MS Veli SARITOPRAK
Oluşturulma Tarihi: Eylül 22, 2008 00:00
Patron Patron’a bu hafta Türkiye’nin en büyük lastik fabrikalarından PETLAS’ı satın alan Abdulkadir Özcan A.Ş. firmasının sahipleri Mustafa Özcan ve kardeşi Sabri Özcan’ı konuk etti. Ankara’nın sayılı işadamlarından Mustafa Özcan lastik, lastik sektörü ve Petlas ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Sizi ve yönetim kurulu başkanlığını yaptığınız Abdulkadir Özcan A.Ş. firmasını tanıyabilir miyiz?- Abdulkadir Özcan A.Ş kurulduğu ilk yıllarda lastiğin hurdasını satarak işe başlamıştır. Aynı yıllarda hızla artan araç sayısı ile beraber lastiğe olan gereksinim de artmaya başlamıştır. 1970 yılında artan gereksinim doğrultusunda yeni lastik satışına başlanmıştır ve bu dönemde 1971 yıllarında
Koç’un ürettiği Unireal bayiliği alınmıştır. Artan talebi karşılamak amacıyla aynı dönemde 1975 yılında Lassa bayiliği de alınmıştır. Satış hacminin artması bir süre sonra şubeleşme gereksinimini ortaya çıkarmış ve 1986 yıllarında artık şubeleşme başlamıştır ve ilk şube Mersin’de kurulmuştur. Bugün firmamızın Türkiye genelinde dokuz şubesi; 2 bin bayisi ve 3 bin satış noktası bulunmaktadır.
2005 yılında 2 milyon metrekare açık alanda, 160 bin metrekare kapalı alana sahip Kırşehir’de kurulu Türkiye’nin tek lastik fabrikası Petlas satın alınmıştır. Lastik işi bizde aileden gelir ve çocukluğumuzdan beri aile olarak bu işi mutfağını bilerek ilerledik sektörü bu nedenle çok doğru noktalarda tanıyor ve biliyoruz.
Petlas’ı aldıktan sonra yeni harcamalarınız oldu mu?- Petlas’ın alınmasıyla yurtdışı üretim ve işgücü kapasitesini artırmak ve Petlas’ı dünya ölçeğinde bir marka yapabilmek için yoğun çalışmalara başladık. Fabrika kapalı alanı 200 bin metrekare alana genişletilerek üretim sahası yenilendi. 650 kişi olan çalışan sayımızı bin kişiye çıkararak istihdamı artırdık. Üretimde kaliteyi korumak; daha üst seviyelere taşımak ve dünya standartlarında bir marka olabilme yolunda, iki yıl içinde dünyanın son teknolojilerine sahip makinelerini alarak 35 milyon Euro’luk radyal binek otomobil yatırımı yaptık ve bu yatırımlarımıza hızla devam ediyoruz.
Yabancı ortağı olmadan tamamen Türk mühendislerinden kurulu kadromuz; ve Ar-Ge departmanımız ile kendi teknolojilerimizi kullanarak Petlas’ı dünya ölçeğinde bir firma yapabilmeyi hedefliyoruz.
Fabrikayı devraldığımız günden bu yana; Ar-Ge çalışmalarımız doğrultusunda; üretim sürecimizi yeniden gözden geçirip; kalite standartlarına uygun, son teknolojileri kullanarak ürünlerimizin pazarda yer almasını sağlıyoruz. Türkiye’de F16 uçaklarına lastik üreten ilk ve tek firması Petlas olarak günümüzde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve Türk Hava Kuvvetleri’nin tüm lastik ihtiyacını karşılıyoruz.
2005 yılında yüzde 30’larda olan üretim kapasitemiz şimdilerde yüzde 85-90’lara ulaşarak devamlı artmaktadır. Dünyanın 65’den fazla ülkesine ihracat yapan firmamız iki yılda ciro payını yüzde 100, ihracat payını ise yüzde 250 oranında gerçekleştirerek hedeflerini yakalamıştır.
Türkiye’de lastik sektörünün sıkıntıları nelerdir?- Aslına bakarsak sektörün şu anda iki önemli sıkıntısı vardır. Birincisi üretim sıkıntısı, ikincisi kalifiye ve ara eleman bulamama sıkıntısıdır. Üretim sıkıntısının başında ülkemizdeki enerji maliyetlerinin yüksek oluşu gelir. Üretimin ana esası olan enerji maliyetlerindeki yüksek oran biz sanayicileri ciddi sıkıntılara sokmakta verimimizi etkilemektedir.
Her şeyden önce lastik sektörü ağır bir sanayidir ve üretim koşulları ağır prosesleri içerir. Bu da normal sanayiye göre işçilik maliyetlerini iki kat artırır. İşçilik maliyetlerinin fazla olması kalifiye eleman bulmada yaşanan sıkıntılar üretimi etkiler ki günümüzde rakipler ülkemizdeki yatırımlarını uzak doğu ülkelerini kaydırma eğilimleri içindedir. Yani kalifiye eleman bulamama sıkıntısı üretimde de önemli sıkıntılara yol açmaktadır. İlgili okulundan mezun olsa bile konusunda uzman kişileri istihdam etmede büyük zorluklar yaşadığımız bir gerçektir.
Türkiye’de lastik kapasitesi 20 milyonu geçmiştir. İç pazarda ise yaklaşık 12 milyon lastik tüketilmektedir. Bunun 8 milyon adedi yerli üretim, 4 milyon adedi ithal ürünlerdir. Ülkemizde 12 milyon adet lastiğin ihracatı gerçekleştirilmektedir. Bu da ülke ekonomisine sağladığı girdiler açısından önemli bir katmadeğer oluşturmaktadır.
Araba ne olursa olsun lastik önemliAraç sahipleri lastik alırken nelere dikkat etmelidir?- Otomobil sahibi olsun veya olmasın "Otomobiller için en önemli organ hangisidir" sorusuna, hemen hemen herkes "lastik" cevabını verir. Çünkü, altınızda milyon dolarlık bir otomobil olsa da, karlı-buzlu ve çok az eğimi olan yolda kış lastiği olmadan ilerleyemezsiniz. Türk tüketicisi de bu bilinçte. Son yıllarda kışın kış lastiği, yazın yaz şartlarına uygun lastik kullananlar arttı.
Bu bağlamda tüketici öncelikle otomobiline yaz döneminde yaz lastiği, kış döneminde kış lastiği almalıdır. Lastiği alırken yol şartlarını iyi hesaplamalı, lastiği nerede hangi şartlarda kullanacağının bilincinde olabilmelidir. Lastiğin havasını ve diş derinliğini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler ve araçlarına lastik seçerken yetkili lastik satıcılarına danışarak karar vermelidirler.
Kendini devamlı yenileyen sektörTürkiye’de lastik sektörü hakkında neler söylersiniz?- Lastik sektörü kendini devamlı yenileyen artıran bir sektördür. Bu dünyanın her yerinde de böyledir. Türkiye’de ise sektörün ivmesini daha hızlı düşünmek mümkündür. Bunda da en büyük etken ülkemizde araç sayısının diğer ülkelere göre daha hızlı artıyor olmasıdır. Araç sayısı arttıkça bu pazarda devamlı büyümektedir. Pazarı besleyen üç kol vardır birincisi iç pazar, ikincisi orijinal ekipman pazarı üçüncüsü ise de ihracattır.
Sektörün istihdam oranları da son yıllarda değişiklik göstermektedir. Lastik üreticileri, işçilik maliyetlerindeki artış yüzünden yol ayrımındadır çünkü ’ucuz işçilik’ avantajıyla Türkiye’ye rakip çıkan Doğu Avrupa ülkeleri, otomotivden sonra lastik üreticileri için de çekici hale gelmeye başlamıştır. Türkiye’de giderek artan işçilik maliyetleri nedeniyle lastik üreticileri uzun vadede işçiliğin daha ucuz olduğu ülkelerde üretim yapma eğilimindedirler. Fakat biz Petlas olarak istihdamı kendi ülkemizde yaratıyor ve bunu zorluyoruz.
Bugün otomobil pazarı rakamlarına baktığımızda Haziran ayı itibarıyla Türkiye’de taşıt sayısı 13 milyon 436 bin adettir. Bunun yüzde 49u otomobil, yüzde 15.6’sı motosiklet, yüzde 14.8’i kamyonet, yüzde 10’u traktör, yüzde 5.5’i kamyon, yüzde 2.8’i minibüs, yüzde 1,4 ’ü . Bu rakamlardan da görüldüğü gibi ülkemizde lastik sektörünün önemli bir pazar payı bulunmaktadır.