Kore Dalgası

Kore Dalgası’nı yakından görebilmek ve gelişmeleri takip edebilmek için Kore Kültür, Turizm ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kore Kültürü ve Bilgi Servisi (KOCIS)’in daveti üzerine dünyanın altı farklı ülkesinden gazeteci ile birlikte soluğu, Güney Kore’nin başkenti Seul’de aldık. Şehrin turistik bölgelerini de görebildiğimiz, Kore mutfağından lezzetleri tadabildiğimiz turun amacı Kore Dalgası’nı tanıtmaktı. K-pop müzik gruplarıyla röportajlar, Kore sinema ve müzik endüstrisinden önemli isimlerle görüşme imkanı bulduk. Geçtiğimiz yıl ağustos ayında Ankara’da konser veren ünlü grup ‘Donkız’, şimdiki adı ‘DKZ’ ile Kore’de bir araya geldik. Ankara konserini unutamadıklarını söyleyen grup üyeleri, başkente tekrar gelmeyi iple çektiklerini belirtti.

POP VE DRAMANIN MERKEZİ GANGAM

Kore Dalgası içinde en popüler olanları ise K-pop ve K-drama. Kore yapımı diziler ve sinema filmleri ile Koreli müzik grupları, dünyaca ünlü olmuş durumdalar. Bu sektörün kalbi ise şehrin Han nehrinin güneyinde bulunan ‘Gangam’ bölgesi. Gangam bölgesinde çok sayıda K-pop ajansları ile yapım şirketi bulunuyor. Müzik alanında yeteneklerini denemek isteyen gençler, ilk olarak bu ajanslara kayıt yaptırıyor. Ardından yapılan seçme ile uygun adaylar seçilip, gruplar oluşturuluyor. Ardından yoğun bir dans ve müzik eğitimine tabi tutuluyorlar. Sonrasında ise müzik piyasasında boy gösteriyorlar. Tabi bu oldukça zor ve meşakkatli bir süreç ve her grubun başarılı olduğu söylenemez. Gezi kapsamında ‘Cherry Bullet’ ve ‘DKZ’ gruplarıyla buluşma fırsatı oldu. 7 üyesi bulunan Cherry Bullet, ‘Really Really’, ‘Hands up’, ‘Love so sweet’ gibi şarkılarıyla biliniyor. Grubun üyeleri, dans ve müzik eğitimi, stüdyo çalışmaları derken vakitlerinin çoğunu birlikte geçirdiklerini ve kız kardeşler gibi olduklarını söyledi. Ağustos 2021’de Ankara’da konser veren DKZ ise isim ve üye değişikliği ile yoluna devam ediyor. Grup üyeleri önceki isimleri olan ‘Donkız’ın telaffuzu zor olduğundan dolayı değiştiğini ve üç yeni üyesi ile çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Ankara’daki konseri unutamadıklarını belirten üyelerden Jong Hyeong, “Çok sayıda hayranımızı karşımızda görünce çok etkilendik. Onların enerjisi unutulmaz ve coşkuluydu. Yeni grup üyelerimizle altı kişi olarak tekrar gelmeyi iple çekiyoruz” diyerek Ankaralı hayranlarına mesaj yolladı.

KORE SİNEMASININ GÜCÜ HİKAYEDEN GELİYOR

Seul’deki duraklarımızdan biri de pek çok Kore dizi ve filminin yapımcılığını ve dağıtımını yapan Showbox oldu. Şirketin CEO’su Kim Do-su, bir filmin baştan sona nasıl ortaya çıktığını ve sonrasındaki süreci büyük ses getiren ‘Taksi Sürücüsü’ filmin üzerinden anlattı. Taksi Sürücüsü, 1980 yılında Gwangju şehrinde çıkan ayaklanmaları görüntüleyen Alman bir gazeteci ile onu şehre götüren ve rehberlik eden taksi şoförünün gerçek hikayesini anlatıyor. Kim Do-su, hikayenin kendilerine ilk geldiğinde taksi şoförüne ulaşmaya çalıştıklarını ancak o dönem taksicilerin takma adlar kullanmaları nedeniyle ulaşamadıklarını anlattı. Sonrasında Almanya’ya giderek gazeteci Hans Peter ile konuşan ve olayın detaylarını öğrenen ekibin, senaryo aşamasına başladığını ifade eren Do-su, filmin 12 milyon dolara mal olduğunu ve 5 ayda çekildiğini anlattı. 10 hafta boyunca vizyonda kalan film, 13 milyona yakın izlendi ve Kore’nin en çok izlenen yapımları arasında yer aldı. Kim Do-su, Kore sinemasının gücünün hikayeden geldiğini ve anlatılan hikayelerin evrensel tatlar taşıdığını aktardı.

SOL KULAĞININ DUYMAMASI ENGEL OLMADI

Güney Kore’nin önde gelen viyola sanatçılarından Sujin Han, küçük yaştan itibaren İngiltere’de yaşamış, müzik eğitimini orada aldıktan uzun yıllar sonra tekrar ülkesi Güney Kore’ye dönmüş. Müzisyen bir aileden gelen Han’ın bilinmeyen bir özelliği var: sol kulağının duymaması. Doğuştan sol kulağı duymayan sanatçı, bunun bir engel olmadığını, ailesinin bu konuda kendisine büyük katkı sağladığını ifade etti. Sol tarafındaki enstrümanları duymadığını ifade eden sanatçı, tamamen orkestra şefine konsantre olduğunu ve duyma bozukluğunun üstesinden bu şekilde geldiğini ifade etti. Kore’deki orkestralarda sanatçıların çoğunun kadın olduğunu ifade eden viyola sanatçısı, klasik eserlerin yanı sıra son dönemde Koreli bestecilerin eserlerini de çalmaktan büyük keyif aldığını aktardı. Türkiye’de henüz konser vermediğini ancak burada konser veren arkadaşlarından aldığı yorumlar doğrultusunda Türkiye’nin senfonik ve klasik müzik açısından oldukça zengin olduğunu söyleyen sanatçı, konser için ülkemize gelmek istediğini dile getirdi.

 NERELER GEZİLMELİ?

-Blue House: Daha önce Cumhurbaşkanlığı Sarayı olan ‘Blue House’, 10 Mayıs 2022'de şu anki Başkan Yun Seok-yeol tarafından halka açıldı ve başkanlık sarayı başka bir bölgeye taşındı. Komplex içinde başkanlık sarayının yanı sıra başkanın ikamet ettiği ev de ziyaret edilebiliyor. Blue House, geleneksel Kore mimarisi çizgilerini, modern bir yorumla sunuyor.

-Gyeongbokgung Sarayı: Seul’ün en önemli tarihi yapılarından biri olan saray, 1395 yılında Joseon Hanedanlığı’nın kralı Yi Seong-gye tarafından yapıldı. Ana binaya üç farklı kapıdan geçilerek ulaşılıyor. Kore’nin geleneksel kıyafeti ‘Hanbok’ giyip saraya giderseniz sizden giriş ücreti almıyorlar.  

-Kwangjang Market: Şehir merkezindeki geleneksel pazarda Kore’ye özgü yiyecekler, içecekler ve gıda ürünlerini bulabilirsiniz. Ayrıca sokak lezzetlerini burada deneyimleyebilirsiniz. Onlarca tezgah etrafından özellikle akşam saatlerinde bir araya gelen Koreliler, günün yorgunluğunu burada atıyor.

-Dongdaemun Tasarım Plazası: Ünlü mimar, Zaha Hadid ve Samoo tarafından yapı, Güney Kore'nin önemli bir kentsel dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Plaza içinde güzellikten tasarıma, modern sanattan mimariye farklı bölümlerde sergiler ve çalışma alanları bulunuyor. Üzerinde yürüyebileceğiniz bir park olan yapı, görünüşü ile adeta yeni bir çağı temsil ediyor. Plaza içinde ziyaret etme imkanı bulduğumuz BTB, kozmetik ve tekstil ürünlerinin sergilendiği bir alan. Her 3 ayda bir yaklaşık 110 farklı markanın ürünleri burada sergileniyor. Ziyaretçiler için yüz taraması ile ciltlerine en uygun ürünler belirleniyor ve bir reçete oluşturuluyor.

-HIKR Ground: Seul’ün merkezinde bulunan ‘HIKR Ground’, K-pop’u deneyimleyebilmek için oluşturulmuş bir merkez, bir K-pop müzesi diyebiliriz. İkinci katta oluşturulan özel stüdyolarda K-pop müzikleriyle dans edip, kendi videonuzu çekebiliyorsunuz. Stüdyolardan bazıları video kliplerden esinlenerek, bazıları ise tamamen özgün olarak tasarlanmış. Özellikle yeni nesil gençlerin büyük ilgi gösterdiğini söylemek gerekiyor. Üst katta ise Koreli ünlü dizi ve filmlerin afişleri, fotoğrafları, kamera arkası görüntülerinin yer aldığı bir sergi alanı bulunuyor.

-Ulusal Gugak Merkezi: Kore geleneksel müzik kültüründe kullanılan enstrümanlar sergileniyor. Merkez, yaklaşık beş bin yıllık Kore kültüründen miras kalan çeşitli bilgiler ve performanslar sunuyor.

-Seul Tarih Müzesi: Güney Kore tarihi, Joseon Hanedanlığı’ndan başlayarak günümüze kadar farklı bölümler altında anlatılıyor. Seul Tarih Müzesi, Seul'ün kökenlerini, Seul'deki insanların yaşamını ve Seul'ün modern topluma dönüşmesini gösteriyor. Bize Seul'ün tarihini ve kültürünü anlatan çeşitli kutsal emanetler de sergileniyor. Ayrıca hem çocuklar hem de aileler için çeşitli deneyim programları ve kültürel etkinlikler düzenleniyor.

-Jogyesa Tapınağı:Şehrin merkezinde gökdelenlerin arasındaki konumuyla geçmiş ve gelecek arasında bir kontrast sunan Budist tapınağı, çok sayıda ziyaretçi ağırlıyor.

NE ALINMALI?

Güney Kore’ye özgü geleneksel ürünler, Insadong bölgesinde bulunan dükkanlardan satın alınabilir. Ancak Kore’den ne alınmalı sorusunun cevabı kesinlikle kozmetik ürünleri olmalı. K-beauty endüstrisi o kadar gelişmiş ki, yüzlerce Koreli kozmetik markası bulunuyor. Özellikle şehir merkezindeki ‘Myeongdong Caddesi’, kadınlar için cennet. Yüzlerce kozmetik mağazasında her bütçeye uygun ürünler bulunuyor. Fiyatlar ise Türkiye’den çok daha ucuz.