Künyenin ucundaki ölümü sigara izmariti aydınlattı

Güncelleme Tarihi:

Künyenin ucundaki ölümü sigara izmariti aydınlattı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2007 00:00

Ankara’da serin bir sonbahar akşamı yaşanıyordu. Polis karakolundan içeriye giren bir kişi, öğle saatlerinde araba ile evden ayrılan ve o saate kadar dönmeyen 19 yaşlarındaki oğluyla ilgili endişelendiklerini belirterek polisten yardım istedi.

Polis memurları, endişeli babadan çocuğun eşgalini alırken, merkezin telsizle tüm birimlere geçtiği bir anons karakolun içinde yankılandı. Telsizdeki ses, kısa bir süre önce morga kaldırılan bir erkek cesedini haber veriyordu. Ceset verilen eşgale tıpatıp uyuyordu ve Dikmen’de bulunmuştu.

Aynı dakikalarda polis ekipleri devriye sırasında, Etimesgut’ta terkedilmiş bir araba buldular. Aracın, Dikmen’deki cesetle bağlantısı kurulduktan sonra olay yeri inceleme ekipleri araç üzerinde detaylı bir araştırmaya girdiler.

Parmak ve ayak izi, kıl, vücut sıvısı, herhangi bir nesne bulmak için araç didik didik edildi.

İnceleme sırasında uzmanların dikkatini sigara küllüğündeki dört sigara izmariti çekti. Eldeki tek delil olan bu izmaritler Kriminal Polis laboratuvarlarında incelemeye alındı.

MUTLU BİR AİLESİ VARDI

Cinayete kurban giden Selim çevresinde arkadaşları tarafından sevilen, yardımsever ve dost canlısı bir gençti. Baba işçi, annesi ev hanımıydı. Her ne kadar yaşamında bazı sorunlarla karşılaşsa da, genelde mutlu ve sakin bir aile yapısına sahipti. Liseden mezun olduktan sonra istediği üniversiteye giremeyen Selim, tekrar sınavlara hazırlanıyordu.

Polis ekipleri kriminal incelemenin yanısıra bir yandan da cinayetin nedenini çözmek için Selim’in arkadaşları ve yakın çevresinin ifadelerine başvuruyorlardı.

CİNAYETİ AYDINLATAN SİGARA İZMARİTİ

Kriminal Polis laboratuvarındaki uzmanlar, izmaritler üzerinde genetik inceleme yapmaya başladılar. Bunlardan biri yabancı maddelere bulaşmadığı (kontamine olmadığı) için genetik tüm çalışmalara cevap verdi. Sıra bu sigarayı içeni bulmaya gelmişti.

Selim’in tüm yakın çevresinden tükürük örnekleri alındı. Gelen örneklerle, sigara izmaritindeki tükürük örneği Biyoloji bölümünün deneyimli uzmanlarınca DNA uygulamasına alındı ve tek tek karşılaştırıldı. Sigara izmaritindeki DNA ile uyumu, son tükürük örneği gösterdi. Polis, uyum gösteren sonuca şaşırmıştı.

AKIL ÇELEN KÜNYE

Hasan, Selim’in hem okuldan hem de mahalleden arkadaşıydı. Aileleri de birbirlerini tanıyor, zaman zaman da olsa karşılıklı ziyaretler ve sohbetler yapıyorlardı. Hasan da tıpkı Selim gibi ilk üniversite denemesinde başarısız olmuş, ama tek farkla sınavlara yeniden hazırlanmak yerine, bulduğu bir işte çalışmaya başlamıştı.

Alkol alışkanlığı olan babasının sürekli bir işi yoktu ve evde şiddet uyguluyordu. Hasan kazandığı parayı babasına teslim etmek zorunda olduğu için çok istemesine rağmen iki kardeşine ve annesine hediye alamıyordu.

Kriminal ekibin izmaritte yakaladığı sonuç Selim’in en yakın arkadaşı Hasan’ı işaret ediyordu.

Kriminal araştırmanın bu sonucu üzerine, polis ekipleri o akşam Hasan’ın evine gittiler. Ancak Hasan, "üzüntüden" Ankara dışındaki bir akrabalarının yanına gitmişti. Cenaze sırasında da Hasan, mahallede kendini yerden yere atıyor, arkadaşı Selim’e kimin ve nasıl kıydığına isyan ediyordu.

Bahsedilen ildeki polis ekiplerine haber verildi. Polisler, "tekrar ifadesine başvurulacağı gerekçesiyle" Ankara’ya götüreceklerini söyleyerek Hasan’ı arabaya bindirdiler.

Durumu anlayan Hasan, yolda suçunu itiraf etti.

HAFTASONU GEZMESİ

Arkadaş cinayetinin geçmişi, Selim’in, Hasan ile buluştuğu bir güne kadar gidiyordu. Bu buluşmaya Hasan’ın işyerinden arkadaşı Hüsnü de katılmıştı. Yıllar önce Ankara’ya göç eden ailenin beş çocuğundan birisiydi Hüsnü. Aile yapısı da Hasan’ınki gibiydi.

Üçünün buluştu gün, Selim, liseyi başarı ile bitirmesi nedeniyle teyzesinin kendisine hediye ettiği künyeyi sevinçle arkadaşlarına gösterdi. Bir dahaki hafta sonu babasının arabası ile gezmek üzere sözleştiler.

Polis arabasında Hasan, cinayeti Hüsnü ile birlikte işlediklerini anlattı. O ana kadar ortalarda bulunmayan, çevrede tanınmadığı için rahat olan Hüsnü de o gece polis ekiplerince evinden alındı.

Hasan’ın anlatımları, kriminal polisin araştırmalarının sonuçlarını doğruluyordu.

Üç arkadaşın ilk buluşmasının ardından Selim’in bileğindeki "künye" gözlerinin önünden gitmiyordu. Hüsnü bir öğle yemeği sırasında Hasan’a o künyeye her ikisinin de ihtiyacı olduğu fikrini aşılamaya başladı. Hasan’a ne pahasına olursa olsun bunu yapacağını ve konuştuklarının kesinlikle aralarında kalması gerektiğini söyledi.

O hafta sonu, Selim, Hasan ve Hüsnü ile buluştu. Vakit öğleden sonrayı geçmiş, akşam saatlerine doğru ilerliyordu. Etimesgut taraflarına gelindiğinde, Hüsnü havanın güzel olduğunu, sessiz ve sakin yerlerde yürüyerek kafasını dinlemek istediğini söyledi.

ÖLÜMÜ GETİREN KALDIRIM TAŞI

Üçü birlikte yürümeye başladıktan bir süre sonra Hüsnü, Hasan’a biraz geride kalmaları işaretini verdi. Hüsnü aniden, cebinden çıkardığı çamaşır ipini rahat ve sakin bir şekilde yürümeye devam eden Selim’in boynuna dolayarak sıkmaya başladı. Boğuşma sırasında, Hüsnü yerdeki kaldırım parçasıyla Selim’in kafasına vurması için Hasan’a bağırdı. Ne yapacağını şaşıran Hasan, panik içinde tıpkı bir robot gibi talimatı yerine getirdi ve kaldırım parçasını olanca kuvvetiyle Selim’in kafasına defalarca vurdu.

Hasan ve Hüsnü, Selim’in cesedini yakındaki bir araziye terk etmeden önce, kolundaki künyeyi ve arabanın anahtarlarını alarak Dikmen’de arabayı terk ettiler. Arabadan teybi almayı da ihmal etmediler.

İfadeler doğrultusunda, Selim’in boğulmasında kullanılan çamaşır ipinin, laboratuvarda yapılan "lif" incelemesi doğrultusunda, Hüsnü’nün evindeki çamaşır ipinden kesilerek alındığı da ortaya çıktı.

Bu arada, Selim’in arabasından alınan araba oto teybi de Hüsnü’nün evinin çatı aralığında bulundu. Ekipler cinayete neden olan künyeyi de satılan kuyumcudan geri aldılar.

Bir künye ihtirasıyla başlayan hazin öykü, kriminal polisin çalışmasıyla noktalandı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!