Güncelleme Tarihi:
Tüm jinekolojik kanserlerde erken tanının çok önemli olduğunun altını çizen Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Prof Dr. Polat Dursun, şu bilgileri paylaştı: “Rahim içi kanserinde en önemli bulgu menapoz sonrası kanamalar veya adet düzensizlikleridir. Bu şikayetleri hastayı erkenden doktora getirdiği için rahim içi kanserinde erkenden tanı konulabiliyor ve hastaların büyük bir kısmında sadece ameliyat ile ek kemoterapi ve radyoterapi almadan tedavi yeterli oluyor.
KONTROL YAPILMALI
Rahim ağzı kanserinde ise en önemli bulgu ilişki sonrası olan kanamalar ile düzensiz kanama ve tedaviye rağmen geçmeyen akıntılardır. Bu hastalık jinekolojik muayeneyi ihmal etmeyen kadınlarda smear ve HPV testleri ile erkenden tespit edilebilmektedir. Ama jinekolojik kontrol yapılmayan hastalarda ileri evrelerde yakalanabilmektedir ki bu durumda da ışın ve kemoterapi tedavileri gerekebilmektedir.
KEMOTERAPİ GEREKMEKTE
Yumurtalık kanserinde erken tanı koydurucu bir şikâyet yoktur. Hastalar karın ağrısı, karın şişliği, kabızlık gibi daha çok mide barsak hastalıkları diye yorumlanabilecek şikâyetlerle başvurduğu için tanı genellikle ileri evrelerde konmaktadır. İleri evrede tanı konan hastalarda da yaşam süresini uzatmak için agresif cerrahi yaklaşımlar ve kemoterapiler gerekmektedir.
MUAYENE OLMALARI GEREKİYOR
Tarama programlarını iyi uygulayan ülkelerde ölüm oranları düşük iken tarama programı olmayan ülkelerdeki ölüm oranları çok yüksek düzeylerdedir. Kadınların adet düzensizliği, menapoz sonrası kanama, ilişki sonrası kanama veya kasık ve karın ağrısı durumlarında mutlaka jinekolojik muayene olmaları gereklidir.”