim andır.
ALDIĞIM EN DOĞRU KARARMIŞ
Hastanede tedavi süreci başladığında bazı durumların yanlış olduğu hissine kapıldım. Ortamın steril olmaması ve doktorların umutsuz konuşmaları nedeniyle arayışa girdim. Sude’nin okul servisinin şoförü bana LÖSEV’den bahsetti. Bir süre araştırdıktan, başvurumuzu yaptık ve LÖSANTE’ye kabul edildik. Başta biraz tedirgin olsam da hayatımda aldığım en doğru kararın olduğunu süreç boyunca yaşadıklarımdan anladım.
ÇOK ŞEY BORÇLUYUM
Hastanenin o bilindik hastaneler gibi olmaması Sude’yi de rahatlattı. Sürekli olarak ilgilenen hemşireler, kan alma gibi rutin bir işlemi bile korkutmadan binbir türlü dil dökerek aldı. Normal şartlarda sağlayamayacağımız bütün imkanları sağlarken sürekli olarak moralimizi yüksek tuttular. Süreç bittiğinde ise bizi yalnız bırakmadılar. Kızım hala eğitimini LÖSEV’in okulunda sürdürüyor. Ben de çok şey borçlu olduğum bu kuruma karşı elimden gelen her şeyi yapıyorum.”