Güncelleme Tarihi:
Klinik Endokrinoloji ve Diyabet Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Araz, D vitamininin bağışıklık sistemini düzenleyici ve virüs enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkisinin olduğuna dikkat çekti.
Koronavirüs salgını sürecinde daha çok kapalı ortamda kalındığı için D vitamini eksikliği oluşabileceğini hatırlatan Prof Dr. Araz, güneşli yaz günlerinde en iyi D vitamini kaynağının cildin günde 15-30 dakika doğrudan güneş ışığına maruz kalması olduğunu söyledi ve “Cildin D vitamini üretme kapasitesinin sınırlanmaması için aşırı bronzlaşmadan kaçınılması gerekir. Aşırı bronzlaşmanın ayrıca ciltte kırışmalara ve cilt kanserine yatkınlık yaptığı unutulmamalıdır” uyarısı yaptı. Araz, şöyle devam etti:
D vitamini depolarımız doluysa, yani D vitamini düzeyi 40’ın üzerindeyse yaz-kış güneşlenmek yeterli olacaktır. Eğer D vitamini deposu yetersizse, yani 30’un altındaysa, D vitamini takviyesi almak faydalı olacaktır. Özellikle pandemi sürecinde D vitamini düzeyini 30’un üzerinde tutmak için günde bin 500-2 bin ünite alınması faydalı olacaktır. Aşırı yüksek D vitamini düzeyleri böbrek taşına yol açabilir.
DOĞRU GÜNEŞLENME NASIL OLMALI
Deniz kenarlarına gidemeyecek Ankaralıların kentin açık alanların güneş ışığında faydalanabileceğini hatırlatan Prof. Dr. Araz, sağlıklı bir güneşlenmenin detaylarını ise özetle şöyle anlattı: “Yüzümüz ile dirsek ve dizlerin altı öncelikli olarak güneş alacak şekilde güneşlenmeli. Park, bahçe, balkon gibi açık havada yüz, kol ve bacaklardan güneş alarak D vitamini üretilebilmektedir. Açık tenliler 15-20 dakika, koyu tenliler 20-30 dakika olacak şekilde güneşlenebilirler. Ciltte üretilen D vitamini öncü maddesinin kaybedilmemesi için güneşlendikten hemen sonra sıcak su ve sabunla yıkanılmamalı, keselenilmemeli ve en az 1-2 saat beklenmeli. Pencere ardından güneşlenmek ciltte yeterli D vitamini üretimini sağlamaz.”