Hande BAŞPINAR
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2009 00:00
Psikolojik bir kriz ortamı olduğunu ifade eden Aloha Group Yönetim Kurulu Başkanı Metin Güngör, "Yaşadığımız krizin yüzde 70’i psikolojik. Bütün krizlerden sonra Türkiye’nin yaşadığı bir gerçek var. Herkes gayrimenkule koşacak" dedi.
TÜRKİYE’nin krizden psikolojik olarak etkilendiğini söyleyen Aloha Group Yönetim Kurulu Başkanı Metin Güngör, "İnsanlar, yaratılmış olan bu rüzgarın etkisiyle para harcamaktan kaçınıyorlar. Ancak bütün krizlerden sonra Türkiye’nin yaşadığı bir gerçek var. Herkes gayrimenkule koşacak. Konut her zaman prim yapan bir yatırım aracı. Şimdi satın alma zamanı" dedi.
Gayrimenkul fiyatlarının düştüğünü ve şu dönemde gayrimenkul alanın kazanacağını ifade eden Güngör, Aloha Evleri projesini Ankara Hürriyet’e anlattı.
"İçinde bulunduğumuz psikolojik bir kriz var. Şimdi dünyada bir kriz var ama ilk defa Türkiye’de olmayan, dışarda olan bir krizi yaşıyoruz. Çevremizde dolaşan kriz rüzgarları tabi ki bizi de etkiliyor. Ticaretimiz Avrupa’ya bağlı. Dolayısıyla ticaretimiz etkilenmeyecek demek mümkün değil. Sıradan şeyler yapmak, Türkiye’de şu ana kadar yapılmış projelerden üretmek istemedik. Bütün projeler lüks konut diye satılıyor. Lüks kavramının ne olduğunu ortaya koymak lazım. Etrafımızda yüzlerce sözde lüks konut var. Biz sadece lüks konut yapmıyoruz. İnsan yaşamını gerçek anlamda çok özel hale getiren bir yaşam projesi geliştiriyoruz. Krizin olumsuz etkilerinin çok yoğun yaşandığı bir dönemdeyiz. Birçok inşaat firması inşaatlarını durdurmuş vaziyette. Bunların içinde küçük firmalar kadar büyük firmalar da var. Bu krizde hız kesmeden inşaatını aynen ve hatta daha da kaliteli bir şekilde devam ettiren kaç firma var diye bakarsanız çok fazla seçenek olmadığını görürsünüz. Bence, kriz zamanında insanların konut alması kar etmeleri açısından çok önemli.
Yaşam projesi
Aloha Evleri, sadece bir konut projesi değil. Bir yaşam projesi. Burada asansörde kuyruk, otoparkta
trafik olan beton yığınları arasında binlerce konut yok. Doğa içerisinde bulunan ve insan yaşamına değer veren projemizde sadece 66 konut var. Arazimiz 17 bin 735 metrekare ve buraya yapılabilecek konut sayısı 132 idi. Biz bu sayıyı 66’ya indirdik. Amacımız ise insan yoğunluğunu azaltarak doğal alana daha fazla yer ayırmaktı. Üç katlı 20 bina yapmak yerine, 10 katlı üç bina yapmayı tercih ettik. Eğer imar planı değişmemiş olsaydı bu 10 katlı binalar yerine arazimiz 3 katlı binalarla dolacaktı. Oysa şimdi hem insan yoğunluğu düştü hem de yeşil alan fazlalaştı. Böylesine doğayla bütünleşmiş bir projeyi şehrin tam göbeğinde diyebileceğimiz bir yerde görebilmek imkansız. Mutlaka şehrin dışına çıkmanız gerekiyor. Hedef kitlemiz zengin insanlar değil. Kültürü, vizyonu ve hayata bakışı zengin olanlar. İnsan evine gelmeyi özlemeli."
Evden Oksijen Club’a asansör
"EVİNİZDEN mayo ya da spor kıyafetinizle binebileceğiniz özel bir asansör sistemi oluşturduk. Otoparkınızdan evinize çıktığınız asansörlerden ayrı olan bu asansör, sadece evinizin bulunduğu kat ile Oksijen Club arasında çalışacak. Oksijen Club’ta taze hava desteğinin yanı sıra, saf oksijen dozlaması bulunuyor. Sauna önünün tamamen camdan ve Ankara’ya hakim bir manzarası var. Su altında müzik sistemi ve su altı masajları yapan Jet Streem sistemi ve hatta mayonuzu sıkmak için santrifüj cihazı gibi çok özel ayrıntıların da yer aldığı bir proje Oksijen Club. Bunun yanında yüzme havuzu, jakuzi, çocuk havuzu, fitness salonu, sauna, buhar odası, solaryum gibi detaylar da bulunuyor."