Kurtulmuş'tan Kılıçdaroğlu'nun provokasyon uyarısına yanıt: Fikri ve siyasi zemini hazırlama sorumluluğu CHP'dedir

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Temmuz 03, 2017 16:48

Kurtulmuş'tan Kılıçdaroğlu'nun provokasyon uyarısına yanıt: Fikri ve siyasi zemini hazırlama sorumluluğu CHP'dedir

Haberin Devamı

Bahar DEMİREL / ANKARA, (DHA) - BAŞBAKAN Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Adalet Yürüyüşü'ne yönelik provokasyon uyarısıyla ilgili "İstanbul'a yaklaştıkça birtakım terör örgütlerinin provoke etmesine müsait bir zemin oluşturmasınlar. Bizim hükümet olarak görevimiz, herhangi bir provokasyona zemin hazırlanmamasıdır; ama fikri ve siyasi zemini hazırlama sorumluluğu CHP'dedir. Terör örgütlerinin yer bulmamasını sağlamak CHP'nin boynunun borcudur. Bu kortejin içine FETÖ'nün kriptolarının sızmasını sağlamamak CHP'nin vazifesidir" dedi. 
Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. AK Parti Diyarbakır Lice İlçe Başkan Yardımcısı Orhan Mercan ve Van Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Ahi'nin PKK'lı teröristler tarafından öldürülmesiyle ilgili Kurtulmuş, "Bu saldırıların farklı mahiyetteki insanlara karşı yapılmış olması, bir kere daha gösteriyor ki terör örgütünün amacı, Türkiye'deki siyasi ortamı, barış ve huzur ortamını ortadan kaldırmak ve Türkiye'nin istiklalini ve istikbalini tehdit altında tutmaktır. Ayrıca yol çalışmaları sırasında şehit edilen işçilere karşı yapılmış olan tavır da çok net bir şekilde gösteriyor ki terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun imarına; oralarda yol, baraj, okul yapılmasına karşı olduklarına yani bölge insanının insanlık onuruyla yaşayabilecekleri bir ortamın hazırlanmasına karşı olduklarını ortaya koymuşlardır. Bu; bölge insanının, insanlık onuruna karşı yapılmış doğrudan doğruya bir saldırıdır" diye konuştu. 

"TERÖR ÖRGÜTLERİ DİZ ÇÖKECEK"
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, şöyle devam etti: "Ayrıca bu saldırıların şöylesine tehdit eden başka bir yanı daha var. Türkiye'nin her yerinde, herkes siyaseti meşru zeminlerde yapsın. Maalesef terör örgütleri, başından itibaren özellikle bölücü terör örgütü Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da halkımızı baskı altına alarak terörle korkuyla şantajla silahla oy almanın ve siyaseti şekillendirmenin peşinde olmuştur. İki ilçe başkan yardımcısı arkadaşımıza karşı yapılan bu hain saldırı da hiç kuşkusuz meşru siyasetin zeminini daraltmak hatta yok etmek amacıyla yapılmış bir saldırıdır. Biz son günlerde yaşadığımız bu saldırıların hepsini sadece belli şahıslara yapılan bir saldırı olarak değil, bölgede insan onuruna, Türkiye'nin istiklal ve istikbaline ve siyasetin zemininin yok edilmesine, meşru siyasete karşı yapılmış açık bir saldırı olarak görüyoruz. Bu saldırıyı gerçekleştirenleri, arkasındaki güçleri, terör örgütlerine şu ya da bu şekilde destek verenleri açıkça lanetliyor, kınıyor ve onların da bu suçun ortağı olduğunun altını çizmek istiyoruz. Terör örgütleri kime saldırırsa saldırsın bu ülkede kazanan asla terör örgütleri olmayacak. Kazanan milletimiz olacaktır. 'Türkiye'ye diz çöktüreceğiz' zannedebilirler. Asla Türkiye diz çökmeyecek. Terör örgütleri isimleriyle amaçları ne olursa olsun arkasındaki destekleri kim olursa olsun diz çökecek ve Türkiye'den tasfiye edilecektir"

"ALMANYA'DAKİ BAZI SİYASETÇİLER TARAFINDAN ÜRETİLEN GERİLİMLERDİR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyareti üzerinden Türkiye ve Almanya arasında ortaya çıkan gerilime ilişkin açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, şunları söyledi: 
"Almanya ile referandum kampanyası sırasında yaşadığımız gerilimler, esas itibariyle Almanya'daki siyasi takvim ve siyasi tansiyonla ilgilidir. Maalesef bazı Alman siyasetçiler, kendi iç politikalarının amacı olarak Türkiye karşıtlığını ve özellikle Erdoğan karşıtlığını kullanmaktadırlar. Dolayısıyla Almanya ile Türkiye arasında son dönemlerde yaşadığımız gerilimlerin hemen hiçbirisi Türkiye tarafından üretilmemiştir. Bunlar, üretilen gerilimlerdir ve Almanya tarafından, Almanya'daki bazı siyasetçiler tarafından üretilen gerilimlerdir. Buna bizim yapacak bir şeyimiz yok. Kendi iç siyasetleri başka bir şey. İç siyasetleri uğruna Türkiye-Almanya ilişkilerini bir şekilde kötü duruma düşürmek de hiçbir akıllı siyasetçinin yapacağı iş değildir. Sayın Cumhurbaşkanı'mız kendi programını yapar. G20 Zirvesi'nde de görüşmelerini yapar. Oradaki Türk vatandaşlarıyla da buluşur. Alman siyasetçilerle de en üst düzeyde görüşmelerini yapar. Dolayısıyla biz kendi programımızla ilgiliyiz. Alman siyasetçiler ne söylerse söylesin, bizim programımızı etkileyecek bir şey söylemiş olmazlar. Türkiye ve Almanya ilişkileri birkaç kişinin kendi kafasından söyleyeceği sözler çerçevesinde zehirlenecek ilişkiler değildir"

"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN PROVOKE ETMESİNE MÜSAİT ZEMİN OLUŞTURMASINLAR"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun 'Adalet Yürüyüşü'ne yönelik provokasyon uyarısını da değerlendiren Kurtulmuş, "CHP'nin yürüyüşü tam da 15 Temmuz öncesine gelmiştir. Diyelim ki tesadüf. Gönlümüz arzu ederdi ki CHP, bu yürüyüşü Anadolu topraklarının tarih boyunca gördüğü en büyük ihanet olan FETÖ'nün darbe teşebbüsüne karşı yapmış olsaydı. 15 Temmuz'da yine milyonlarca insanla beraber FETÖ'ye, PKK'ya, DEAŞ'a, darbelere karşı hep beraber yürüyebilseydik. Bu anlamda CHP, maalesef zamanlamada da bir yanlışlık içerisinde oldu. Tam da 15 Temmuz öncesinde böyle bir yürüyüşün gündeme getirilmesi manidardır. Zaten konsepti itibariyle İstanbul'a yaklaştıkça birtakım terör örgütlerinin provoke etmesine müsait bir zemin oluşturmasınlar. Buna dikkat etsinler. CHP'nin bayrağının altına girerek, bazı radikal ve marjinal unsurların orada kendi siyasetlerini gerçekleştirmesine asla zemin hazırlamasınlar. Gönlümüz arzu eder ki CHP'nin bu yürüyüşü vesilesiyle FETÖ'nün bir senedir üretmeye çalıştığı ama eline yüzüne bulaştırdığı birtakım darbe sever görüşler de zemin bulmasın" diye konuştu. 

"KORTEJİN İÇİNE FETÖ'NÜN KRİPTOLARININ SIZMASINI SAĞLAMAMAK CHP'NİN VAZİFESİ"
'Adalet Yürüyüşü'nün zamanlamasına dikkat çeken Kurtulmuş, şunları söyledi: "Gönlümüz arzu ederdi ki bu yürüyüş, FETÖ'ye karşı olan bir yürüyüş olsaydı. Ne yazık ki zamanlaması itibariyle birtakım terör örgütlerinin sahip çıkmasına müsait zemin oluşturması dolayısıyla dikkatle izlenmesi gereken bir yürüyüştür. CHP'li yöneticilerin özellikle hassas davranmalarını istirham ediyoruz. Uyanık olmalarını istirham ediyoruz. Bu zemini hazırlamasınlar. Biz devlet olarak Türkiye'nin güvenlikle ilgili birimleri olarak başından itibaren yürüyüşte herhangi bir provokasyon olmaması için gayret sarf ediyoruz. CHP'liler de bu gayreti sarf etsin. Bizim hükümet olarak görevimiz herhangi bir provokasyona zemin hazırlanmamasıdır. Ama fikri ve siyasi zemini hazırlama sorumluluğu CHP'dedir. Onu biz yapamayız. Terör örgütlerinin yer bulmamasını sağlamak CHP'nin boynunun borcudur. Bu kortejin içine FETÖ'nün kriptolarının sızmasını sağlamamak CHP'nin vazifesidir" 

"GEREKLİ CEVABI ANINDA, MİSLİYLE VERİRİZ"
Suriye sınırında yeni bir operasyonun gündemde olup olmadığı sorulan Kurtulmuş, "Türkiye, burnunun dibinde olan olaylara seyirci kalmaz. Türkiye, sınırımızın ötesinde cereyan eden ve Türkiye için güvenlik tehdidi oluşturan her hareketi yakından izler. Dolayısıyla sınırlarımızın öte tarafında ister Kobani'de ister Afrin'de ister Cizre'de ister başka tarafta Türkiye'ye karşı yönelmesi muhtemel olan hangi terör hadisesi varsa bunu yakinen takip ederiz. Türkiye'ye karşı hasmane tutum içerisinde bulunanlara karşı da gerekli cevabı anında misliyle veririz. Bu Türkiye'nin ulusal egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün sağlanmasının gereğidir. Kimse Türkiye'ye karşı bir 'oldu bitti' içerisinde olacağını zannetmesin. Sınırın öte tarafından Türkiye'ye karşı gelecek düşmanca her tavır, karşısında Türkiye'nin cevabını bulur" diye yanıt verdi. 

"DEMOKRASİ NÖBETLERİ TUTACAĞIZ"
15 Temmuz anmaları hakkında da bilgi veren Kurtulmuş, "11-16 Temmuz haftasında Cumhurbaşkanlığımızın kontrolünde etkinlikler düzenlenecek. İllerde valilikler, belediyeler; yurt dışında yurt dışı temsilciliklerimiz, bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte hem 15 Temmuz'u hatırlatan hem 15 Temmuz'daki birlik ve dayanışma ruhunu hatırlatan konsept içerisinde anma toplantıları olacak. Meydanlarda demokrasi nöbetlerini tekrarlayacağız. Yeniden 10 binlerce, milyonlarca insan bütün ruhumuzla ve bedenlerimizle sokaklarda olacağız. Demokrasi nöbetleri tutacağız. Bu, 1 hafta sürecek bir programdır. İstanbul ve Ankara'da demokrasi anıtları açılacak. TBMM 15 Temmuz'la ilgili özel bir toplantı düzenleyecek. Birtakım ülkelerde kamu diplomasisi çerçevesinde faaliyetlerimiz olacak" dedi. 

"HASSASİYETLERİMİZ RUSYA'YLA PAYLAŞILDI"
Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşme üzerinden Rusya'nın Afrin'deki askerlerini çekeceği yönünde Türkiye'yle bir bilgi paylaşıp paylaşmadığı sorulan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin Suriye sınırında kalan bölgelerin hepsiyle ilgili süreç dikkatli şekilde takip ediliyor. Bu yerlerden biri Afrin'dir. Afrin'de terör örgütünün varlığı ve oradan Türkiye'ye gelecek olan her türlü tehdidi olarak karşılandığını Rus karşıtlarımız biliyor. Rus tarafıyla da Amerikan tarafıyla da Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetleri konuşuluyor. Özellikle Afrin bölgesiyle ilgili, orada Rusların bir varlığı söz konusu olduğu için, bu hassasiyetlerimiz tekrar kendileriyle paylaşılmıştır. Ruslar da bizim hassasiyetimize saygı duyduklarını ifade eden olumlu görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Afrin'le ilgili olarak Türkiye'nin hassasiyetlerini, bunun siyaseten ve askeri varlık olarak ne anlama geldiğini Rus tarafının gayet iyi anladığını görüyoruz. Burada yapılan görüşmeler de olumlu cereyan etmiştir. Ümit ederim ki Türkiye'nin hassasiyetlerini Rusların görmesi bakımından da bu görüşmeler faydalı olur"

"YAPAY, ÜRETİLMİŞ, SUNİ BİR KRİZ"
Katar krizi ve Türk askerinin bölgedeki varlığına ilişkin de açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, "Türkiye'nin Katar'daki varlığı iki tarafın anlaşması gereği meşrudur. Türkiye'nin oradaki varlığı bölgenin de güvenliğiyle ilgili bir meseledir. Türkiye, Katar'daki üssünü bölgedeki diğer ülkelere karşı bir eylem olarak ortaya koymuyor. Türkiye'nin oradaki askeri varlığı devam edecektir. Türkiye'nin askeri varlığını Suudi Arabistan ve Katar arasındaki siyasi krizle ilişkilendirmek son derece yanlış sonuçlar doğurur. Birisi devam eden bir sürecin parçası diğeriyse bir krizdir. Bu kriz de çok derin kökleri olan çözülmez bir kriz değildir. Yapay, üretilmiş, suni bir krizdir. Katar'dan istenen 13 maddelik teklif de hiçbir bağımsız devletin kabul edeceği teklifler değildir. Türkiye bütün gücüyle krizin bir an evvel çözülmesi için gayret sarf ediyor" diye konuştu. 

"SABOTAJ OLDUĞUNA DAİR BİR BİLGİ ELİMİZDE YOK"
Son günlerde yaşanan orman yangınlarında bir sabotaj ihtimalinin olup olmadığı da sorulan Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "Orman yangınlarıyla ilgili herhangi bir değerlendirme şu anda elimizde yok. Bir rapor yok; ama Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü bu konuda son derece profesyonelleşmiş bir kadroya sahip. Her bir yangınla ilgili Orman Bakanlığı'nın raporları var. Bunlar gerektiği zaman sonuçları ilan edilir. Sabotaj olduğuna dair herhangi bir bilgi şu anda elimizde yok" dedi. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!