Kriz ayakkabı ihracatında yeni fırsata dönüşebilir
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2011 00:00
Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yazıcıoğlu, “Ekonomik kriz ile daralan AB ve gelişmiş ülke ekonomilerinin, büyük ölçekli siparişlerden vazgeçerek küçük ölçekli ama hızlı üretim ve sevkıyat yapabilen ülkelere yöneldiğini” belirterek, “Bunu en iyi yapabilecek ülke Türkiye’dir ve yapmaktadır” dedi.
Yazıcıoğlu, ayakkabı ve ayakkabı yan sanayisinin emek yoğun sektörler olduğu için krizlerden ve ekonomik koşullardan en hızlı etkilenen sektörlerin başında geldiğini söyledi.
2008 yılında dünyada ve Türkiye’de ekonomik bir daralma yaşandığını buna karşın 2009 ve 2010 yıllarında ekonomik gelişmenin sürdüğünü ifade eden Yazıcıoğlu, bu yıl ise kriz nedeniyle dünyada yeniden bir daralma beklendiğini ifade etti.
Uygun fiyat Türkiye’de
Türkiye’nin kriz ortamını fırsata çevirecek şartlara ve imkanlara sahip olduğunu dile getiren Yazıcıoğlu, “Ekonomik kriz ile daralan AB ve gelişmiş ülke ekonomileri büyük ölçekli siparişlerden vazgeçerek küçük ölçekli ama hızlı üretim ve sevkıyat yapabilen ülkelere yönelmektedir. Bunu en iyi yapabilecek ülke Türkiye’dir ve yapmaktadır. Rusya pazarını, hatta bavul ticaretini göz önüne alırsak bu kadar hızlı üretim ve teslimat başka ülkede yapılamaz” diye konuştu.
Türkiye’nin etrafında, 800 milyon insanın yaşadığı ve uçakla 2-3 saat, tır ile 2-3 gün, en fazla bir haftada kat edilebilecek bir pazarın bulunduğuna dikkati çeken Yazıcıoğlu, bu pazardaki insanların istedikleri her kalitede ürünü, uygun fiyata Türkiye’den alabileceklerini kaydetti.
Markaya yönelik ihracatımız az
Ayakkabı ve ayakkabı yan sanayi üretimine ilişkin ithalat-ihracat dengesi ile ilgili görüşlerini de paylaşan Yazıcıoğlu, “Rakam olarak ithalatın, ihracatın neredeyse iki katı olduğunu ancak miktar olarak durumun tam tersi olduğunu” bildirdi. Bunun çok faklı nedenleri olduğunu dile getiren Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: “Ayakkabı ve terlik grupları aynı fasılda olduğu için büyük miktarda yapılan terlik ihracatı fiyat düşük olduğu için ayakkabı ortalama fiyatlarını çok aşağılara çekmekte, ithalat ise daha çok üst gruplarda ve terlik az olduğu için ortalama fiyat yukarda kalmaktadır. Zaten bizim en büyük sorunumuz üst fiyat grubunda ürün ihracatımızın az olmasıdır.”
Yani moda ve markaya yönelik ihracatımız hala az miktarda yer almaktadır.”
2008 yılında dünyada ve Türkiye’de ekonomik bir daralma yaşandığını buna karşın 2009 ve 2010 yıllarında ekonomik gelişmenin sürdüğünü ifade eden Yazıcıoğlu, bu yıl ise kriz nedeniyle dünyada yeniden bir daralma beklendiğini ifade etti.
Uygun fiyat Türkiye’de
Türkiye’nin kriz ortamını fırsata çevirecek şartlara ve imkanlara sahip olduğunu dile getiren Yazıcıoğlu, “Ekonomik kriz ile daralan AB ve gelişmiş ülke ekonomileri büyük ölçekli siparişlerden vazgeçerek küçük ölçekli ama hızlı üretim ve sevkıyat yapabilen ülkelere yönelmektedir. Bunu en iyi yapabilecek ülke Türkiye’dir ve yapmaktadır. Rusya pazarını, hatta bavul ticaretini göz önüne alırsak bu kadar hızlı üretim ve teslimat başka ülkede yapılamaz” diye konuştu.
Türkiye’nin etrafında, 800 milyon insanın yaşadığı ve uçakla 2-3 saat, tır ile 2-3 gün, en fazla bir haftada kat edilebilecek bir pazarın bulunduğuna dikkati çeken Yazıcıoğlu, bu pazardaki insanların istedikleri her kalitede ürünü, uygun fiyata Türkiye’den alabileceklerini kaydetti.
Markaya yönelik ihracatımız az
Ayakkabı ve ayakkabı yan sanayi üretimine ilişkin ithalat-ihracat dengesi ile ilgili görüşlerini de paylaşan Yazıcıoğlu, “Rakam olarak ithalatın, ihracatın neredeyse iki katı olduğunu ancak miktar olarak durumun tam tersi olduğunu” bildirdi. Bunun çok faklı nedenleri olduğunu dile getiren Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: “Ayakkabı ve terlik grupları aynı fasılda olduğu için büyük miktarda yapılan terlik ihracatı fiyat düşük olduğu için ayakkabı ortalama fiyatlarını çok aşağılara çekmekte, ithalat ise daha çok üst gruplarda ve terlik az olduğu için ortalama fiyat yukarda kalmaktadır. Zaten bizim en büyük sorunumuz üst fiyat grubunda ürün ihracatımızın az olmasıdır.”
Yani moda ve markaya yönelik ihracatımız hala az miktarda yer almaktadır.”